Cuma günü Münih’te başlayacak turnuvada Almanya ile Kostarika karşı karşıya gelecekler ve dananın kuyruğu 63 maçın sonunda Berlin Olimpiyat Stadı’nda kopacak. Şampiyon unvanıyla Almanya'ya gelen Brezilya Konigstein/Taunus'da kampa girerken 1 numaralı favori olarak kupaya hazırlandı ve FIFA dünyada yılın futbolcusu Ronaldinho ise taraftarların en çok izlemek istediği isim olarak ön plana çıkıyor.
Berlin'de kampa yerleşen Almanya ise 1974'de turnuva evlerinde oynandığında kupayı kaldırmıştı. Ancak bugün Brezilya'nın en önemli rakiplerinden biri olarak görülen ev sahibi geçtiğimiz günlerde Japonya ile yaptığı hazırlık maçında gösterdiği defansif zaaflardan dolayı kupaya pek de hazır görülmüyor.
Dünya Kupasının keyfi esasında tahmin edilmeyen olayların bolca yaşanmasından kaynaklanıyor. Mesela geçtiğimiz kupada 1998 şampiyonu Fransa’nın, tüm oyuncuları Fransız Ligi’nde top koşturan Senegal’e yenilmesi bunun en güzel örneklerinden birini oluşturmakta.
Ancak, her ne kadar Dünya Kupası’nda, her kıtadan bir temsilci olsa da, kazananın sadece 2 kıtadan, Avrupa'dan ve Güney Amerika'dan çıkması ilginç bir gerçek olarak ortaya çıkıyor. Dahası otoritelere göre bu sene de statükonun değişmesi, fazla olası gözükmüyor.
Lionel Messi'nin sakatlığının geçmesiyle rahat bir nefes alan bir diğer yıldızlar topluluğu Arjantin de bu sene Latin Amerika'nın önemli kupa adaylarından biri.
Ev sahibi Almanya'nın dışında Avrupa'da İngiltere’yi, İtalya’yı, Fransa’yı ve Hollanda’yı kupa adaylığı için göze çarpan takımlar olarak sayabiliriz.
İlginç bir olay ise, dünyanın en kuvvetli ligine sahip olan İngiltere, şu ana kadar hiçbir Dünya Kupası’nı müzesine götüremedi. Hatta tarihi boyunca sadece tek kez Avrupa Kupası’nı müzesine götürdü. Bu Dünya Kupası’na da şimdiden şanssız bir başlangıç yapan İngiltere, en tehlikeli oyuncusu Wayne Rooney'nin ayağındaki sakatlık sebebiyle kadrosunu silbaştan oluşturmak zorunda kaldı. Yine de o olmadan çıktıkları Jamaika maçında 6 gol kaydetmeyi başardılar. Marcello Lippi'nin İtalyası ise evlerinde süren futbol skandalından nasibini aldı. Takımın içinde karışıklıklar ve belirsizlikler had safhada. Bu sebeplerden dolayı İtalya bu kupada taraftarlarını erken bir üzüntüye sürükleyecek gibi gözüküyor.
Fransa ise her zaman korkulan ve rakipleri tarafından saygı duyulan bir ekip. Geçen Dünya Kupası’nda taraftarlarına her ne kadar hayal kırıklığı yaşattılarsa da Horozlar’dan bu sene şampiyonluk bekleyenlerin sayısı azımsanmayacak kadar fazla. Ayrıca Zinedine Zidane’ın son Dünya Kupası olduğu düşünüldüğünde göstereceği performans merakla bekleniyor.
Avrupalı son favori ise Hollanda… Eleme gruplarında parlayarak finallere gelen Portakallar, geçtiğimiz pazar günü Avustralya ile 1ǃ berabere kaldıkları maçta Philip Cocu, Wesley Sneijder ve Giovanni van Bronckhorst gibi 3 anahtar futbolcusunu kaybetmenin sıkıntısını yaşıyor. Yine de zengin kadrolarıyla bu sorunu aşacak gibi gözüküyorlar. 4’er ülkeden oluşan 8 grupta yapılacak olan ilk tur maçlarında her zaman olduğu gibi sürpriz skorlar ve heyecan dolu dakikalar yaşanacak. Muhtemelen en zorlu mücadele C Grubu'nda olacak. Hollanda, Arjantin, Sırbistan, Karadağ ve Fildişi Sahilleri'ni bir araya toplayan grup kısaca "Ölüm Grubu" olarak adlandırılıyor. Ayrıca Fildişi Sahilleri, Trinidad & Tobago, Angola, Gana, Togo ve Ukrayna tarihlerinde ilk kez Dünya Kupası finallerinde mücadele edecek olan takımlar… Artık, Dünya Kupası’nda mücadele edecek takımlara başarılar, bizlere de iyi seyirler dilemekten başka bir şey söylemeye gerek yok…
Buyurun heyecana!
