Haftanin İzi

Hazırlayan: Karel VALANSİSao Paulo Caddeleri sakinleştiBrezilya`nın Sao Paulo şehrinde önce hapishane isyanı olarak başlayan çatışmalar daha sonra sokaklara taşındı. Polis ile yasa dışı çeteler arasında bir hafta boyunca süren bu çatışmalarda toplam 170 kişi hayatını kaybetti

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
PCC adlı örgüte üye 765 suçlunun azami güvenlikli bir hapishaneye yerleştirilmesi sırasında Sao Paulo şehrinde bulunan on sekiz hapishanede isyan başladı. PCC adlı bir örgüt tarafından gerçekleştirildiği açıklanan isyan sırasında yüz kişi hapishane isyancıları tarafından rehin alındı. Ayrıca Polisi hedef alan PCC örgüt karakolda, devriye halinde, evinde, barda bulunan polislere saldırdı. Polise göre bu isyanlar hapishanede bulunan PCC liderleri tarafından cep telefonları ile kumanda edildi. Bu bilgi üzerine Brezilya telekom firmaları Sao Paulo’da bulunan altı hapishane ve çevresindeki cep telefonu kapsama alanını kapattı. Acil durum önlem planının uygulandığı şehirde hafta sonu olaysız sona erdi fakat hafta boyunca 170 kişi öldü. Bu kişiler arasında 41 polis ve gardiyan, 18 mahkum ve 4 sivil de bulunuyor.
1993 yılında kurulan PCC, eroin ve silah kaçakçılığından adam kaçırmaya ve banka soygununa kadar birçok suç işledi. Kasım 2003’te PCC elliden fazla polis karakoluna saldırıp üç polisi öldürüp on ikisini yaralamıştı.
Herkesin birbirini suçladığı Brezilya’da muhalefet partileri iktidar partisini, Polis dernekleri ise hapishane yetkililerini güvenlik yetersizliği sebebi ile suçladı. 107 kişinin polis sorgusunda ölmesi sonucunda insan hakları dernekleri harekete geçirerek bu konu ile ilgili bir soruşturma açılmasını talep ettiler. Polis sorguda kötü muameleyi kabul etmiyor. Polisin kullandığı yöntemlerin eleştirilmesi, PCC örgütünün ise esrar satışı gibi diğer yasa dışı işlerinden daha iyi gelirini etkilemesi çatışmaların durdurulmasında etkili olduğu düşünülüyor.

Dünya sağlık örgütü başkanı Dr Lee Jong-wook
hayatını kaybetti

Dünya sağlık örgütü (World Health Organization - WHO) başkanı Dr Lee Jong-wook İsviçre’nin Cenevre kentinde kaldırıldığı hastanede Pazartesi sabahı hayatını kaybetti. Güney Koreli olan 61 yaşındaki Jong-wook WHO için 23 yıl boyunca çalıştı. 2003 yılından itibaren başkanlık görevini yerine getiren Jong-wook’un ölüm haberi 192 ülkenin üyesi olduğu kurumun yıllık toplantısında duyuruldu. İspanya Sağlık Bakanı Elena Salgado’nun yönettiği toplantıda haberin verilmesi üzerine iki dakikalık saygı duruşunda bulunuldu ve 30 dakika ara verildi.
Cumartesi günü görev sırasında fenalaşan Dr Lee geçirdiği beyin kanaması sebebi ile getirildiği hastanede ameliyata alındı fakat pazartesi sabahı hayata gözlerini yumdu. Ölümü üzerine çok üzgün olduğunu ifade eden Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Anan üzüntüsünü "Dr Lee’nin ani ölümü ile derinden sarsıldım. İyi bir lider, iş arkadaşı ve dostumu kaybetmek çok üzücü" sözleri ile dile getirdi.
Birleşmiş Milletlerin Güney Kore ofisinde işe başlayan Dr Lee, Tüberküloz programının lideri olarak gösterdiği başarı ile taktir topladı. Aids’in yenilmesini kendini adayan başkan son zamanlarda kuş gribi ile ilgili çalışmalarda bulunuyordu.

İspanya ETA ile görüşmelere başlayacak
İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero, ETA’nın ateşkes ilanından sonra ilk defa Bask bölgesini ziyaret etti. Genel başkanı olduğu Sosyalist İşçi Partisi’nin (PSOE) düzenlediği bir toplantıya katılan Zapatero, Bask bölgesinde barışın sağlanması için haziran ayında ETA ile görüşmelere başlanacağını söyledi.
İspanya’da düzenlenen bir ankete göre, ETA’nın 24 Mart’ta ilan ettiği daimi ateşkese İspanyollar şüpheli bakıyor. Katılımcıların yüzde 53,9’u ateşkesin kalıcı olduğuna şüpheyle bakarken, yüzde 49,4’ü ETA’nın şiddeti tamamen bırakma olasılığının olmadığını ya da az olduğunu düşünüyor.

Karadağ, Sırbistan’dan
ayrılmak istiyor
Karadağ yaptığı bir referandum ile halkına Yugoslavya ile son bağı olan Sırbistan’dan ayrı bağımsız bir ülke olmak isteyip istemediğini sordu. Halkın yüzde 55.4’ü oyunu bağımsız bir devlet olmaktan yana kullandı.
Pazar günü yapılan referandumda oyların yüzde 55.4’ünü alan bağımsızlık taraftarları sonucu tüm gece eski Karadağ  Krallığının kırmızı ve altın rengindeki flaması ile kutladı. Gereken yüzde 55 sınırının az bir farkla aşıldığını savunan birleşme taraftarları ise oyların tekrar sayılmasını talep ettiler. 700 bin’den az bir nüfusa sahip olan Karadağ’da yapılan referanduma seçmenlerin yüzde 86,3’ü katıldı. Sırp politikacılar, Ortodoks din adamları ve Sırbistan’a komşu dağlık bölge yaşayanları bağımsızlığa karşı olan grubu oluştururken; etnik Karadağlılar ve kıyı bölgesinde yaşayanlar bağımsızlığı savundular.
Başbakan Milo Djukanovic referandum sonucunu bir ülkenin bağımsızlığının yenilenmesi olarak tanımladı ve artık daha güçlü bir ekonomi ile AB’ye girebileceklerini belirterek memnuniyetini dile getirdi. Sırbistan- Karadağ birleşme kurallarına göre, ayrılma durumunda AB üyelik görüşmelerine devam hakkı Sırbistan’a geçiyor. Karadağ’ın AB, BM ve diğer uluslar arası kuruluşlara yeniden başvurması gerekiyor. Sırbistan Adriyatik denizine direk bağlantısını kaybediyor. Bu durum Sırbistan-Karadağ ortak varlıklarının paylaşımında Karadağ lehine olacak.
Sırbistan- Karadağ 2003 yılında birleşti. Kuruluşunda alınan bir karar ile üç yıl sonunda her iki tarafada bağımsızlığını talep etme hakkı verildi. Karadağ en son 90 yıl önce, I. Dünya Savaşı sonunda Yugoslavya ile birleşmeden önce bağımsızdı.