Ekonomik büyüme nasıl ölçülüyor?
Bir ekonomideki büyüme, o ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılasında (GSYİH) bir yıl içinde kaydedilen artışla hesaplanıyor. Tabii bu artış oranı enflasyonun etkisinden arındırılarak reel olarak hesaplanıyor. GSYİH, bir yıl içerisinde bir ülkede üretilen tüm mal ve hizmetlerin katma değerlerinin toplanması ile hesaplanıyor. Türkiyede GSYİH verilerini üçer aylık dönemler itibariyle hesaplayan Türkiye İstatistik Kurumu bu verileri yaklaşık üç aylık bir gecikme ile açıklıyor. Yani, Ocak-Şubat-Mart aylarından oluşan ilk çeyreğe ilişkin veriler Haziran sonunda açıklanıyor. 2005 yılının son üç aylık dönemine ilişkin veriler ise geçtiğimiz hafta açıklandı.
2005 yılı büyümesi beklentileri aştı...
2005 yılına ilişkin resmi büyüme tahmini %5 iken, ekonomistlerin büyük bir kısmı büyümeyi %5-%5.5 civarında tahmin ediyordu. Yılın ilk dokuz aylık verileri de bu civarda bir büyüme oranının yakalanabileceğine işaret ediyordu. Ancak, yılın son üç aylık dönemine ilişkin açıklanan büyüme oranları ve bununla birlikte ilk dokuz ayın büyüme verilerinin de yukarı revize edilmesi şaşırtıcı oldu. Buna göre, Türkiye ekonomisinin 2005 yılında %7.4 büyümüş olduğu ortaya çıktı. Ekonomi dört yıldır oldukça hızlı büyüyor. 2001 yılındaki %7.5 daralmanın ardından 2002, 2003 ve 2004 yıllarında büyüme oranları sırasıyla %7.9, %5.8 ve %8.9 oldu.
Ekonomik büyüme yüksek iç
talep ve yatırımlardaki artıştan kaynaklandı...
GSYİH verileri iki yöntemle hesaplanıyor. Bunlardan ilki, harcamalar yöntemi. Bu yöntem ile hesaplanan veriler bize bir yıl içinde ekonomideki tüketim ve yatırım harcamalarının ne yönde geliştiğini gösteriyor. Bu verilere göre, 2004 yılının ikinci yarısından itibaren hız kesen özel sektör tüketim harcamaları, 2005 yılının ikinci yarısında tekrar hızlanmış. 2005 yılının tamamında %8.8 artan özel tüketim harcamaları, 2005 yılının ikinci çeyreğinde iç talebin tekrar güçlendiğine işaret ediyor. Faizlerin önemli ölçüde gerilemesi ve bunun bir sonucu olarak otomobil ve konut kredilerindeki artış iç talebi körüklemiş gibi görünüyor. İnşaat sektöründeki canlılık da, daha sonra beyaz eşya, mobilya ve ev tekstil ürünleri gibi sektörlere getirdiği canlılıkla birlikte iç talepteki artışa neden oluyor. Ayrıca, Otomobil Sanayicileri Derneği tarafından açıklanan sektör verileri de, geçen yılın yaz aylarından itibaren otomobil satışlarının artış eğiliminde olduğunu gösteriyor. Bu da, iç talebin en önemli göstergelerinden biri.
Özel sektörün yatırım harcamalarına bakacak olursak, 2003 yılında %46, 2004 yılında %60 oranındaki artışların ardından 2005 yılında %21 arttığını görüyoruz. Üç yıl ard arda bu kadar yüksek yatırım artışı gerçekten çarpıcı bir gelişme. Yatırımlar yoluyla üretim kapasitesinin artıyor olması aynı zamanda yüksek iç talebe rağmen enflasyonun düşüş trendini sürdürmesini açıklayabiliyor.
Sanayi üretimi, inşaat sektörü ve ticaret çok hızlı büyüdü...
GSYİH verilerinin bir diğer hesaplanma yöntemi ise sektörler bazında üretimin ölçülmesi. Buna göre, tarım, sanayi, inşaat, ticaret, ulaştırma ve mali hizmetler gibi çeşitli sektörlerin katma değerleri ölçülüyor ve toplanıyor. Bu yöntemle hesaplanan verilere göre, 2005 yılında en çarpıcı büyüme oranı %21.5 ile inşaat sektöründe kaydedilmiş. Ayrıca, sanayi üretimi %6.5 artarken, üretimdeki büyümeye paralel olarak ticari faaliyetlerin katma değeri %7.4 yükselmiş.
Milli gelir rakamları, sanayi üretiminin alt kalemlerini vermiyor. Yani %6.5lik sanayi üretim artışının hangi sektörlerden kaynaklandığını göremiyoruz. Ama bu konuda bizlere fikir verebilecek başka veriler var. Örneğin aylık bazda açıklanan sanayi üretim verileri milli gelirdeki sanayi üretim verileri ile birebir uyuşmasa da bize sektörler bazında fikir verebiliyor. Bu verilere göre, 2005 yılında imalat sanayiindeki üretim artışı %4.8 oldu. Bu dönemde, inşaat sektörünün girdilerini kapsayan metalik olmayan mineraller üretimi %10.3, beyaz eşyayı da kapsayan elektrikli makina ve cihazlar üretimi %17.3, taşıt araçları imalatı %9.6, mobilya imalatı %40.3 artış kaydetti. Buna bakarak, 2005 yılında sanayi üretimindeki büyümenin itici güçlerinin inşaat, beyaz eşya ve otomotiv sektörleri olduğunu söyleyebiliriz. Buna karşılık, tekstil ve giyim eşyası sektörleri de en ciddi üretim daralması yaşanan sektörler olarak dikkat çekiyor. 2005 yılında tekstil sektörü üretimi %11.8, giyim eşyası üretimi %12.5, deri ürünleri imalatı ise %19 daraldı. Bu veriler, Türkiyenin üretiminin ve ihracatının çok önemli bir kısmını oluşturan tekstil ve giyim sektörlerinde ciddi sorunlar yaşandığını, otomotiv ve beyaz eşya gibi bazı sektörlerin ise oldukça iyi bir performans sergilediğini gösteriyor.