Daha önceki yazılarımda, her fırsatta Alonsonun şampiyonluğa biraz daha yakın olduğunu söyleyip dururdum. Aslına bakılırsa fikirlerim de pek değişmiş değil fakat son haftalarda Schumacherin gösterdiği performans insanı gerçekten heyecanlandırıyor. Takımlar sıralamasındaki farkı, Ferrarinin hızla eritmesinin yanında son iki yarışta Schumi, aldığı iki birincilikle Alonso ile arasındaki farkı 17 puana kadar indirmiş durumda. Daha sezonun bitmesine de 7 yarış var. Birinci pilotun 10 puan aldığını düşününce, Alonsonun ufak hatalar yapması ya da şanssız yarışlar geçirmesi durumunda aradaki farkın tamamen kapanması hatta Schuminin Alonsoyu geçmesi çok şaşılacak bir durum olmaz. Hele de sezon başından beri podyumdan inmeyen Alonsonun ABD Grand Prixinde beşinci olarak 4 puan almasından sonra bu durum çok da olası gözüküyor. Ferrari ve Renault mücadelesi kızışıp F1e renk katarken, McLarenin de yarıştan giderek uzaklaşmasına şahsen üzülüyorum.
Bazı takımların son haftalardaki performanslarına bakmak gerekirse:
Ferrari, yukarda da bahsettiğim gibi şu anda yarışı giderek kızıştırıyor. Alonsonun son birinciliğini aldığı Kanadada, Schumacher yarışı ikinci bitirmiş ve fark 34 puan olarak gözüküyordu. Fakat ABD ve Fransada Shuminin birincilikleri ile birlikte, Felipe Massada kendini podyumda gösterince puan farkı bir anda 21e kadar düştü. Schumacher bu sezon şampiyonluğu alamasa bile, Massanın son haftalardaki performansı devam ederse, Ferrariye takımlar klasmanında bir galibiyet getirebilirler.
Renault ise, zirvede hala güçlü gözükse de, Ferrarinin yükselen grafiğine ayak uyduramıyor. Özellikle de Fisichellanın podyumdan uzak kalması Renaultu zorluyor. Fisichella son olarak, ABDde üçüncü olarak podyuma çıkabildi. Ancak ilk iki sırada Ferrarilerin olması ve Alonsonun beşinci sırada kalması puan farkının kapanmasını engelleyemedi. Fisichellanın ABDden önceki podyum başarısı ise İspanyadaydı. Renaultun tepede tutunabilmesi için, Fisichellanın, Massanın son haftalardaki temposuna ayak uydurması ve Alonsoya destek olması şart. Alonsoya gelince, onu bir süre daha ikinci veya üçüncü görebiliriz kanaatindeyim. Temkini elden bırakıp ve galibiyet için daha agresif sürüşler yapacağına pek inanmıyorum. Bana kalırsa, hızını koruyabildiği sürece, planlarında değişiklik yapmayacak ve sezonunun geneli gibi sürüşten çok stratejik zaferler kazanmaya çalışacak.
Son olarak ABD Grand Prixinden sonra McLarenı lanetli takım ilan etmeme, artık Ron Dennis bile bir şey diyemez diye düşünüyorum. Aslına bakılırsa geçen senenin, ekip için daha acı verici olduğu kesindir. Şanssızlıklar nedeni ile, şampiyonluğun kaçması çok daha ciddi bir durum. En azından bu sene arkalarından zorlayan yok fakat ortada kesin bir durum var ki; birkaç senedir süregelen şanssızlık diye bir şey olamaz. Otomobillerin gelişimine bu kadar çok para harcandığı ve McLarenın Formula 1in en yetenekli pilotlarına sahip olduğu düşünülürse bir yerlerde bir türlü çözülemeyen bir hata var. Kanadada Kiminin en hızlı turu atmasına rağmen pitteki debriyaj problemi, daha sonra ikinciliği kovalarken güvenlik aracının girişi, ABDde daha yarışın hemen başında Kimi ve Montoyanın birbirlerine girmesi ve yarış dışı kalmaları, Fransada da hızlı olmasına rağmen Kiminin trafiğin arkasında kalması ve 5. bitirmesi
Bu şekilde bakıldığı zaman hepsinde garip bir şanssızlık olduğunu görebiliyoruz, aslında bu şanssızlıklar son birkaç senedir çıkan motor arızaları, kazalar ve diğer şanssızlıkların özeti gibi. Bir hata yokmuş gibi gözüküyor, zaten bu yüzden de kimse McLarenı suçlayamıyor. Geçen sene Williamsda oldukça başarılı olan Montoyanın, bu sene vasatı geçememesi ve sonunda da Nascara geçeceğini söyleyerek, Fransadan itibaren yerini Pedro De La Rosaya bırakması da lanetin bir parçası herhalde. Seneye Alonso McLarenda başarısız olur, Kimi ise takım değiştirip başarıyı yakalarsa lanet kanıtlanmış diyebiliriz herhalde. Neyse McLarenin laneti başlı başına bir yazı olduğu için burada kesmek lazım diye düşünüyorum.
Bu haftalık, ilk üçü incelemiş olarak bırakıyorum. Genel duruma bakıldığında, ilk iki üçüncüden kopuk, üçüncü arksında dördüncülük mücadelesindeki 3 takımdan kopuk gibi bir görüntü hakim ama henüz önümüzde 7 yarış var ve Ferrarinin de gösterdiği üzere bazı faktörler bir araya gelince F1in kaderi kısa zamanda değişebiliyor.