Basindan...

Sara YANAROCAKYahudi Takvimi`nin en keder verici tarihi, Av ayının dokuzuncu günü olan Teşa Be Av günüdür. Aynı tarihte Yahudiler`in en kutsal mabetleri olan 1. ve 2. Bet ha Mikdaş birkaç yüzyıl arayla bu tarihte yıkılmıştır. Teşa be Av`la ilgili olarak Yahudiler arasında birçok söylence çıkmış, aynı tarihte Yahudilerin başına b

Perspektif
9 Ocak 2008 Çarşamba

Ufuk turu

Erdal ŞAFAK
Sabah / 20.07.06

İsrail'in Lübnan operasyonunun Batı onayıyla tırmandığı bugünlerde Arap dünyasını yakından izlemekte fayda var.
Siftahı biz yapalım. İşte Fas'tan Suudi Arabistan'a kadar uzanan coğrafyada son 24 saatin özeti.
İsrail'in Kahire Büyükelçisi Şalom Kohen dün rutin mesaisini sürdürdü. Mısır'ın Tel-Aviv Büyükelçisi Muhammed Asım İbrahim de.
Fas Kralı 6'ncı Muhammed, Lübnan'la ilgili açıklama yapmadı. Ülkenin önemli gazetelerinden "Aujourd'hui Le Maroc" başyazısında kamuoyundaki havayı şöyle yansıttı: "Hizbullah yola getirilmedikçe, Lübnan'ın saygın, egemen ve ayakları üstünde durabilen bir ülke olması mümkün değil. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah kahraman değil, bir bela." Faslılar'ın İslami inancının Şiilik'ten pek uzak olmadığını, en azından Suriye'deki Aleviler'le akraba sayılabileceğini belirtelim.
Cezayir'de koltuğunu yaşam boyu güvenceye almak için anayasa değişikliğini öncelikli gündem maddesi yapan Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika, Lübnan konusunda "Devekuşu politikası" izledi. Halka gelince, Lübnanlılar'a değil, 68 yaşında kalp krizi geçirerek yaşamını yitiren Cezayir müziğinin büyük ustası El-Haci El-Haşimi Gerrubai'ye ağladı.
Tunus Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali de suskun kalanlardandı. Medyanın manşetlerini ise bir dizi konser için ülkeye gelen Amerikalı şarkıcı Mariah Carey süslüyordu.
Libya'nın delifişek lideri Muhammer Kaddafi'yi es geçiyoruz. Çünkü çoktan Ortadoğu ve Arap dünyasıyla ilgisini kesti. Yaka silktiği için.

Sahte zafer sloganları
Mısır, Suudi Arabistan ve Ürdün'e, yani "cephe"ye yakın bölgeye gelince... Buyurun:
Mısır'ın en büyük -ve yarı resmi-gazetesi "El Ahram", uluslararası toplumun İsrail'in operasyonlarına müdahaleden kaçınmasının çatışmaları tüm bölgeye yaymasından kaygılandı.
Suudi Arabistan'da yönetime yakın "El-Riyad" gazetesi "Tüm Arap alemini savaşa sürükleyen sahte böbürlenme sloganlarına dayalı stratejileri gözden geçirme zamanı geldi" dedi ve ekledi: "Bazı bölge yönetimlerinin gerçeklerden kopuk çılgın projeleriyle halklarını sonsuz acılara sürüklemelerine seyirci kalınamaz." Gazetenin gösterdiği hedefler açık: Suriye ve İran.
Zaten resmi açıklamalar da farklı değil. Örneğin Suudi Arabistan, Arap Birliği Örgütü'nün 15 Temmuz'daki toplantısında, Hizbullah'ın 2 İsrail askerini kaçırmasını "Macera" diye niteledi ve bu eylemi destekleyen bölgesel güçleri (elbette yine Suriye ve İran kastediliyor) açıkça kınadı.
Mısır ve Suudi Arabistan'ın tek dileği var: Çatışmaların Suriye'ye sıçramaması ve Beşşar Esad yönetiminin -şimdilik-devrilmemesi. Çünkü rejim çökerse kaostan kaygılanıyorlar.
O dileklerine İsrail "hay hay" yanıtı verdi. Başbakan Yardımcısı Şimon Perez, "Sadece Suriye'ye değil, İran'a da saldırmaya niyetimiz yok" dedi.
Ve cephenin yanı başında ama savaştan uzak Dubai, Amman, Tel-Aviv borsaları ciddi iniş-çıkışlar olmadan günü bitirdiler. Dubai Borsası bir haftada sadece yüzde 1.4 geriledi, Amman yüzde 3.5, Tel-Aviv yüzde 4. Bombalar altında işlem yapılan Beyrut Borsası'nda bile bir haftalık düşüş yüzde 15'te kaldı. (İMKB'den daha az!) Faysal Finans'ın Londra'daki bir yetkilisi bu durumu şöyle özetledi: "Yatırımcılar, Ortadoğu'nun risklerine şerbetli. Üstelik petrol fiyatlarının biraz daha artması hiç de fena değil!"
Günlerdir bizi e-mail yağmuruna tutan ve kendi ifadeleriyle "Siyonist" ve "Yahudi" saldırısına karşı İslam dünyasını ayağa kalkmaya çağıran okurlarımıza duyurulur.

Bu soruya yanıt gerek...
Bekir COŞKUN
Hürriyet / 21.07.06

BİR tarafta Türkiye'nin sadece yüzde 3'ü büyüklüğünde 7 milyon nüfuslu İsrail...
Öte yanda İsrail'in çevresinde yer alan, toplam 200 milyon nüfuslu birçok Arap ülkesi.
Ama o küçük ülke yıllardır tümünü pataklıyor.
Nasıl olur?
Bu sorunun yanıtı gerek.
Emin Çölaşan dünkü yazısında bu akıl almaz tabloyu, bir tokat gibi çizmişti.
*
Sorun zenginlikse; Arapların yeryüzünün en zengin kavimleri olduğunu hepimiz biliriz.
Sorun silahsa; Arapların elinde petrol gibi dünyanın en büyük silahının olduğunu, ayrıca petrol zenginliği ile en gelişmiş silahları alabildiklerini de bilirsiniz.
Bir savaşta silah ve para dışında insan gerekiyorsa; işte 7 milyona karşı 200 milyon...
O zaman neden?..
İsrail'in barbarlığını lanetleyenler, Filistin'de, Lübnan'da parçalanan çocuklar için dizlerine vuranlar olarak sormamız lazım.
Bu sorunun cevabı bize gerekiyor:
Neden?..
*
Çünkü:
Bu yüzyılda hálá ortaçağ kurallarını, yaşam biçimini, kültürünü, eğitimini, hukukunu yaşayan toplumların ayrıca bir "düşmana" ihtiyaçları yoktur.
Allah'ın verdiği aklı, yaratıcılığı, gelişmeyi reddeden... Uygarlığa arkasını dönen toplumlar asla kazanamazlar.
Yobazların, gericilerin, şeyhlerin, şıhların, mollaların, imamların peşine takılmış... Onların kendi çıkarlarına göre kurdukları düzeni yaşamak ve yaşatmak isteyen halkların "medeniyet" karşısında ezilmeleri kaçınılmazdır.
*
Bunları inandırıcı bulmadıysanız, işinize gelmediyse, yine bana kızdıysanız, o zaman yanıtı siz bulmalısınız:
Neden?..
Müslümanların Batı karşısındaki tek onurlu zaferinin sahibi Mustafa Kemal'in devrimlerini ve laik cumhuriyetini hesaba katarak...
Ama bu günlerde Türkiye'nin neye ve nereye benzetilmek istendiğini unutmadan...
Elinizi vicdanınıza koyup sormalısınız:
Neden?..