Savaş Tanrısı Lord of War
Yuri Orlov, "Silah satmak... Neden daha önce aklıma gelmemişti ki?" diyor "Savaş Tanrısı"nda... Silah ticareti bir taraftan Yurinin hayat standartlarını yükseltirken, diğer taraftan onun için değerli ne varsa alıp götürüyor...
Savaş Tanrısında, New Yorkun unutulmuş mahallelerinden birinde oturan Ukrayna asıllı Yuri Orlovun (Nicholas Cage) ilginç yaşam yolculuğuna tanık oluyoruz.
Yolculuk, söz konusu mahallede yaşanan günlük bir olaydan etkilenerek başlıyor. Yuri mahallesindeki bir lokantada birilerinin silahlarla taranarak öldürülmesine tanık oluyor.
Bu arada Yurinin gözü silahlara ve onlardan akarcasına dökülen boş kovanlara takılıyor. Bu sektördeki tüketimin sonsuz olduğunu böylesine dramatik bir olay sonucunda keşfeden Yuri, kendisi için çıkışın silah tüccarlığında olduğuna inanıyor ve bu işi yapmak için gerekli adımları atmaya başlıyor. Önceleri kuytu köşelerde birer birer silah satarak başlayan ticaretin çapı çok geçmeden genişliyor. On yıl içinde Yuri "silahlanmakta" olan ülkelerin hırslı yöneticilerine konteynerler dolusu silah satmaya başlıyor. Yurinin, yaptığı işe bakış açısı şöyle: "Dünyada 550 milyon silah var. Bu da her 12 kişiye bir silah düşüyor demek. Geriye kalan tek soru şu: Diğer 11 kişiyi nasıl silahlandıracağız?"
Bu hızlı ve varlıklı hayat, Yuriyi çocukluk aşkı Ava Fontaine ile birlikte resim gibi bir hayatın içine yerleştirirken, onu çok bağlı olduğu kardeşi Vitalynin (Jared Leto) güveninden, öz oğlunun çocukluğundan ve kendine olan saygısından mahrum bırakıyor.
Baştan sona keyifle izlenmeye aday bu filmin DVD ve VCDsi piyasaya çıktı. DVDnin farklı özellikleri arasında, filmin oyuncuları ile röportajlar, kamera arkası görüntüler ve filmin fragmanı var. Film 5.1 Dolby ses formatında. Türkçe ve İngilizce dublaj ve altyazı seçenekleri de mevcut. İyi seyirler...
Münih Munich
5 Eylül 1972 sabahı Münihteki Olimpiyat Köyü akıllara durgunluk verecek bir olay ile güne uyanır. Sabaha karşı saat 04:30 sularında sekiz Arap terörist İsrailli atletlerin kaldığı yatakhaneye baskın yapar. Çıkan çatışmada iki İsrailli atlet can verirken geriye kalan dokuz kişi teröristler tarafından rehin alınır. Teröristlerin talebi nettir: İsrail hapisanelerinde mahkum tutulan 234 Filistinlinin serbest bırakılıp güvenli bir şekilde Mısıra ulaştırılması... Bütün gün süren verimsiz pazarlıklar; teröristlerin Mısıra ulaştırılması vaadi ile sona erer. Teröristler ve rehineler helikopterler ile Münih yakınındaki askeri havaalanına sevkedilir. Havaalanında Alman askeri güçleri tarafından yapılan operasyon da sonuç vermeyince olaya karışan dokuz İsrailli rehine, bir Alman askeri ve teröristlerin beşi ölür.
Steven Spielbergin "Münih" adlı filmi yaşanan olaylar karşısında İsrail Gizli Servisi Mossadın düzenlediği "Tanrının Gazabı" adlı operasyonu anlatıyor. Filmde, operasyonu, her biri farklı özelliklerde olan beş kişilik bir ekip gerçekleştiriyor. Bu ekip, Avrupanın ve Ortadoğunun çeşitli yerlerinde 5 Eylül olaylarının sorumluları olarak gösterilen hedefleri takip ediyorlar.
Film kullanılan mekan açısından oldukça zengin olması ile öne çıkıyor. Set ekibi filmde izleyiciye 30 yıl öncesinin havasını verebilmek için sokakları neredeyse yeni baştan yaratmış. Kostüm seçimi de, yine Spielbergin her filminde olduğu gibi, ayrı bir özen ile gerçekleştirilmiş. Bu alandaki başarısını birçok filmde tekrar tekrar kanıtlamış kostüm tasarımcısı Joanna Johnstonın da büyük etkisini unutmamak lazım. Bu tip ayrıntılara gösterilmiş olan özen filmin gerçekçiliğine büyük katkı sağlıyor.
Filmde kurgunun büyük bölümü, ekibin lideri olarak atanmış İsrailli Avnerin (Eric Bana) hikayesinin etrafında gelişiyor. Eric Bana bu oyunculuk sorumluluğun altından başarıyla kalkıyor. Filmin kadrosunu zenginleştiren isimler arasında Geoffrey Rush (Shine) da var. Rush, Mossaddan Ephraimi canlandırıyor.
Kuşkusuz "Münih"i benzerlerinden ayıran en önemli özellik, bir dereceye kadar bile olsa, tarafsızlığı benimsemiş olması... Kimi sahnelerde ilk önce, hedef olan kişi ile empati kurmamız sağlanıyor; o kişinin de kendi olağan hayatı dahilinde aslında kötü bir insan olmadığı diğer bir deyişle "etten kemikten" olduğu gösteriliyor. Bu insanlara zarar verildiğini gören seyirci, karşı taraftakiler için de üzüntü duyuyor; olayın ikili doğasını kavrıyor.
Filmin DVDsinde de kamera arkasından detaylı görüntülerini ve filmin fragmanını bulabilirsiniz. Dublajlar 5.1 Dolby Digital formatında hem İngilizce hem Türkçe olarak mevcut.