Futbol ve Ekonomi

Suzi APALAÇİ DAYANMerkez Bankası`nın faiz artırımı piyasalar tarafından olumlu karşılanırken, yurtdışı piyasalardaki dalgalanmalar devam ediyor.

Ekonomi
9 Ocak 2008 Çarşamba

Alev SEREN

Dünya kupası heyecanı 4 yıl ardından sonra bu defa Almanya’da yeniden başladı. Dünyanın en büyük organizasyonlarından biri olan kupayı televizyondan 1.5 milyar kişi takip ediyor. İlgi bu kadar büyük olunca bir ay boyunca artan bir reytingle gündemin ilk sırası futbola ayrılmış oluyor, hatta siyasetçilerin bu durumu bir fırsat olarak değerlendirip takvimlerini dünya kupasına göre ayarladıkları yapılan yorumlar arasında.
Son kupanın üçüncüsü olan Türkiye’nin 2006 finallerine gidememesi futbol severleri mutlaka öncelikle destekledikleri takımı oyunlarda izleyememek açısından üzüyor fakat bir endüstri halini alan futbolda her ‘ıskılama’nın fırsat maliyeti de çok kabarık. Sponsor, forma, TV satış, turnuva gelirleri, turistik açılımlar derken Türkiye’nin Almanya’da bulunmayışının maliyeti 200–250 milyon doları buluyor.
Futbolu küresel büyüklük açısından artık endüstriye benzetmek bile yetersiz çünkü toplam 750 milyar dolar cirosu ve 3 milyar müşterisi ile ülke büyüklükleri ile yarışıyor, Avusturya, Hollanda, İsviçre gibi ülkelerin GSMH’sını geride bırakırken Türkiye’nin 360 milyar dolarlık büyüklüğünü de ikiye katlamış oluyor. Dünyaca ünlü denetim ve danışmanlık şirketlerinden biri olan Deloitte her yıl Football Money League başlığı ile kulüpleri finansal olarak sıraladığı bir rapor yayınlıyor, rapor kulüplerin taraftar sayısı, saha başarısı gibi faktörleri dikkate almıyor ve sadece finansal tabloları değerlendiriyor. Listenin zirvesindeki 275 milyon Euro ciroya sahip Real Madrid’i sekiz yıllık liderlikten sonra ikinci sıraya düşen Manchester United ve Milan izliyor. Real Madrid’in gelir tablosu incelendiğinde maç günü gelirleri %23’ü, yayın gelirleri ise toplamın %32’isini oluşturuyor. Bu da birincil ciro kaynağının aslında diğer ticari gelirler olduğunu gösteriyor. Üst sıralardaki takımların ciro dağılımları, başarılı spor kulüplerinin aslında önce birer şirket olduğunu ve sportif başarıyı sürdürmek için ticari başarıya dönüştürmenin şart olduğunu gösteriyor.
Futbol aynı zamanda iş birliği içinde olduğu sektörleri de kalkındırıyor ya da yeni sektörler yaratıyor. Örneğin Internet’in de katalizör rolü ile bahis oyunları dev bir iş kolu haline gelmiş durumda. Kulüpler kurumsallaşmayı arttırdıkça almayı talep edecekleri hizmetler de çeşitlenecek ve pasta bir yandan büyürken bir yandan da paydaşları artacaktır. Oluşabilecek, yaygınlaşabilecek birkaç örnek iş / ürün modeli:
• Ülkedeki yabancı futbolcular için hizmet ve danışmanlık kuruluşları. Yeni gelenler için oryantasyonla başlayıp, ikamet, dil, vergi desteği, seyahat planlaması gibi kalemler için entegre servis…
• Sigorta şirketleri –topun yuvarlak olması riziko fiyatlamasını güçleştirecek olsa da- transfer edilen futbolcunun uzun süreli sakatlanmasına ya da takımın belirli bir puan skalasının altında kalmasına yönelik güvence ürünler geliştirebilir…
• Statlardaki tüm gereksinmeleri karşılayacak donanımdaki şirketler. Bina yönetimi şirketleri gibi ancak Almanya’daki açılış maçının stadının oynayan takımlara göre renk değiştirebildiği, farklı hava koşullarına göre ısıtma sistemleri olduğu düşünülürse spesifik ihtiyaçlardan farklı bir yelpaze çıkıyor…
Hangi açıdan bakarsak bakalım futbola kayıtsız kalmak imkansız. Herkese iyi seyirler…