Tak takiştir, kendine yakiştir...

Batya KEBUDİGeçtiğimiz günlerde Nişantaşı`nda Mono adını verdiği takı atölyesiyle genç girişimci olma yolunda ilk adımı atan Yael Morel farklı tasarımlarıyla dikkat çekiyor

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
Yael Morel henüz 26 yaşında. St. Michel Fransız Lisesi’nin ardından, Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi’nde, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü’nü bitirdi. Sanatla olan bu iç içe yaşam üniversite yıllarında başladı. Birçok farklı işte çalıştıktan sonra kendi işini yapmaya karar verdi. Yaptığı takılar çevresindeki kişiler tarafından çok beğeniliyordu. Daha çok kişiye ulaşabilmek için Nişantaşı’nda atölyesini kurdu. Geniş ürün yelpazesiyle farklı seçeneklerin bulunduğu Mono’yu en kısa zamanda keşfetmelisiniz.
Üniversiteden bu yana neler yaptınız?
Üniversitedeyken ağırlıklı olarak web tasarımı yapan şirketlerde çalıştım. Daha sonra bir fotoğrafçının yanında asistanlık yaptım. Üniversitenin son dönemlerinde ileride  ne olacağımı; ne yapacağımı düşünerek epey mutsuz günler geçirdim. Okul bittikten sonra küçük bir reklam ajansında reklam yazarı olarak işe başladım. Reklam yazarlığı iki sene kadar sürdü.
Bu işe nasıl başladınız?
Reklam yazarlığına devam edip etmekle ilgili tereddütlerim vardı. Ayrıca çalıştığım ajansta mutlu değildim. Aslında yapmak istediğim bir işti ancak nedense daha ileriki yıllarda bu alanda olmayı hedefliyordum. Gelecekte benim için gayet iyi olacağını düşünüyordum. Şu an ise farklı arayışlar içerisindeydim. Sonra bir arkadaşım sayesinde kendimi bu işin içinde buluverdim.
Bir takı atölyesi kurmak aklınıza nereden geldi?
Bir sene kadar evimde çalıştım, çevremdeki birçok kişiye tasarımlarımı satıyordum. Ama bir süre sonra anladım ki bu şekilde ancak bir yere kadar büyüyebilecektim. Yaptığım işle mutlu olduğumu görünce evden çıkmam gerektiğini anladım. Bir ortağa ihtiyacım vardı. Satış ve pazarlamayla ilgilenebilecek birini arıyordum. Tam da o sırada yine işinde mutsuz başka bir arkadaşımla bu konuyu konuşurken ‘neden ortak olmuyoruz’ dedik. Bir de baktım ki ortağım Bahar Noyin ile beraber yer bakıyoruz. Ortağımın halkla ilişkiler tecrübesi sayesinde kısa sürede epey yol aldık. Bir atölye kurmak işleri çok daha ciddileştiriyor, insanların konuya bakışını bile değiştiriyor.
Böyle bir işe başlamak tecrübe gerektiriyor mu?
Açıkçası çok emin değilim ne kadar tecrübeye ihtiyaç olduğunun... Son yıllarda bu işi yapan çok insan var ve hepsi de  güzel şeyler tasarlıyorlar. Ben kendime baktığım zaman, okuduğum okulun ve bölümün bana çok katkısı olduğunu görüyorum. Okulum sayesinde elim bu işe çok daha yatkın oldu ve bölümünün gerekliliği olan ‘titizlik’ şu anda çok isime yarıyor. Genel anlamda farklı bir göz edinmemi ve tasarımımı kuvvetlendirmemi sağladı diyebilirim.
Ne tür taşlar kullanıyorsunuz?
Genel olarak yarı değerli taşlar kullanıyorum. Bazen kristaller ve boncuklar kullandığım da oluyor ama bunu minimumda tutmaya çalışıyorum.
Ne tarz takılar yapıyorsunuz?
Çok belirli bir tarzım var diyemem aslında. Dışarıdan bakanlar bir bütünlük olduğunu söylüyorlar ama ben farklı tasarımları bir arada sunduğumu düşünüyorum. Genel olarak şekle dayalı takılar yapmayı seviyorum. Böylece diğerlerinden gözle görülür bir farkım oluyor. Yaptıklarımın ortak özellikleri var tabii ki; zincir çok seviyorum mesela. Zarif ama dikkat çekici takılar yapmaya çalışıyorum. Tasarımlarımı gören herkesin kendine uygun bir ürün bulmasını, ‘bu mutlaka benim olmalı’ demesini istiyorum. Eğlenceli ve  farklı şeylere gitmeye uğraşıyorum.
Bu sezon takı modasında neler var?
Bence artık özellikle moda diyebileceğim birşey pek kalmadı. Sadece öne çıkanlar oluyor her sezon. Bu sezonun öne çıkanları aslında gecen seneden geleceğini haber veren fil dişi. Onun dışında tahta takılar, oyalı takılar çok revaçta. Ne isterseniz var aslında…
Bu yaz en çok hangi renkleri kullanacağız?
Benim için yaz renkleri pembe, mavi, beyaz ve yeşildir. Dolayısıyla benim koleksiyonum da büyük oranda bu renklerden oluşuyor. Çevremi gözlemlediğimde de sürekli bu renkleri görüyorum.
Kişiye özel tasarımlar yapıyor musunuz?
Elbette kişiye özel tasarımlar yapıyorum. Aslında her tasarımcı gibi yaptıklarımın olduğu gibi sevilmesini istiyorum. Sıfırdan bir şey yapınca bir başka bakıyor insan yaptığına, değiştirilsin istemiyor. Ama insanların beğendikleri bir şeyi, kendilerine uygun bir hale getirmek istemeleri de çok doğal. Onların daha çok beğenmesini sağlamak ayrı bir zevk aslında. En eğlencelisi bir insana özel bir şey yapmak. Kendisiyle ilgili bir kaç bilgi verdiğinde, ona uygun bir şey yapmak çok güzel, özellikle de o kişi beğendiğini gördüğüm an çok mutlu oluyorum.