Dünya Kupasi tarihi - 2

İlk beş kupadan daha iyi bir organizasyona sahip olan İsveç 58, futbol kalitesi açısından da vasatın üzerine çıktı. Kupanın favorileri arasında son şampiyon F.Almanya, Brezilya, Sovyetler Birliği, Fransa vardı. Ev sahibi İsveç ise, İtalya'da oynayan futbolcularını vatani görev edasıyla milli takıma çağırdı. Sonuçta ortaya çekişmeli ve zevkli bir kupa çıktı.

Pele’nin doğuşu,
kupa kıta dışına gitti
İsveç 1958, mükemmel organizasyonu ile dikkat çekti. İsveç, ev sahipliği için tam not alırken başarılı maçlarda çıkardı. Pele, kupa tarihindeki ilk golünü atarken sadece 17 yaşındaydı. Aynı Pele, yarı finalde Fransa'ya tam üç gol attı. Artık dünya, bu siyah çocuğu konuşuyordu. Brezilya 8 yıl sonra tekrar finaldeydi. İsveç ise Sovyetler Birliği'ni yendikten sonra F.Almanya karşısında da başarılı bir futbol sergiledi.

1962 Şili
Şampiyon Brezilya...
Güney Amerika, bir kez daha kupaya ev sahipliği yapıyordu. Bu kez organizatör, And Dağları'nın üzerine kurulu Şili idi. İklimi ve bitki örtüsü nedeniyle futbolcular, sadece birbirleriyle değil, doğa şartları ile de mücadele edecekti. Türkiye, Avrupa 5. Eleme Grubu'nda Sovyetler Birliği ve Norveç ile mücadele etti. Norveç'i iki maçta da yenmemize rağmen tüm maçları kazanan Sovyetler Birliği, kupaya gitme hakkını kazandı. Kupa öncesi Şili, kötü bir olayla sarsıldı. Kupa'nın Şili'de oynanması için geceli gündüzlü çalışan, mükemmel bir organizasyon yaratan FİFA Şili temsilcisi Carlos Dittborn, kupaya az bir süre kala yarattığı eseri göremeden vefat etti.

Yeni star Garrincha,
Brezilya Pele aşkına
1962 Dünya Kupası ile birlikte "averaj" kuralı da geldi. Grupta aynı puana sahip ekipler, daha önce baraj maçı yapıyorlardı. Ancak FİFA, bu işe bir son verdi ve averajı daha iyi takımın üstte yer alması kuralını benimsedi. Grup maçlarında sürpriz olmadı. Çeyrek finalde Brezilya, İngiltere'yi "küçük kuş" Garrincha ile geçti. Garrincha, Pele'nin yokluğunda Brezilya'nın yeni yıldızı olmuştu. Harika çalımları, hızı, tekniği ve golcülüğü ile rakip defansların adeta baş belasıydı. Kumara ve kadına düşkünlüğü olmasa, adını dünya futbol tarihine altın harflerle yazdırabilirdi ama o, bu kupadan sonra silindi Kupa maçları boyunca yaşanan sertlik ve çöl sıcağındaki maçlar futbolcuları bezdirdi. İlk turun en dikkat çeken takımı, Sovyetler Birliği idi. Ama çeyrek finalde evsahibi Şili, Sovyet rüyasını sona erdirdi. Aynı Şili Jules Rimet Kupasını almaya gelen İtalya'yı da ilk turda evine göndermişti.

1966 İngiltere
Şampiyon İngiltere
Yedi kupa geçmişti ve futbolu icat eden İngiltere kupalarda pek varlık gösterememişti. Bu kez eline gerçekten önemli bir fırsat geçmişti. 1966 Dünya Kupası'nı organize edecekti ve şampiyon olmak istiyordu. Türkiye ; elemelerde Portekiz, Çekoslovakya ve Romanya'nın bulunduğu grupta sadece bir maç kazanabildi ve grup sonuncusu oldu. Kupanın maçlar başlamadan önce çalınması, İngiltere'yi ayağa kaldırdı. Tüm İngiliz polisinin bulmak için seferber olduğu kupayı, pickles adında bir köpek, parkta bir gazete kağıdına sarılmış halde buldu. İngilizler çok rahatlamıştı ama çalınan kupanın esrarı yıllar boyunca bir türlü aydınlatılamadı.

Eusebio Fırtınası
İngiltere Teknik Direktörü Alf Ramsey, Güney Amerika takımlarına, sergiledikleri sert futbol nedeniyle "hayvanlar" dedi. İngiltere-Arjantin maçında Arjantin kaptanı, ayna oynanan F.Almanya Uruguay maçında ise Uruguay kaptanı kırmızı kartla oyundan atılınca Güney Amerikalılar, Avrupalıların kupayı alabilmek için çok güzel bir tezgah kurduklarını iddia ettiler.

Gol mü, değil mi?
İngiltere-F.Almanya finali, yıllarca unutulmayacak bir maçtı. Maçın başında Haller, takımını 1ǂ öne geçirdikten sonra Hurst, İngiltere'nin beraberlik golünü attı. Peters, İngiltere'yi 2ǃ öne geçirdi. Son dakikada F.Almanya, bir karambol anında Weber'le golü buldu. Maçın 101. dakikasında Hurst, penaltı noktası yakınında topa ser bir şekilde vurdu, top üst direkten çizgiye düştü. Herkes "gol kaçtı!" derken Sovyet yan hakem Bayramof, topun çizgiyi geçtiğini işaret etti. F.Almanlar şaşkındı. Hurst, 120. dakikada skoru belirleyen golü atarken final maçında hat-trick yapan ilk futbolcu oldu.

1970 Meksika
Şampiyon Brezilya
Kupanın ev sahipliğini bu kez bir Kuzey Amerika ülkesi olan Meksika üstlendi. Oldukça yüksek bir rakıma sahip Meksika'da gündüz oynanan maçlarda aşırı sıcak sorun yaratacaktı. Kupaya katılabilmek için El Salvador ve Honduras, kozlarını sahada değil, cephede paylaşmaya karar verince iki ülke arasında yaklaşık üç gün süren bir savaş yaşandı. Ancak iş tatlıya bağlandı ve eleme maçını El Salvador kazandı. Türkiye ise elemelerde Sovyetler Birliği ve Kuzey İrlanda ile karşılaştı, ancak puan dahi alamadan grup sonuncusu oldu. 1970'in en önemli özelliği, oyuncu değişikliği kuralının ilk kez uygulandığı kupa olmasıydı.

Pele yine sahnede
Meksika 1970, zor bir Dünya Kupası idi. Uruguay, İtalya ve Brezilya iki kez, F.Almanya ve İngiltere bir kez şampiyon olmuştu. Kurallara göre üç kez şampiyon olan takım, Jules Rimet Kupası'nı ebediyen müzesine götürecekti. İşte bu ruh haliyle başlayan 1. tur karşılaşmalarında fazla bir sürprize rastlanmadı.  İtalya, uzun yıllar süren bir suskunluğun ardından 1970'de kendini gösterdi. Grup maçlarında sadece 1 gol atıp hiç gol yemeden grup lideri olmayı başardı. Ancak çeyrek final ile birlikte, "Beyaz Pele" lakaplı Riva ortaya çıktı. Sonuçta İtalya, bu performansıyla finale kadar çıkmayı başardı.

Maç gibi uzatma,
Jules Rimet Brezilya’nın
Brezilya, kıtadaşı Uruguay'ı yenerken adeta şov yaptı. Diğer yanda İtalya-F.Almanya maçı tarihe geçti. İtalya, Boninsegna'nın golüyle öne geçti. Maç böyle bitecek derken son dakikada Schnellinger maçı uzatmaya götüren golü attı. Uzatmalar adeta gol düellosu şeklinde geçti. Önce Müller attı, ardından Burgnich ve Riva İtalya'yı öne geçirdi. Müller tekrar beraberliği sağladı ama Rivera, Alman defansının hatasını affetmedi. Sonuçta İtalya, 4Dž kazanarak finalist oldu.