Sezin ESKİNAZİYıllardır çözülmek bilmeyen Ortadoğu meselesi ile birlikte, İsrail`in dış ilişkileri günümüzde daha ön plana çıkmaya başladı. Acaba İsrail`in en büyük ticari ortaklarından biri olduğu bilinen Avrupa Birliği`nin Ortadoğu sorununa yönelik genel tutumu nedir ve İsrail ile ilişkilerinin dayandığı
Avrupa’nın Ortadoğu’ya yönelik tutumunu incelemek için biraz geçmişe dönüp 1980 yılına baktığımızda, Avrupa Birliği’nin Venedik’te yayınladığı bir beyanname ile ilk kez Ortadoğu’daki barış sürecini destekledi ifadesine rastlıyoruz. Fakat o tarihte yayınlanan bu belgede İsrail’in Filistin topraklarını işgal ettiği ve Filistin halkının hür olması gerektiği yönünde ifadeler yer alıyordu.
Bir süre sonra Avrupa Birliği’nin, barış sürecini hızlandırmak ve yol haritasını hayata geçirmek amacıyla kurulan Dörtlü’ye (Amerika, AB, BM, Rusya) katılmasıyla birlikte, Ortadoğu meselesine aktif olarak katılmış oldu.
Yakın zamanlara baktığımızda ise İsrail halkının artan intihar saldırılarına maruz kalmasını engellemek amacıyla inşa edilen ‘güvenlik duvarı’nı Avrupa Birliği ‘utanç duvarı’ olarak tanımlayarak, 2004 yılında Birleşmiş Milletler’in duvarın yıkılması için sunduğu teklifi onayladı.
İsrail’in 2005 yazında Gazze ve Batı Şeria’nın bir bölümündeki yedi bin beş yüz vatandaşını geri çekmesi ile Avrupa Birliği Ağustos 2005’de resmi bir açıklama yaparak, İsrail’in o tarihteki başbakanı olan Ariel Şaron’u üstün cesaretinden dolayı tebrik etti ve barışa doğru giden yolda önemli bir adım atıldığını söyledi.
Terörü şiddetle kınadığını özellikle belirten Avrupa Birliği, İsrail’in kendi halkını korumak istemesinin son derece doğal olduğunu; fakat bunu uluslararası yasaları çiğnemeden yapması gerektiğini vurguladı. AB, yakın zamanda İsrail askerlerinin gerçekleştirdiği cezaevi baskını da kınadığını belirtti.
Ocak ayında gerçekleşen Filistin seçimlerinde galip gelen terör örgütü Hamas, Ortadoğu dengelerini değiştirdi. Bu sonucun ardından bir açıklama yapan Avrupa Birliği, şiddeti kınadığını belirterek, örgütün İsrail Devletini tanıması gerekliliğini savundu. AB ayrıca silahsızlanma ve Hamas öncesi imzalanan anlaşmalara uyması yönünde birçok uluslararası toplum gibi şart koştu. Yaptığı 700 milyon Euro’dan fazla finansal yardımla Filistin Yönetimi’nin en büyük maddi destekçilerinden biri olan AB, nisan ayının başında Hamas’ın silahsızlanmayı reddetmesi üzerine insani yardım dışındaki maddi yardımını durdurma kararı aldı.
1980 yılından bu yana Avrupa Birliği’nin genel olarak tutumunu incelediğimizde İsrail ile arasındaki tansiyonun Ortadoğu sorunu sebebiyle yükselip alçaldığını görüyoruz. Bunun yanı sıra İsrail ve AB arasındaki ipler ticari ve kültürel bağlamda sıkı sıkıya bağlı tutuluyor.
İsrail’in Avrupa Birliği ile bağlantıları öncelikli olarak AB-İsrail Ortaklık Anlaşmaları (Association Agreement) aracılığıyla kurulan Avrupa-Akdeniz Ortaklığı (Euro-Mediterranean Partnership) tarafından denetleniyordu. Avrupa Birliği’nin genişlemesiyle birlikte AB, Avrupa-Akdeniz Ortaklığı’na hız kazandırmak amacıyla Aralık 2004’de Avrupa Komşuluk Politikası’nı (ENP) tasarladı. ENP, AB tarafından Avrupa ülkeleriyle ekonomik, kültürel, politik ve güvenliğe yönelik işbirliğini hızlandırmak için hazırlandı.
Avrupa Birliği - İsrail Eylem Planı:
ENP kapsamında Aralık 2004’de Avrupa Birliği -İsrail Eylem Planı kabul edildi. Plan İsrail’in, AB’nin politikası ve programlarıyla ilgili temel görüşlere sahip olması, politik işbirliği açısından kapsamını genişletmesi ile ticaret ve tarım alanlarında serbest olmasını içeriyor. Bunun yanı sıra terörle mücadele, silahsızlanma, kültürel ve dinsel konulardaki diyalogların geliştirilmesi; taşıma, enerji, çevre, bilim ve teknoloji konularında işbirliği yapılması da bu anlaşmanın amaçlarından bazıları.
Eylem Planı çerçevesinde geçtiğimiz Mart ayında Kudüs’te iki alt kurul toplandı. Toplantıda görüşülen konuların başlıkları şu şekildeydi: Politik işbirliği, endüstri-ticaret-iç pazar, adalet, araştırma-eğitim, vergilendirme, enerji ve taşımacılıkta AB- İsrail- Filistin birleşik işbirliği.
Kültürel aktiviteler:
İsrail, Avrupa Birliği’nin kültürel aktivitelerine destek olmak amacıyla hazırladığı bölgesel programlardan yararlanabiliyor. ‘Euro-Med Youth Action Programme’ kapsamında İsrailli gençler ile Avrupa ve Akdeniz Ortaklığı’na dahil olan ülkelerin gençleri arasında değişim (Erasmus) programları uygulanıyor. Ayrıca yine Euro-Med’ e bağlı görsel-işitsel, kültürel miras gibi etkinliklerde de İsrail gereken desteği görüyor.
Bilim-teknoloji:
Avrupa Birliği ve İsrail arasında bilim ve teknoloji alanında yapılan anlaşmalar da bulunuyor. İsrail’in AB’nin araştırma ve teknoloji alanlarında yürüttüğü ‘Dördüncü Araştırma ve Teknoloji Geliştirme Çerçeve Programı’ na dahil olması Ağustos 1996’ya dayanıyor. 2003?? yıllarını kapsayan ‘Altıncı Araştırma ve Teknoloji Geliştirme Çerçeve Programı’ ise AB’nin Avrupa Araştırma Alanı oluşturmak için attığı ve İsrail’in tam rol oynayacağı bir strateji adımı olarak biliniyor.
İsrail çerçeve programlarına dahil edilen ilk Avrupalı olmayan ülke olarak biliniyor. Bu durum Avrupa Birliği tarafından İsrail’in, bilim ve araştırma alanlarındaki yüksek performansına bağlanıyor.
Ticaret:
İsrail’in en büyük ticari ortağı olan Avrupa Birliği ile arasındaki işbirliği Ortaklık Anlaşması’na bağlı yürütülüyor. 2004 yılında İsrail’in ihracat mallarının %30’u AB’ye giderken, ithal mallarının yaklaşık %40’ı AB’den karşılandı.
Avrupa Birliği, Akdeniz Anlaşmaları’na dayalı olarak İsrail, sanayi ürünlerinde Avrupa’nın 25 ülkesiyle serbest ticaret yapabiliyor. İki taraf birbirine tarım ürünlerindeki gümrük vergisinin azaltılması veya sınırsız miktarda ürün izni gibi konularda ayrıcalıklar tanıyor.