Geçtiğimiz haftanın en önemli gelişmesi Merkez Bankası Para Politikası Kurulunun Çarşamba günü takvim dışı toplanarak, gecelik faizleri 1.75 puan artırması oldu. Merkez Bankasının bu kararı piyasalar tarafından olumlu karşılansa da, yurtdışı piyasalardaki hareketliliğin sürmesi Türkiyede finansal piyasalardaki dalgalanmaların devam etmesine neden oluyor...
2 Haziran Cuma akşamı açıklanan mayıs ayı enflasyon verileri -zaten yüksek olan- piyasa beklentilerinin de üzerinde çıktı. Doğal olarak, yıllık enflasyon hedefinin %5 olduğu bir yılda tek bir ayda %1.9 oranında fiyat artışı açıklanması piyasaları çok kötü etkiledi. Bu verilerin ardından, son aylarda yükselmiş olan enflasyon bekleyişleri daha da arttı. Bunun sonucunda, piyasalar geçtiğimiz haftaya oldukça olumsuz bir havada başladı. 2 Haziran Cuma günü %16.7 seviyesinde bulunan ikinci el tahvil faizleri 5 Haziran Pazartesi günü %18.9a kadar yükselirken, dolar kuru da 1.60 seviyesinin üzerine çıktı. Merkez Bankası Başkanının Para Politikası Kurulunu 7 Haziran Çarşamba günü takvim dışı toplantıya çağırmış olması pazartesi günü piyasalar üzerinde pek etkili olmadı. Hatırlanacağı gibi, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu her ayın son haftasında toplanarak gecelik faizleri belirliyor. Bu toplantıların tarihi 2005 yılının sonunda belirlenmişti. Bundan önceki en son toplantı 25 Mayıs tarihinde yapılmıştı, bundan sonraki toplantı da 20 Haziranda yapılacaktı. Dolayısıyla, Kurulun son gelişmeleri değerlendirmek için takvim dışı toplantıya çağırılması piyasalar açısından sürpriz oldu ve Merkez Bankasının faizler konusunda şok kararlar alabileceği beklentisini doğurdu. Bu beklentiler salı ve çarşamba günleri faizlerin ve kurların bir miktar gerilemesine neden oldu.
Çarşamba günü yapılan toplantıda gecelik faizlerin 1.75 baz puan artırılarak %13.25den %15e çıkarılması piyasalar açısından sürpriz oldu. Bu karar ile açıklanan duyuruda Merkez Bankası bundan sonra faizlerin yükselme olasılığının azaldığını belirtti. Böylece, Merkez Bankası bu faiz artırımının bir kerelik bir artırım olduğunun sinyalini verdi. Merkez Bankasının baskı altında kalmadan faizleri artırdığı şeklinde yorumlanan ve Bankanın bağımsızlığı açısından olumlu algılanan faiz artırımının ardından piyasalar oldukça olumlu etkilendi; bono ve tahvil faizleri gerilerken, Türk Lirası da değer kazandı. Burada vurgulamak istediğim bir nokta Merkez Bankası tarafından belirlenen %15lik gecelik faizlerin yıllık bileşik seviyesinin %16.2 olduğu ve ikinci el bono ve tahvil piyasasındaki %18lik faiz seviyesinin halen altında olduğudur.
Perşembe günü piyasalar bir yandan faiz artırımının olumlu etkilerini yaşarken, bir yandan da yurtdışı piyasalardaki hareketlilikten olumsuz etkilendi. FED Başkanı Bernankenin ABDde ekonomik aktivite yavaşlasa da, FEDin enflasyon baskılarına karşı dikkatli olacağını söylemesi ABDde faiz artırımlarının süreceği beklentisini kuvvetlendirdi. Buna, Avrupa Merkez Bankasının faiz artırımı da eklenince tüm gelişmekte olan ülkelerin finansal piyasaları -hatta gelişmiş ülkelerin borsaları- oldukça olumsuz etkilendi. Cuma günü ise Türkiyede hem bono-tahvil, hem de döviz piyasasının nispeten daha olumlu bir hava içinde olduğu görüldü. Sonuç olarak, 2Nj Haziran Cuma günleri itibariyle, ikinci el piyasada en çok işlem gören 9 Nisan 2008 vadeli tahvilin yıllık bileşik faizi %16.72den %17.89a yükseldi. Öte yandan, dolar kuru %0.7 yükselirken, euro kuru da %0.7 geriledi. Dolayısıyla, geçtiğimiz hafta 1 dolar ve 0.77 eurodan oluşan döviz sepetinin değerinde değişiklik olmadı.