Neve Şalom Sinagogunda gerçekleştirilen Holokostu anma töreninde Hahambaşı Rav İsak Haleva, Cemaat Başkanı Silvyo Ovadya, İsrailin İstanbul Başkonsolosu Mordehai Amihai, Yardımcısı Smadar Razabi, Onursal Başkan Bensiyon Pinto, Aşkenaz Cemaat Başkanı Sadi Feldman, Bet Din Üyeleri, Hahambaşılık müşavirleri dernek kurum ve kuruluş başkanları ve dindaşlar katıldılar.
Anma törenine katılan konuklar, sinagog girişine yerleştirilen ve üzerine II Dünya Savaşı yıllarında sadece Yahudi oldukları için yaşamlarını kaybeden 1,5 milyon çocuğun adının bulunduğu uzun liste ve yanına yerleştirilen mumlar ile karşılandılar.
Arvit duasının okunmasının ardından mum yakma törene geçildi. 1,5 milyon çocuğun anısına ilk mumu Hahambaşı Rav İsak Haleva, bebeklerini kollarında ölüme taşıyan annelerin adına yakılan ikinci mumu Başkonsolos Mordehai Amihai, anne babalarından ayrı düşen yetimleri simgeleyen üçüncü mumu Cemaat Başkanı Silvyo Ovadya, bilge, ravların kötü yazgılarını ve yaşlıları hatırlatan dördüncü mumu Aşkenaz Cemaati Başkanı Sadi Feldman, isimsiz kahramanların anısına beşinci mumu Neve Şalom Vakfı Başkanı Moiz Bahar, savaşçıları simgeleyen altıncı ve son mumu FKD Başkanı Nino Debehar ve Kadınlar Kolu Başkanı Ninet Pardo yaktı. Tüm mumların yakılması sırasında Tevaya gençlerin de davet edilmesi, geleceğe yönelik güzel mesajlar iletiyordu.
Mum töreninin ardından Sami Feldman günün anlamını irdeleyen bir konuşma yaptı: "Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 1 Kasım 2005te alınan bir kararla, Türkiyenin de aralarında bulunduğu 104 ülke 27 Ocak gününü Şoayı anma günü olarak kabul etti. Böylece, bitiminden ancak 61 yıl sonra, dünya devletleri Şoayı daima hatırlanması ve öğretilmesi gereken bir insanlık suçu olarak tescil etmiş oldular.
BMde kabul edilen 27 Ocak tarihi, Auschwitz-Birkenau ölüm kampının Sovyet Ordusu tarafından kurtarıldığı gündür. Yani bir anlamda Şoanın bittiği gün.
Her yıl İbrani takvimine göre 27 Nisan tarihinde anma günü düzenlenir.
İsrail Devletinin kurulmasının ardından, hayatta kalan getto savaşçıları ve partizanlar, Varşova Gettosundaki isyanın başlangıç gününün, Anma Günü olarak kabul edilmesini isterler.
Varşova Gettosu isyanı bir semboldür. Silahlı ve silahsız Yahudi direnişi, Varşova, Vilna, Kovno, Minsk gibi en az 60 gettoda; Treblinka, Sobibor, Auschwitz-Birkenau gibi ölüm kamplarında, partizan etkinlikler olarak Doğu Avrupanın ormanlarında, Batı Avrupanın şehirlerinde, hatta Almanların başkenti Berlinde savaş boyunca devam etti.
27 Nisan tarihi, Varşova Gettosu isyanını hatırlatmasının yanı sıra, tam olarak Pesahla Yom haAtsmaut arasındadır. Bir bağımsızlık bayramından, diğer bağımsızlık bayramına giden yolun tam ortasında. Bu yönüyle umutsuzluğun içinde yeşeren bir umudu temsil eder."
Feldman konuşmasını tüm yakınlarını Holokostta kaybeden bugün 84 yaşında olan anneannesi Miryam Cerasinin öyküsünü paylaşarak sürdürdü.
Sami Feldman "Türkiye Yahudileri, Şoayı yaşamayan şanslı Yahudilerden oldular. Ama Shoa tüm Yahudileri yok etmeye, Yahudilikin kökünü kazımaya yönelmişti" dedi ve konuşmasını ailelerin çocuklarına Shoayı öğretmeleri gerektiği üzerinde durarak tamamladı.
İsrail Konsolosluğunda görev alanların çocukları Daniel Eskenazi ve Gal Fridman "Bir dakikalık saygı duruşu" adlı bir şiir, çocukların gözüyle Şoayı konu alan iki anlatıyı paylaştılar.
Bu yılki March Of The Livinge katılmak üzere Polonyaya gidenler arasında bulunan eski cemaat Başkanlarından Av. Rıfat Saban ile Rav Nafi Halevanın duygularını aktardıkları telefon bağlantısı ve hep birlikte Kadiş okunması anma törenine farklı bir anlam kattı.
Ardından sırasıyla Rav İzak Alaluf, Teilim, Hazan Araşi David Sivi Nekamot, Rav Yehuda Adoni Mişna, Rav Moşe Benveniste Zohar, Hahambaşı Rav İsak Haleva Kadiş, Hazan Araşi David Sivi Male Rahamim dualarını okudular. Anma duası Cemaat Başkanı Ovadya, Hahambaşı Rav Haleva ve Neve Şalom Başkanı Moiz Behar Ehalin kapılarını açmaları ve Anoten, Avinu Mişeberah dualarını okumalarıyla son buldu.