Rudi Maça ve İnsanlik Yararina Projeler

David OJALVOTÜBİTAK`ın düzenlemiş olduğu "Enerji Verimliliği Proje Yarışması"nda, "Günerji: Güneş Enerjisi Depolayan Hibrit Isıtma sistemi" adlı projesiyle ikincilik ödülü kazanan Rudi Ruben Maça ve danışman öğretmeni Talha Kılıç ile Rudi`nin projeleri ve çalışmaları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
Rudi, öncelikle bize kendinden ve projelere olan merakından söz edebilir misin?
Ulus Özel Musevi Lisesi’nde okuyordum, mezun oldum. İnşallah bir üniversiteye gireceğim. Kendinden bahset denildiğinde şaşırırım aslında. Kitap okurum, bu tip projeler yapmaktan hoşlanırım.
Projelere olan merakım şöyle başladı: Geçen sene gazete okurken çok fazla sayıda soba zehirlenmesi nedeniyle ölen aile gördüm. Buna bir çare bulmak gerekiyordu.  Ve herhangi bir şirketin konuya bir  çözüm bulmak için  araştırma yaptığını duymamıştım. Belki ben bir şeyler yapabilirim, diye düşündüm ve çalışmaya başladım. Geçen sene bir başarı elde edince, başka nelere ihtiyaç var diye düşünürken güneş enerjisinin kullanılabilecek bir enerji olduğunu keşfettim. Güneş kolektörleri hakkında bilgi edindim, internetten araştırma yaptım, yüzlerce doküman okudum. Gereken bilgileri alarak, bir senteze vardım.

Projenin öyküsü nedir, nasıl gelişti?
Bir proje hiçbir zaman beyninizde bir anda oluşmuyor. Onu bir şekilde, fikir olarak üretiyorsunuz; sonra bilgiler toparlayarak fikrinize ekliyorsunuz. Gelişim yavaş yavaş ve üç safhada oluyor: Birincisi "araştırma sahası", ikincisi "deneylendirme ve sayısal veriye ulaştırma", en sonunda da "projeyi şekillendirme"… Bu şekillendirme ve doküman toplama safhası gerçekten uzun süreçler. Bunları yaparken dikkatli olmak ve neyin nerede kullanılacağını bilmek gerekiyor. Siz bu bilgilerle neye ulaşmak istediğinizi, neyi araştırdığınızı  iyi bilmelisiniz. İnternet çok büyük bir bilgi kaynağıydı, oradan yararlandım. Çevremde iyi bilimsel üniversite öğrenimi görmüş insanlardan yararlandım. Bir anlamda yaptığım bunları birleştirmek. Hiçbir şekilde dâhi olduğumu düşünmüyorum; sadece başka yerlerden aldığım bilgileri toparlayıp, proje hâline getirdim. Bu proje de insanlığın yararına kullanılmak amacıyla üretilmiş bir proje oluyor. Dokümanları toparladıktan sonra "Günerji" adı altında bir proje yaptım. Amacım bir evin hem ısıtmasını hem de aynı şekilde suyunun ısınmasını sağlamaktı.
Projeyi özetlemek gerekirse: bir güneş kolektörümüz var. Bu kolektörlerde güneş enerjisini toplayarak bir bakır rezervuar içindeki tuzu ısıtıyor. Bu tuz ısındıkça, eriyor ve termik bir reaksiyon gerçekleştiriyor, ısıyı içeri alıyor. Isıyı içeri almasıyla birlikte, bu bakır rezervuar içinde gezen hava ve suyu da ısıtmış oluyor aynı zamanda. Aynı şekilde bir motor vasıtasıyla içerisinin motor havası alınıp, rezervuardan geçtikten sonra, içeri ısınmış olarak geri dönüyor. En büyük avantajlardan biri ise, şu anda hiçbir sistemin bulundurmadığı bir özellik: Bu tuzun sayesinde, güneş yok olsa, bulutların arasına geçse bile sistem sıcak kalmaya devam ediyor. Tabi bunun deneylerini yapmam gerekecek; çünkü ÖSS hazırlık süreci nedeniyle gerçekleştirmeye pek fırsatım kalmadı.

Peki bu sistem ne kadar süre daha sıcak kalabiliyor?
Daha bunun deneylerini yapmam gerekiyor, henüz sayısal verilere ulaşamadım. Bazı gazetelerde 3–5 gün ısıtıyor diye yazıldı; ama ben böyle bir söz söylemedim. Bu gazetelerin abartması… Deneyini yapmadan açıklama getiremem.. Kışın yaptığımız bir deneyde hava 14 dereceyken, 7 derece bir artık elde etmeyi başarmıştık.
Talha Kılıç: Rudi bu konuda çok haklı. Deneyin bir kısmını gerçek ortamda yaptık; ancak bakır kısmını sadece maket hâlinde yaptık. İşin içinde çok fazla detay ve malzeme var; vakit çok dardı. Maket üzerinden gittik ve farklı bir deney yaptık. Tuzun (yüksek teknoloji ısı ileten bir tuz karışımı) ısınma ve soğuma eğrilerini çıkarttık. Net olarak, yani gün olarak bunu söylememiz mümkün değil; çünkü deneyi gerçek ortama uyarlamak gerekiyor. İlk etapta  amacımız, sabah doğup akşam batan güneşin sıcaklığını, ertesi gün güneş doğana dek muhazafa etmek. Bunu, bu sistemle gerçekleştirebileceğimize inanıyoruz. Çok daha etkili deneyler için çok daha farklı şartlara ve kaynaklara ihtiyacımız olacak…

Rudi, bu projenin kullanım alanları ne olacak?
"Her eve uygulamak!" Tabi ki en büyük amaç bu… Türkiye güneş alan bir ülke ve kullanım alanları geniş olacak, diye düşünüyorum. Özellikle güney bölgelerde çok kullanabilir. Güneş kolektörleri zaten kullanmakta; fakat sadece su ısıtmak amacıyla… Projemizin kullanım alanları ise bir hayli geniş.

Projeni geliştirmeyi düşünüyor musun?
Tabi ki… Özellikle ÖSS’den çıkınca kendimi bir hayli boş hissettim. Bu boşluğu da projemi geliştirerek değerlendirmek istiyorum. Özellikle birtakım deneyleri yaparak, verileri kesinleştirmeyi hedefliyorum.
Üniversiteye girmek çok önemli; üniversite eğitimi olmadan hiçbir şey yapılmıyor. Onu da en iyi şekilde bitirdikten sonra, gelecekte birtakım çalışmalar yapmayı düşünüyorum.

Geçen senenin ardından, bu sene yeniden ödül kazanmayı bekliyor muydun?
Aslında  emin değildim; ama gerçekleştiğinde seviniyorum. Ek bir puan geldi ve çalışmalarımın karşılığını almış oldum.

Talha Kılıç Danışman öğretmeni olarak  düşünceleriniz nedir?
 Üç senedir bu okulda çalışıyorum. Daha önce bulunduğum okullarda böyle bir şey yapmadım. Bir veli toplantısı öncesinde Rudi’nin babası ile tanıştım. Sohbetlerimizde neler yapabileceğimizi konuştuk; Rudi ve babası İzak Maça’ya bu tür yarışmalardan söz ettim. Geçen sene soba zehirlenmelerinden ölenler için bir şey yapılması gerektiğini dile getirmişti Rudi ve bir beyin fırtınası başlattık. Böylelikle bir proje geliştirdik. Buluş tamamen Rudi’nin; fikir, çıkış noktası bütünüyle onun. Elbette yarışma gereği bir danışman öğretmen isteniyordu ve ben de yardımcı olmaya çalıştım. İzak Maça bizi her yönden destekledi. Bu proje üzerinde ise 1,5 yıl çalıştık ve belli bir yere kadar getirebildik. Eğer üzerinde küçük bir mühendislik çalışması yapılırsa, kolaylıkla ev ve konutlara uyarlanabilir, insanların hayatlarını kolaylaştırabilir.
Bu arada ÖSYM ve TÜBİTAK’a bir mektup hazırlıyorum. Bu tür yarışmalara katılan, ortalamaları 4–5 olan öğrencilere, doğrudan üniversiteye giriş hakkı için bir girişim yapmaya çalışıyorum. Olur veya olmaz bir şey diyemiyorum; kolay değil… Üniversite sınavı maalesef yaratıcılığı öldürüyor. Lisede robot gibi soru kalıplarını ezberleyen öğrenciler yerine, yaratıcılık ortaya çıkartılmalı. Rudi’nin üniversite hayatında çok başarılı olacağına ve çok güzel projeler geliştirebileceğine inanıyorum.

Son olarak, arkadaşlarına iletmek istediğin bir konu var mı Rudi?
Meraklı olmalılar, çok okumaları ve çok araştırmaları gerekiyor. Büyük bir özveride bulunmaları gerekiyor ve disiplinli bir çalışma içine girerlerse eminim ki karşılığını alacaklardır.