Nelly BAROKASEtiyopya`dan göç azaldıAddis Ababa ve Gondar`da İsrail`e göç etmek isteyenlerin sayısı her geçen gün artmakta.
İsrail Hükümeti yaklaşık bir buçuk yıl önce Etiyopyadan göçü hızlandırma kararı almıştı. O zamandan beri ABDdeki birtakım Yahudi kurum ve kuruluşları İsrailin bu kararını uygulamasını bekliyorlar. Geçtiğimiz yıl Etiyopyalıların göçü ve İsraile uyumu için büyük maddi kaynak toplayan ve her ay 600 kişinin ülkeye getirilmesini hedefleyen ABD Yahudi kuruluşları İsrail Hükümetinin programı uygulamaya koymamasından tedirgin olmakta. Geçen ay "vaat edilmiş operasyon" adı altında gerçekleşmesi gereken Etiyopyalıların göçünün 2007ye dek ertelenmesi kararı alındı. Maliye Bakanı Avraam Hirschson yeterli maddi kaynak olmadığı açıklamasını yaptı.
Eski Başbakan Ariel Şaron döneminde 2003 ve 2005te Etiyopyada kalan Falaş Muraların getirilmesi kararları alınmasına rağmen Başbakan Ehud Olmert hükümeti bu planı erteleme yönünde oylarını kullandı.
"Vaat edilmiş operasyon"un ertelenmesinin en önemli nedeni hükümetin Filistin çözümsüzlüğü gibi öncelikli sorunlarla mücadele etmek zorunda kalması. Kısıtlamalara rağmen her ay yaklaşık 300 Falaş Mura İsraile göç ediyor. İlgililer, göçün hızlandırılmaması ve bugünkü temposunda devam etmesi durumunda Falaş Mura göçünün 2010 yılına dek sürebileceğini belirttiler.
Bu arada Addis Ababa ve Gondarda İsraile göç etmek isteyenlerin sayısı her geçen gün artmakta. Falaş Muralar bir zamanlar Yahudi dinine mensup olup sosyal ve ekonomik baskılar sonucu Hıristiyanlığa geçmiş kişiler. Falaş Muralar, 1984 ve 1991 yıllarında Moşe ve Şlomo Operasyonları ile İsraile göçleri sağlanan Etiyopyalılar gibi Yahudi geleneklerini ve dini uygulamalarını sürdürmediler. Dolayısı ile Yahudi geçmişlerini kanıtlamaları çok güç. Bu sebepten ötürü İsraildeki Etiyopyalılarla kan bağı bulunan Falaş Muraların göçüne izin verilmekte.
Holokost
eğitiminde
İsrail-Polonya anlaşmazlığı
İsrailli yetkililer antisemit olmakla suçladıkları Polonyanın sağ kesim partisine mensup yeni Eğitim Bakanı ile her türlü ilişkiye girmeyi reddettiler. Oysa Nazilerin ölüm kamplarını Polonya topraklarında kurmuş olmaları nedeniyle bu ülkenin Holokost eğitimi konusunda merkezi bir önemi var. Komünist dönemde Polonya Holokostu göz ardı ettiyse de, Komünizm sonrası 16 yıllık süre içinde ülkede Holokost eğitimi yaygınlaştırıldı, İsrail ile sıkı ilişkiler kurulmaya çalışıldı.
Eğitim Bakanı Roman Giertychin mensup olduğu aşırı Katolik ve milliyetçi LPR Partisi geçtiğimiz mayıs ayında koalisyona girdi. Bu koalisyona karşı çıkanlar Varşovada gösteriler düzenlediler. Polonya Yahudi Cemaati de bu partinin koalisyona girmesinden oldukça tedirgin. Çünkü partinin gençlik koluna üye kişiler Nazi sloganlarını ve simgelerini kullanıyorlar. Parti programı aynı II. Dünya Savaşı yıllarındaki Nasyonal Sosyalist Parti gibi Polonya üniversitelerindeki Yahudi öğrenci sayısını azaltmayı ve onları Hıristiyanlardan soyutlamayı hedefliyor.
İsrailin Polonya Büyükelçisi David Peleg yaptığı açıklamada; "Koalisyona girmelerinden önce de LPR Partisi mensupları ile görüşmeme kararı almıştık. Şimdi de Roman Giertych ile görüşmeyi reddediyorum.
Büyükelçi Peleg, Polonyalı siyasetçilere rahatsızlığını dile getirdi, çünkü İsrail-Polonya ilişkilerinin odağında Eğitim Bakanlıkları yer alır. Holokost eğitiminin verilmesinden, iki ülke gençlerinin karşılıklı ziyaretlerle ilişki kurmasından, her yıl binlerce kişinin katıldığı "March of the Living"in düzenlenmesinden Polonya Eğitim Bakanlığı sorumludur.
Polonyalı liderler Büyükelçi David Pelege tüm bu etkinliklerin başka bir bakanlığın sorumluluğuna bırakılabileceği güvencesini verdiler.
Dini eşitlik
Yunanistandaki Yahudi Cemaatleri Konseyi Başkanı Moisis Constantinis, Ortodoks rahiplerin ve İmamların olduğu gibi Yahudi din adamlarının maaşlarının da hükümet tarafından ödenmesini istedi.
Constantinis ayrıca hükümet yetkililerine ve Kiliseye müracaat etmeksizin sinagog inşasına izin verilmesini talep etti. Günümüzde Yunanistanda koruma altında bulunan on üç sinagogdan üçü duaya açık.
Yahudiler ve İrlandalılar
İrlandayı özgürlüğe taşıyan 1916da ilk başkaldırının başlamasının 90. yılı vesilesi ile gerçekleşen kutlamalarda Yahudi zanaatçı, sendika militanı, IRA üyesi Abraham Weeks de anıldı. Abraham Weeks gösterilerin ikinci gününde Greenville Halldaki ziraatçiler sinagogunun yakınında öldürülmüştü. İrlanda Yahudileri ile milliyetçi hareket arasındaki sıkı ilişkinin bir ifadesi olarak Dublin kentine iki, Cork kentine de bir Yahudi belediye başkanı olarak seçilmişlerdi.