YAHUDİLİKTE TEMEL KAVRAMLAR / EMANSİPASYON

Sara YANAROCAKBu hafta sizlerle, Babil`deki ilk Yahudi Diasporasını kuran Yahudi halkının giderek Ortadoğu coğrafyasına yayılmalarını ve bu süreç içinde bu kez de Helen`lerin ve Romalıların idaresi altında yaşadıkları dönemlerde başlarından geçen olayları hep birlikte incelemeye başlayacağız

Kavram
9 Ocak 2008 Çarşamba

Yusuf BESALEL

Özgürleşme: Yahudiler’e yaşadıkları ülkede diğer vatandaşdaşlara tanınan hakların tanınması anlamındadır. Özellikle 18. Yüzyıldan evvel ve Hıristiyan ülkelerde Yahudiler aşağılanmış ve haksız muameleye uğramıştır.
Fransız İhtilali’nden sonra kardeşlik ve eşitlik ilkelerinin gelmesi ile beraber, Yahudiler gettolarından çıkmış ve tüm sosyal, iktisadi ve politik konumlara yavaş yavaş ulaşmışlardır. Ancak bu durum, Hıristyan yaşam tarzını da benimsemelerine ve hatta Museviliği tamamen bırakmalarına neden olmuştur. Bu durum, dindar Yahudiler’in  tepkisini çektiği gibi antisemitizmi de azdırmıştır. Özellikle ekonomik bunalımlarda Yahudiler’in bulunduğu mevkiler kıskançlığı çağrıştırmıştır. Yahudiler, "günah keçisi"ne dönüşmüş ve antisemitik akımlar, Nazi Almanya’sındaki Holokost’ta doruğa ulaşmıştır.
17. yüzyıldan itibaren, Yahudiler’in ikinci sınıf vatandaşlık statüsünden kurtulabileceklerine dair emarelerin Batı dünyasında görülmesini, 18. Yüzyılda "Askala" (aydınlanma) akımı izledi. Protestanlar’ın "Eski Ahit"i (Tevrat) kabul etmeleri de, Yahudiliğin daha iyi anlaşılmasını sağladı. Yahudiler arasında asimilasyonun hayırlı olmayacağını savununlar ile, Yahudiler’in geniş topluma karışıp yaşadıkları ülkeye daha üretici bir katkıda bulunabileceklerini ileri sürenler arasında hararetli tartışmalar gelişti. Yahudi emansipasyonunun önderi Moses Mendelsohn, bir getoda çocukluğunu geçirmiş olmakla beraber Prusya’nın önde gelen entellektüellerinden biri haline gelmiş fakat gene de idndarlığı elden bırakmamıştı. Gelo’nun bir bakıma asimilasyonu kırdığını ileri sürenler, Mendelsohn’un soyundan gelenlerin hemen hepsinin Hıristyan dinine girdiğine dikkat çekiyorlardı.
Öte yandan Virjinya’da 1776’da kabul edilmiş yeni ABD anayasasına 1786’da konan eklerle, din ve vicdan özgürlüğü Yahudilere’de sağlandı. 1789’daki Fransız İhtilali’nin sonuçları ise aynı kapsamdaydı ve daha büyük Yahudi topluluklarını etkiliyordu. 1791’de Yahudiler’e tüm Fransız vatandaşlığı hakları sağlanmıştı…
1806’da Napoleon Yahudiler’in ileri gelenlerinden bir meclisi topladı. Napoleon’un sorularına karşılık veren bu kişiler, rabinik yetkilerin ruhsal alanda etkili olabileceğini ve karışık evliliklerin geçmişte putperestlere yapıldığında yasak olduğu" şeklinde ifadeler kullandılar. 1807’de toplanan "Büyük Sanhedrin", birçok din adamını da içeriyordu ve Napoleon ise, din adamlarının Yahudiler’in sivil ve hukuki konularına karışamıyacaklarını ve artık kendilerini değişik bir ulus olarak görmemeleri gerektiğini belirterek; 1808’de Yahudiler’i devlete faydalı kılmayı amaçlayan ve devlet tarafından denetlenen "Consistoire" (Konsistuar) adlı bir Yahudi cemaat örgütü kurdurdu.
Napoleon’un ölümünden sonra emansipasyon biraz hız kestiyse de, bu olgu kırılmadı ve 1870’lerde tüm Orta ve Batı Avrupa’ya yayıldı. Batı toplumlarında çeşitli alanlardaki entegrasyon, giderek Yahudiler’in Hıristiyan dinine girmesine neden olacak düzeyde bir asimilasyona (özümlenmeye) yol açtı. Bazen din değiştirme sosyal konumun geliştirilmesi için bir formaliteydi. Bu arada modernleşen Yahudi yaşamına ayak uydurmak için, dini yaşam da etkilendi ve Reform Yahudiliği gelişti. Ortodoks Yahudilik’te oluşan uyarlamalarla, Neo-Ortodoksluk ortaya çıktı…
Emansipasyon, Doğu Avrupa’daki Yahudiler’e 1917’deki Bolşevik Devrimi’nden sonra hakim olmaya başladı. Esasen bu dönemden sonra Sovyetler’de dinî eğitim yasa dışı ilân edilmişti. Müslüman ülkelerde ise emansipayon geç gündeme geldi. Yemen gibi bazı ülkelerde ise, Yahudiler emansipasyonu hiç yaşamadılar ve vatandaşlık haklarını hiç yaşamadılar…

Kaynakça: "Yahudilik Ansiklopedisi", Cilt I, II, III, Yusuf Besalel