Akkodan Bat-Yama kadar İsrailin her yönünden gelenlerin yanı sıra İstanbuldan Hayim Pinto ve Aron Kara, Cenevreden de Çetin Gabay ve eşi özel olarak gelmişlerdi.
Salonun bir köşesinde, eski Kuzguncuk ailelerine ait fotoğraflar sergilenmişti.
Her salona girenin karşılanması, yıllardır görmediği hemşerileriyle kucaklaşması görülmeğe değer bir tabloydu.
Hatırlıyor musun? sorusu, o akşam en çok kullanılan cümleydi.
Cebinden çıkardığı soluk bir resimle dolaşan Kuzguncuklu kadın, 40 yıl önceki anılarına ortak arıyordu.
Derneğin kendilerine hazırladığı ikramlarla birlikte anılar tazelenirken, arka plandaki Türk halk şarkıları, adeta Boğaz havası atmosferi duyulmasına yardımcı oluyordu.
Gecenin mimarlarından Türkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu üyesi Kuzguncuklu David Angel, bu geceyi düzenleme fikrinin nasıl doğduğunu anlattıktan sonra konukları, Hayfada o gün yaşamlarını yitiren vatandaşlarla, çatışmalarda şehit düşen askerleri anmak üzere saygı duruşuna davet etti.
Daha sonra, Türkiyeliler Birliği Başkanı Momo Uzsinay, Kuzguncukluları ağırlamaktan duyduğu sevinci belirtti ve birliğin çalışmaları hakkında kısaca bilgi verdi.
İstanbuldan gelen konuklar Hayim Pinto ve Aron Kara, Kuzguncuk Musevi Cemaatinin bugünkü Başkanı Beto Adatonun selamlarını ilettikten sonra İtahdut Başkanına, On Emrin yazılı olduğu İznik yapısı bir tabak sundular.
Hiçbir ayrıntı kaçırmak istemezcesine devamlı video çeken Pinto, eski Kuzguncukla bugünkünü kıyaslarken, Cumhuriyetin ilk yıllarında, bu ilçede yaşayan 800 Yahudi ailesinden bugün sadece 8 aile kaldığını, bayrağı gelecek nesillere taşımağa gayret ettiklerini ifade etti.
Kuzguncuktan 8 yaşında iken ayrılan ve bugün İsrailin Merkez Bölgesi Emniyet Müdürü olan David Tsur, çocukluğundan hatırlayabildiklerini ve bir kaç yıl önce, İsrail Jandarma Komutanı iken görevli gittiği İstanbul anılarını aktardı.
Ardından, David Angel, Kuzguncukun tarihçesinden ilginç bölümler anlattı. Angel: Bizanslılar zamanında adı Bella Vista olan Kuzguncuk, Osmanlılar devrinden beri dinsel toleransın örneği olmuştu. İki camii, iki sinagogu, iki Rum ve bir Ermeni kilisesi ile, azınlık okulları ile uyumlu bir birlikteliğin gerçek bir örneğiydi Kuzguncuk! Türkiyenin en eski Yahudi mezarlığı bu ilçede bulunuyordu dedi.
Bu gecenin ikinci bir mimarı daha vardı: Amy Mills. South Carolina Üniversitesinin Coğrafya bölümü öğretim görevlisi olan Mills, Kuzguncuk konusunda doktora yapmış, bu amaçla da, bu ilçede iki yıl kadar yaşamıştı. Amy Mills, Türkçe olarak yaptığı konuşmada, doktora konusu olarak Kuzguncuku seçmesinin nedenlerini açıklarken, insanlarının çok sıcak, çok konuksever ve geçmişlerine düşkün bulduğunu söyledi. Konuk konuşmacı, yine Kuzguncuklularla tanışmak üzere kısa bir süre için İsraile gelmiş, David Angel ile temas etmiş ve bu gecenin hazırlanmasına büyük çapta yardımcı olmuştu.
Amy Millsin projeksiyonla gösterdiği Kuzguncuk görüntüleri konukların heyecanını büsbütün artırmıştı. İşte bizim ev! veya İşte bizim bakkal! gibi sesler gösterinin sonuna kadar devam etti.
Gecenin renkli anlarından biri de, Viki Angelin o güne rastlayan doğum gününün kutlanması idi. Hazırlanan pastadaki mumu söndürürken Vikinin heyecanlandığı gözden kaçmadı.
Bundan sonra, Kuzguncuklu renkli simalar unutamadıkları bazı anılarını anlattılar. Dr. Robert Karmona, 17 yaşına kadar orda yaşayan Tuna Debensason ve birkaç yaşlı Kuzguncuklunun anıları ilgi ile dinlendi.
David Angel, Aron Kara ve Hayim Pinto, çocukken sinagogda okudukları Mizmor le David Mezmurunu birlikte okuyarak o günleri tekrar yaşadılar ve yaşattılar. Nostalji gecesi son bulmuştu ama, konuklar, hala Te akodras? Hatırlar mısın? ile başlayan konuşmalarını sürdürüyorlardı.