Sara YANAROCAKBu hafta sizlerle, Babil`deki ilk Yahudi Diasporasını kuran Yahudi halkının giderek Ortadoğu coğrafyasına yayılmalarını ve bu süreç içinde bu kez de Helen`lerin ve Romalıların idaresi altında yaşadıkları dönemlerde başlarından geçen olayları hep birlikte incelemeye başlayacağız
Reneta Sibel YOLAK
Sammy Vinitsky babası gece araba kullanırken, pencereden dışarı baktı ama fazla bir şey göremedi. Her taraf kapkaranlıktı. Gözlerini kapadı ve huzurlu bir uykuya daldı. Babasının sesiyle uyandı. Bay Vinitsky çevresiyle ilgilenmesini söyledi. Sammy, gözlerini aç, bir benzinci görürsen söyle, dedi.
Korkarım, birkaç saattir benzin ibresine bakmayı unuttum, benzinimiz bitmek üzere dedi. Sammy tekrar pencereden bakmayı sürdürdü. Siyah gökyüzüne karşı ağaçların gölgelerini görebiliyordu. Görebildiği tek buydu. Sammy gecenin bir yarısında sokağın ortasında kalakalmanın nasıl olacağını merak etti. Bundan hoşlanacağını sanmıyordu.
Birdenbire küçük bir ışık, sağda, uzakta ağaçların üzerinde ışıldadı. Sammy gözleriyle ışığı takip etti ve ışık belirginleşti. Bu bir ışıklı tabelaydı ve Mikeın kamyon Durağı diye yazıyordu. Babacığın, ben ben bir kamyon durağı için işaret gördüm diye bağırdı.
Biliyorum ben de gördüm dedi babası rahatlamış bir şekilde. Aracın ibresi benzin kalmadığını gösteriyordu. Bay Vinitsky kamyon durağına kadar bile gidebileceğinden emin değildi fakat bunu oğluna söylemedi. Birkaç dakika sonra, araba benzin istasyonuna girdi. Son dakikada istasyona girmişler, benzin bittiği halde ancak yetişmişlerdi. Bay Vinitsky gökyüzüne bakarak Ulu Tanrım sana şükürler olsun dedi. Babacığım bir soda alabilir miyim? Sammy sordu.Tabii, hak ettin diyerek babası ona para verdi. Sammy yemek büfesine doğru yürüdü.Markete geldiğinde kapı açıldı ve oranın sahibi geçerken Sammye gülümsedi.
Sammy bir soda alarak arabaya geri döndüğünde babası annesiyle telefonda konuşuyordu.
Tekrar yola koyulduklarından Sammy babasına döndü. şimdi bir şey öğrendim dedi.
O nedir? Bir adam bana gülümsedi. Bu benim daha iyi hissetmemi sağladı dedi.
Bay Vinitsky Sammynin dediklerini onayladı. Bu hayatın büyük sırrı dedi. Birine gülümsersen, onu yükseğe taşırsın. Böylelikle kendini daha iyi hissetmesini sağlarsın. Bu bir insana verebileceğin en iyi hediyelerden biridir ve parasızdır.
Baba ve oğlu sabahın erken saatlerinde evlerine vardılar. Bay Vinitsky evdekilerle öpüştü ve oğlunu yatağına yatırdı.
Babası oğlum yarın sabah biraz daha fazla uyuyabilirsin. Saat 8:00de sinagogda tefila var. Orada dua ettikten sonra gelip seni alır okula götürürüm dedi. Bay Vinitsky cebinden bir çeyrek para aldı ve Sammye Bunu Bay Henmana ver, o, sinagogun kapısında duran fakir bir adamdır. Böyle kişilere para verdiğimizde sevap işleriz çünkü onlar bize sadaka verme fırsatı yaratan fakir kişilerdir dedi.
Daha sonraki gün Sammy Sinagoga geldiğinde ön kapıda Bay Henmanın durduğunu gördü.Babam dedi ki; gülümsemek bir hediyedir Sammy kendi kendine mırıldandı. eğer bu adama bir çeyrek verirsem ve bir de gülümsersem, bir çeyrekten fazla eder diye düşündü.
Sammy Bay Henmana doğru yürürken gülümsedi. Günaydın
O sırada Sammy harikulade bir şey gördü. Bay Henmanın asık ve üzgün yüzü aniden değişti ve dudaklarına bir gülümseme gelerek tüm yüzünü kapladı. Teşekkürler, evlat dedi.
Sammy sinagoga yürürken kendini harika hissetti. Gülümsemek çok eğlenceliydi.
O öğleden sonra Bay Vinitsky Sammyi randevu almak için ortodontiste götürdü. Baba oğul, trafiğin onlara yol vermesi için uzun bir süre trafik işaretinde beklediler. Hiç kimse birkaç saniye iyilik yapmak istemediğinden bir süre trafiğin durulmasını beklediler. Sonunda bir adam yavaşladı ve onların geçmesi için yol verdi. Yol veren adam çok sinirli gözükmesine rağmen parmağıyla Bay Vinitskye işaret ederek, geçmesini söyledi.
Sammy babasının yavaşça geçişini seyretti. Bay Vinitsky yol veren adama gülümsedi El sallayarak teşekkür etti. Sammy adamın yüzünü seyrettiğinde, yüz hatlarının yumuşadığını, yüzünün normale döndüğünü gördü. Ağzının kenarları bile açılmıştı. O sinirli adam bile gülümsemişti.
Bu inanılmaz Sammy babasına işaret etti.
Sammynin gülümseme konusunda aldığı en büyük ders, aynı gün içinde daha sonra ortaya çıktı. Babasıyla ortodontisten döndüklerinde annesinin oturma odasının yerlerine kovalar koyduğunu gördü. su tesisatçısı yolda dedi annesi.
Kısa bir süre sonra su tesisatçısı geldi. Tavan arasına tırmanarak, ikinci kattaki su borularını araştırdı ve çabucak problemi keşfetti. Aşağıya indiğinde ne gördüğünü Vinitsky ailesine anlattı. Uzun süre önce su borularının konduğunu, değiştirilmeleri gerektiğini anlattı. Çok kötü aşınmışlar. Bu doğru yapıldığında size en azından 1000$a mal olur dedi.
Bay Vinitsky karısına baktı. Bu kadar büyük bir masrafı şu anda beklemiyorlardı. Ne yapacakları konusunda hiçbir fikri yoktu. Biraz sonra kapı çalındı. Kapıda Rabbi Shimon Fried durmaktaydı. İsrailden gelen Rabbi öksüz çocukların okul yöneticisiydi ve para toplamak için Amerikaya gelmişti. Birisi, bu yolculukta kalabileceği ev olarak, Vinitskylerin evinin adresini ve ismini vermişti. Vinitskylerde 10 gün kalmak için hazırlıklar yapmıştı. Bay Vinitsky bunların şimdiye kadar aklından çıktığını hatırladı.
Rabbiyi kapıda gören bay Vinitsky duraksamadan gülümseyerek Rabbi Fried olmalısınız diyerek el sıkıştı.
Sizi görmek ne güzel dedi. Bagajlarınıza yardım edeyim diyerek valizleri içeri aldı.
Rabbi Fried sevinmiş görünmekteydi. O da gülüverdi. Sammy hayranlıkla babasına baktı. Su borularının parasını duyduktan sonra, babasının gülümseyebileceğini, ya da gülümsemek isteyeceğindenbile emin değildi. Hiçbirşey söylemeden bay Vinitsky oğluna bir insanın öyle hissetmese bile gülümseyebileceğinin dersini öğretmiş oldu.
Daha sonraki gün, okulda Sammy yeni bir öğrenci gördü. Çok üzgün görünen ve kolu bandajlarla askıyla bağlanan çocuğun ailesi başka bir şehirden buraya taşınmış, taşınmadan önce çocuk ağaçtan düşmüş ve kolunu kırmıştı. Yeni bir okul, tanımadık yüzler, kırık bir kol çocuk için taşıması ağır yüklerdi. Sammynin sınıfındaki bazı çocuklar yeni çocuğa bir şey konuşmadan geçtiler.
Fakat Sammy ona doğru yürüdü ve onu görür görmez gülümseyerek Merhaba dedi. Benim adım Sammy Vinitsky, seninki ne? Gordon Jarkowitz dedi çocuk. O da gülümsedi. Birdenbire kendini çok iyi hissetti. Sammy Gordona ilk iki hafta çok yardım etti. Ona etrafı göstererek, matematik ve sosyal derslerini çalıştırdı. Etrafa alışmasını ve sınıfın gerçek bir üyesi gibi hissetmesini sağladı. Bu da en büyük yardımıydı.
- Gülümsemek bir insanın etrafına verebileceği en büyük hediyelerden biridir. Bir gülümseme insanın moralini yükseltir, iyi hissetmesini sağlar.
- Sadaka vermek önemlidir. Bizi kötülüklerden korur.
- Mucizeler küçük olaylarda gizlidir.
- Gülümseyişimizi insanlardan esirgemeyelim. Her yeni gülümseme, arkadaşlığın ve dostluğun sembolüdür.