Tzipi Livni ile Boğaz gezisi…

Nelly BAROKASFotoğraflar: Ester YANNİERİsrail`in Dışişleri Bakanı Tzipi Livni 28-29 Mayıs tarihinde resmi bir ziyarette bulunmak üzere Türkiye`ye geldi. İlk gününü İstanbul`da geçiren bakan Neve Şalom Sinagogu ziyaretinin ardından Türk Musevi Cemaati`nin onuruna düzenlediği Boğaziçi gezisine katıldı. Bu gezi sırasında Tzipi Livn

Kültür
9 Ocak 2008 Çarşamba
İsrail’in Dışişleri Bakanı Tzipi Livni iki günlük bir ziyaret için Türkiye’ye geldi. Ziyaretinin İstanbul ayağında dışişleri bakanı ilkin İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Mordehai Amihai’ın basın mensupları ile birlikte Four Seasons Oteli’nde verdiği öğle yemeğine katıldı.
Neve Şalom Sinagogu ziyaretinden sonra Türk Musevi Cemaati, Tzipi Livni’yi "Bosphorus Princess" adlı özel bir teknede ağırladı. Kabataş’tan hareket eden tekne  akşam saatlerinde Boğaz’ın iki yakasında seyrederken konuklar bakan ile tanışma ve sohbet etme fırsatını buldular. Geri Çekilme Planı, Ehud Olmert’in ABD’deki başarısı ve olası olumlu sonuçları, barış konusunda Filistinlilerle süregelen çözümsüzlük, Mahmud Abbas ile görüşmeler sohbetlerin odağında yer aldı.
Boğaz gezisinde İsrail’in Ankara Büyükelçisi Pinhas Avivi, İstanbul Başkonsolosu Mordehai Amihai, Konsolos Moşe Kanfi, Kültür Ataşesi Batia Keinan da hazır bulundu.
Hahambaşı Rav İsak Haleva, Cemaat Başkanı Silvyo Ovadya, Onursal Başkan Bensiyon Pinto, Hahambaşılık Müşavirleri ve  cemaatimizden çok sayıda davetli geziye katıldı.
Tzipi Livni daha evvelce tatil amacıyla Antalya’ya geldiğini, ancak bir günlük kısa bir sürede İstanbul’u tanımanın mümkün olamayacağını bu nedenle ilk fırsatta korumaları olmaksızın bir turist gibi kenti gezmek istediğini belirtti.
Kadima’nın
kurucularından
Tzipi (Tzipora) Livni, Etzel’in kurucularından ve Likud Partisi’nin ilk millet vekillerden Polonyalı Eitan Livni’nin kızıdır. 1958 yılında Tel-Aviv’de doğan Tzipi Livni askerlik görevinden sonra Mosad’da çalıştı, Bar-İlan Üniversitesi’nde hukuk öğrenimi gördü. 1999 yılında Likud Partisi’nden Knesset’e seçilene dek on yıl avukatlık mesleğini sürdürdü. 2001 yılında sırasıyla Tarım Bakanlığı, Göç ve Uyum Bakanlığı, İmar ve İskan Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı görevlerinde bulunan Livni, geçtiğimiz yıl Ariel Şaron ile birlikte Kadima Partisi’nin en önde gelen kurucuları arasında yer aldı.
Ehud Olmert hükümetinin de en etkin siyasetçileri arasında yer alan Tzipi Livni yeniden Dışişleri Bakanlığı görevine atandı. Livni 21 Mayıs’ta Şarm-el Şeyh’de FÖY Lideri Mahmud Abbas ile görüşmesinden sonra ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirdi.
Ülkesinde de dürüst, dinamik ve saygın bir siyasetçi imajı çizen Tzipi Livni evli ve iki çocuk annesi. İsrail halkının gerek sağ gerekse sol kesimleri tarafından takdir edilen Livni, 2004 yılında "Quality of Governance" (Yönetim Kalitesi) Ödülü ile onurlandırıldı.

Teröre karşı
kenetlenmeliyiz
Bakan yolculuk sırasında konuklara yaptığı konuşmada kendisine  gösterilen misafirperverliğe teşekkür ettikten sonra antisemitizm olsun, Yahudi düşmanlığı olsun, her ne ad altında olursa olsun bugün dünyada   Yahudilerin teröre maruz kaldıklarını, bu nedenle uluslararası teröre karşı kenetlenmeleri  gerektiğini söyledi. Ayrıca bakan iki kez terör saldırısına uğrayan Neve Şalom Sinagogu’nu ziyaret etmekten çok etkilendiğini ifade etti.  Tzipi Livni Filistinli komşularının egemen bir ülke olarak kendi devletlerini kurmalarına karşı olmadıklarını da belirtti.

TZIPI LIVNI İLE AYAKÜSTÜ BİR SÖYLEŞİ

Dışişleri Bakanı’nı Boğaz manzarasını izlemekten uzun süre alıkoymamak düşüncesi ile kendisine gazetemiz adına sadece iki soru yönelttim.

Başbakan Ehud Olmert’in ABD ziyaretini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu ziyaretin sonuçları konusunda iyimser olabilir miyiz?

"Tabii ki. Bu ziyaretin olumlu sonuçları olacağını şimdiden biliyoruz. Her şeyden önce Ehud Olmert’in ABD Kongresi’ndeki konuşmasını dinleyen herkes İsrail’in ve başbakan olarak Olmert’in ne denli  büyük ilgi gördüğüne, nasıl sıcak karşılandığına, defalarca ayakta alkışlandığına tanık oldu. Bu ilgi pek sık rastlanan bir şey değil.
İsrail ile ABD ortak değerlere  ve kelimenin geniş anlamı ile ortak çıkarlara sahip iki ülke. Ehud Olmert ABD Kongresi’nde benim yarın Ankara’da söyleyeceklerimi söyledi. İsrail, iki ulusa iki devlet görüşünü gerçekleştirmeye çalışacak. Bizim amacımız bu.
Filistinlilere hükmetmek arzusunda değiliz. Bizi barışa götürecek adımlar atıp ilerlemek istiyoruz. Ancak bu hedefimizi ileriye taşımak her zaman kolay olmuyor, çünkü seçimlerden sonra karşı tarafta terör örgütü Hamas iktidara geldi. Ve karşılıklı bir anlaşmaya varabilmek için iki partner bulunması gerekiyor. Biz bir karar aldık; barışa veto demek istemiyoruz. Bu nedenle barışın gerçekleşmesi için dünyanın sadece İsrail’e değil, iki tarafa da yardımcı olması gerekiyor."

Eğer yanılmıyorsam yeni kurulan hükümetin dışişleri bakanı olarak ilk yurtdışı resmi ziyaretinizi Türkiye’ye gerçekleştiriyorsunuz. Bunu ülkenizin Türkiye ile olan ilişkilerine verdiği önemin bir göstergesi olarak nitelendirebilir miyiz?

 "Kesinlikle doğru... Türkiye ile İsrail arasındaki karşılıklı ilişkiler her iki ülke için de büyük önem taşır. Türkiye ile ortak değerlere sahibiz. Üstelik Türkiye konumu açısından da çok özel bir ülke. Türkiye-İsrail- ABD arasında Türkiye’nin de çok değer verdiği  bir stratejik ortaklık var.
İki ülke arasındaki ticaret son iki yılda ikiye katlandı. Bu durumda biz bu ilişkileri daha da pekiştirmek, iki ülkeyi birbirine daha da yakınlaştırmak yönünde çaba harcayacağız. Yeni hükümetin kurulması ile birlikte Türkiye’yi ziyaret etmemin sebebi, her iki ülkeyi ilgilendiren veya rahatsız eden konuları karşılıklı konuşmak ve tartışmak.
Aslında Filistin konusunda bir görüş ayrılığı yok. İki tarafın da menfaatlerinin çatışması söz konusu değil. İki ulusa iki devlet çözümü söz konusu. Türkiye hükümeti bu çözüme destek olabilir.
Biz şu anda Türkiye’ye evet veya hayır yanıtını beklediğimiz programlar sunmuyoruz. Türkiye’yi de geleceğe yönelik düşüncelerimize ortak etmeye çalışıyoruz. Ve amacımızın iki halkın menfaatine olduğunu açıklamak istiyoruz."