ABD faizlerine ilişkin beklentiler geçtiğimiz hafta da gelişmekte olan ülkelerin finansal piyasalarını etkilemeyi sürdürdü. Doğal olarak, Türkiyedeki finansal piyasalar da bu beklentilerden etkilendi. Ama geçen hafta yurtiçi finansal piyasalarda en büyük hareketliliği yaratan gelişme Çarşamba günü açıklanan enflasyon verileri oldu. Bu veriler, özellikle bono ve tahvil piyasasında faizlerin hızla yükselmesine neden oldu.
Haftayı özetleyecek olursak, hafta başında yurtiçi piyaslar büyük ölçüde yurtdışı gelişmeleri izleyerek sakin bir seyir izledi. Son birkaç haftalık dönemde, ilk önce Mart ayı FED toplantısına ilişkin tutanaklarda FEDin faiz artırımlarına son vereceğinin işaretlerinin verilmesinin ardından, FED Başkanı Bernankenin Kongrede yaptığı konuşmasının da faiz artırım döngüsünün sonuna gelindiği şeklinde yorumlanması ABD tahvil faizlerinin gerilemesine ve ABD dolarının zayıflamasına neden olmuştu. Bu da, daha riskli olduğu için daha yüksek getirili olan gelişmekte olan ülke tahvillerini olumlu etkilemiş ve spreadlerinin gerilemesine neden olmuştu.
Ancak, geçen hafta FED Başkanı Bernanke bir Kongrede yaptığı konuşmasının piyasalar tarafından yanlış yorumlandığını söyledi. Bunun üzerine, ABD doları bir miktar değer kazanırken, ABD tahvillerinin getirileri de yükseldi. Ancak, bu hareket çok üzün sürmedi ve ABD doları yeniden değer kaybederken, tahvil getirileri de geriledi. Haftanın ilk bir iki gününde yurtiçi piyasalar da bu gelişmeleri izleyerek nispeten sakin bir seyir izledi. Döviz piyasasında kur hareketleri büyük ölçüde parite hareketlerinden etkilendi ve YTLnin döviz sepeti karşısındaki değerinde önemli bir değişiklik olmadı. Bono ve tahvil faizleri ise biraz yükseldi.
Çarşamba günü açıklanan Nisan ayı enflasyon verilerinin beklentilerin çok üzerinde çıkması faizlerde ciddi bir yükselişe yol açtı. Enflasyon verilerinin bu denli yüksek açıklanması yılsonu için hedeflenen oranın tutturulamayacağı endişelerini artırırken, Merkez Bankasının bundan sonra faiz kararlarında daha temkinli olacağı beklentisini doğurdu. Dolayısıyla, piyasalarda gecelik faizlerin düşeceği yönündeki beklentiler de bir hayli zayıfladı. Bu da, bono ve tahvil faizlerinin yükselişinde etkili oldu. Bir önceki haftayı %13.66 seviyesinden kapamış olan 9 Nisan 2006 vadeli tahvilin (ikinci el piyasada gösterge tahvil) faizi Çarşamba günü %13.76 seviyesindeydi. Çarşamba piyasaların kapanışından sonra açıklanan enflasyon verileri, bu tahvilin faizinin Perşembe günü %14.13e kadar yükselmesine neden oldu. Söz konusu tahvilin faizi geçtiğimiz haftayı %14.07 seviyesinden kapattı. Yani, faizler bir haftada 0.4 puan yükselmiş oldu. Ayrıca, geçen hafta içinde tahvil faizlerinin ulaştığı seviyenin Kasım 2005ten bu yana en yüksek faiz seviyesi olduğuna dikkat çekmek istiyorum.