Cumhurbaşkani Ahmet Necdet Sezer:"500 küsur yildan beri bir arada yaşi

Rafael SADİ / KudüsTürkiye Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer eşi Semra Sezer ile birlikte İsrail`i resmi olarak ziyaret etti. İsrail basını ve özellikle dışişleri yetkililerinin ifadelerine göre bu gezi iki ülke arasındaki ilişkilerin ne denli derin ve bozulmaz olduğunun bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba

Cumhurbaşkanı Sezer eşi ve beraberindeki heyet ile birlikte 6 Haziran Salı günü özel uçağı ile indiği Ben-Gurion Havaalanı’nda askeri  törenle karşılandı.
Bu karşılama sonrasında Sezer dinlenmek üzere Kudüs’deki  King David Oteli’nde kendisi için ayrılan kraliyet dairesine çekildi.
Sezer henüz İsrail devlet yetkilileri ile görüşmeden, İsrail’de yaşayan Türk Yahudileri ile tanışmak istedi. King David Oteli’nin balo salonunda verdiği akşamüstü kokteylinde Türkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri ve eşleri ile İsrail’de yaşayan, işadamları ve elçilik yetkililerini en sıcak şekilde karşıladı ve her birimiz ile teker teker ilgilenip sohbet etti.
Balo salonuna ilk giren davetliler arasındaydım ve kendimi Türkiyeliler Birliği Basın Sözcüsü, Şalom Gazetesi gönüllü muhabiri ve Afyonlular   Derneği fahri üyesi olarak  takdim ettim.
"Afyon" sözcüğünün  sihirli etkisi  yerini buldu.
Daha kabul esnasında Cumhurbaşkanı Sezer beni kenara çekerek; "Nasıl Afyonlusun?" diye sordu. "15 yıldır Afyon’dan mermer ve mermer işleme makineleri  ticareti yapıyorum.  Onlar da beni  fahri hemsehrileri olarak kabul ettiler. Size de selamlarını iletmemi istediler" deyince Cumhurbaşkanı pek sevindi.
Türkiyeliler Birliği Başkanı Momo Uzsinay ve Bülten Editörü Nesim Güveniş Cumhurbaşkanına Kudüs’ün gümüş gravürünü takdim etti.  Sezer   bu hediyenin kendisi için büyük anlam taşıdığını  belirtti.
Momo Uzsinay bu hediyenin aslında kendilerini hep Türk hisseden ve İsrail’de yaşayan yaklaşık 100bin Türk Yahudisi adına verildiğini hatırlatınca, Ahmet Necdet Sezer: "Biz 500 küsur yıldan beri bir arada yaşıyoruz,  bizi  hiçbir kuvvet ayıramaz ve hiç kimse  aramızı bozamaz" dedi.
"Sayın Cumhurbaşkanım bunu Şalom Gazetesi’nde yazabilirmiyim?" diye sordum.
Kendisi de gayet dostane bir şekilde; "İstediğiniz yerde kullanabilirsiniz, ben bunu söyledim" dedi.
Türkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri ve eşleri, Cumhurbaşkanı’na sorular sordular, kendisi ile bir bir resim çektirdiler.
Kokteyl sırasında Sezer’i bir anda yanımda gördüm, sohbetimize  kaldığımız yerden devam ettik. Afyon’daki müşterek tanıdıklardan sözettik,  Afyonlular’ın kendisi ile ne kadar övündüklerini anlattım.
"Sayın Cumhurbaşkanım müsaade ederseniz beni rahatsız eden bir durumu size ifade etmek istiyorum" dedim.
“Tabii  buyurun hayırdır” dedi.
"Biz Türk Yahudileri bildiğiniz üzere 514 yıldan beri bir arada yaşıyoruz  ve sizin de ifade ettiğiniz gibi ortak yaşanmışlığımız var."
"Tabii bunu kim inkar edebilir ki?"
“Maalesef Türkiye’de Yahudi düşmanlığı tesis etmeye çalışan  bazı insanlar  bizim  Türk, güvenilir olmadığımız ile başlayarak, 300 yıl önce  Müslümanlığı seçmiş olan Sabetaycılar ile devam edip, binbir dereden su getirerek bir karalama kampanyası sürdürmekteler. Biz Oğuz ve Kayı boylarından gelmedik ama ulusal eğitim sistemimiz sayesinde  daha birinci sınıftan beri Türküm, doğruyum, çalıskanım dedik, bayrağı sevdik, İstiklal Marşı’nı her duyduğumuzda ve söylediğimizde duygulandık."
“Hiç merak etmeyin biz herşeyi görüyoruz ve takip ediyoruz.”
“Bu Yahudi düşmanlığının ardında  dinler arası  düşmanlık yaratmak, bir sonraki aşamada ise Türkiye’nin laik rejimini değistirmeye yönelik bir çaba yatıyor. Bu durum beni ve aynı duyguları paylaşan Türk Yahudilerini iki kez endişe içine itmektedir.”
“Sevglili kardeşim öncelikle şunu  söyleyebilirim ki Türklük kimsenin tekelinde değildir ve yasalarımıza göre her vatandaşımız Türk’tür. Türkiye’nin rejimini değiştirebilecek bir durum söz konusu değildir ve olamaz da. Bu konuda müsterih olun. Türkiye’nin ve rejiminin bekçileriyiz. Az önce dediğim gibi Yahudiler ile Türklerin ve Türkiye’nin arasını hiç birşey bozamaz.”
Cumhurbaşkanı o denli samimi ve içtendi ki kendimi adeta  çok  eski bir aile dostu ile konuşur gibi hissettim.
Topluca birçok hatıra fotoğrafı çektirdik. Fotoğraf çektirirken de Cumhurbaşkanımız beni yanı başına almayı eksik etmedi sağolsun.

Devlet Başkanı Köşkü’nde

Yaklaşık 20 gün önce Devlet Başkanlığı Köşkü Sekreterliği’nden Türkiye Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer onuruna İsrail Devlet Başkanı Moşe Katsav’ın vereceği akşam yemeği için bir davetiye aldım.
Davet günü büyük bir tesadüf eseri hemen Devlet Başkanlığı Köşkü’nün karşısında boş bir park yeri buldum.
Aslında kabul mekanı olan alan akşam yemeği salonu haline dönüştürülmüş.
Ne yapalım burası küçük bir ülke ve geniş imkanlar  yok. Köşkün arka  sundurması da  kokteyl salonu haline  dönüştürülmüş. Gayet iyi ve samimi bir hava hakimdi. İsrail’in Türkiye Büyükelçisi Feridun Sinirlioğlu ile  selamlaştıktan sonra Türkiye Cumhurbaşkanlığı heyetindeki arkadaşlar ile  sohbeti koyulaştırdım.
TC Cumhurbaşkanı ve eşinin köşke ulaştıkları haberi ile küçük sundurma altından yemek salonuna geçmek için kuyruğa girdik.
Küçük odaya girip Moşe ve Gila Katsav’ın elini sıkmamızın ardından, Sezer ve eşinin ellerini sıkmamız gerekiyordu.
Moşe Katsav Türkiyeliler Birliği denince büyük samimiyet  gösterdi. Sıra Sezer çiftinin ellerini sıkmaya gelince beni bir akşam öncesinden hatırlayan Cumhurbaşkanı Sezer elimi  sıkıp size "Rafet Bey"  diyebilir miyim dedi. Nasıl isterseniz efendim, ama benim adım "Rafael" veya "Rıfat" dedim. Olsun dedi fark etmez, hepsi güzel isimler. İnşallah Afyon’da görüşelim dedi.
İki ülke başkanları konuşmalarında bu yemeğin iki ülke arasında yüzyıllar süren dostluğun kalıcı bir köprüsünü simgelediğini dile getirdiler.
Bu davetin bir de eğlence kısmı vardı ki ilginç olması istenirken  bana kalırsa  geceye oldukça ağır bir hava verdi. İki  şarkı söyleyen şarkıcı şarkılarını bitirdiğinde galiba salonun yarısından fazlası uyumuştu.
Yanımda oturan İsrail Dışişleri Bakanlığı Türkiye Masası Şefi Avi Haddad’a şarkı bitince kalkıp herkesin üzerini örtmek ve birer iyi geceler öpücüğü vermek gerekecek dedim ve bunda da haksız değildim.
Tabii ben müzikten ne anlarım ki....
Cumhurbaşkanlığı masasında Dışişleri Bakanı Tzipi Livni, Semra Sezer, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, İsrail Devlet Başkanı Moşe Katsav, Gila Katsav ve Başbakan Yardımcısı Şimon Peres yer aldı.