Karnit Goldwasser mücadelesini sürdürüyor

Nelly BAROKASSekiz yıllık birliktelikten sonra 2005`in Ekim ayında hayatlarını birleştiren Karnit ve Ehud Goldwasser`in, İsrail`in kuzeyindeki Nahariya kentindeki evlerinde, iki kedi ve bir köpekleri ile mutlu bir yaşamları vardı. 12 Temmuz günü aniden herşey değişti

Kültür
9 Ocak 2008 Çarşamba

Üniversite öğrencisi olan Karnit Goldwasser 12 Temmuz sabahı mutfağa girerek, eşi Ehud’un en çok sevdiği yemekleri hazırlamaya başladı. Ehud’un o akşam evine dönemeyeceğini bilemezdi. Ehud’un ihtiyat döneminin son görev günüydü. Sabah erken saatte sınırı geçip sekiz İsrail askerini öldüren Hizbullah tarafından kaçırıldı. Kaçırılan diğer asker de Eldad Regev’di.
Bu olayın hemen ardından İsrail-Hizbullah savaşının patlak vermesi ile Karnit’in mücadelesi başladı; Udi lakabı ile çağırdığı eşi Ehud’un özgürlüğüne kavuşması için ülkesinde ve ülkesi dışında her kapıyı çaldı.
Başbakan Ehud Olmert’ten başlamak üzere birçok İsrailli siyasetçi ile, AB ileri gelenleri ve Kızıl Haç yetkilileri ile görüştü, uluslararası medya kuruluşlarına söyleşiler verdi.
Bu sürecin başlangıcında 30 yaşında, mutlu ve tanınmamış bir kişi olan Karnit, cesur ve mücadeleci bir kadına dönüştü. Gecelerini uykusuz geçiriyor, bir ülkeden diğerine yaptığı uçak yolculuklarında hafiften kestiriyor. Fransa’yı takiben 24 saatliğine İngiltere’ye geçen ve ABD’ye uçan genç kadına bu yolculuklarında annesi Daniela ile kayınpederi Shlomo eşlik ediyor.

Ehud telefona yanıt veremedi
Karnit ve Ehud Goldwasser, Hayfa Technion Üniversitesi öğrencileri, çevre mühendisliği eğitimi görüyorlar. Bu nedenle Karnit İngiltere’de British Technion Society’nin konuğu oldu. Genç kadın hayatını altüst eden olayı dernek üyelerine şöyle anlattı:
“O gün Udi’nin sevdiği yiyecekleri hazırlamaya koyuldum. İhtiyat görevinin son günüydü. Bu görevi her tamamladığında o akşam küçük bir kutlama yapmak evimizde bir gelenek halini almıştı. Radyo haberleri Zarnit kasabası civarında bir olay olduğunu duyurdu. Udi’nin orada olduğunu biliyordum. Telefonuna mesaj attım. Yarım saat geçti, yanıt gelmedi. Bu kez cep telefonunu aradım. Tabii ki yanıt veremedi. O anda Udi Hizbullah ile beraberdi.”
Ordu görevlilerinin kocasının kaçırıldığı haberini vermelerinden altı saat sonra, ajanslar Ehud Goldwasser ile Eldad Regev’in hayatta olduklarını duyurdular.
“Her ne kadar gerçeküstü gibi göründe de, o an İsrail’in en mutlu ailesiydik” diyen Karnit, bu durumda pasif kalmaktansa,  söyleşiler vermek, Diaspora cemaatleri ile bir araya gelmek, dinlemeye hazır yetkililerle görüşmek kararını aldı.
Karnit Goldwasser, medya, basın ve haber ajanslarının karşısına bir tanıtım paketi ile çıktı; eşi Ehud’un, Eldad Regev’in ve Haziran ayında Gazze’de kaçırılan Gilad Şalit’in biyografileri, ailelerinin telefon numaraları, genç çiftin düğününden fotoğraflar ve ayrıntılı bir CD...
Karnit ile Ehud’un henüz birkaç ay önce düğünlerinin yapıldığı Eski Yafa’daki salonun yetkilileri döndüğünde Ehud’a bir hoş geldin partisi düzenlemeye hazırlanıyor.
Karnit’in “Tabii ki kutlamalar olacak. Ailece şimdiden planlar yapıyoruz. Gelecek hafta sonu olabilir, belki de bir sonraki...” sözleri iyimserliğini ve umudu yansıtmakta.
Medyada sıkça görünmenin hükümet üzerinde bir baskı unsuru oluşturacağının bilincinde olan Karnit, Ehud Olmert’i makamında ziyaret ettiğinde başbakanın masasında kaçırılan üç askerin fotoğraflarını gördü. Böylelikle hükümetin her türlü çabayı göstereceğine inancı daha da arttı.

Geçmişteki deneyimler
Hizbullah’ın esir askerlere kötü davranmadığı, işkence yapmadığına ilişkin inancını Karnit, Elhanan Tenenbaum örneğine dayandırıyor. 2000 yılında Hizbullah tarafından kaçırılan ve dört yıl sonra İsrail’deki tutukluların iadesi karşılığında serbest bırakılan işadamı Elhanan Tenenbaum şiddete maruz kalmamıştı.
Yine de geçmişte Lübnan’da kaçırılan İsrail askerlerinin akıbetine baktığımızda durum pek de iç açıcı değil.
Şii milis gücü Amal tarafından 1986’da kaçırılan Ron Arad, halen kayıp sayılmakla birlikte, hayatta olduğuna ilişkin son bilgi 1988’de alındı.
1982’de Sultan Yakup’taki çatışmalarda kaybolan üç asker hakkında hiçbir bilgiye ulaşılamadı.
2000 yılının Ekim ayında Hizbullah tarafından öldürülen üç askerin naaşları, İsrail’deki tutukluların geri verilmesine karşılık dört yıl sonra ailelerine iade edildi.
Ehud Olmert’e; yıllardır perişan olan Ron Arad’ın ailesinin durumuna düşmek istemediğini söyleyen Karnit Goldwasser; “Bu farklı bir olay. Diğeri yirmi yıl önceydi ve medya bu kadar güçlü değildi. Benim verdiğim mesajlar elbet birilerine ulaşacak” demekte.
BM Güvenlik Konseyi’nde kabul edilen 1701 sayılı kararın bir maddesi de Hizbullah’ın savaşı tetikleyen baskında kaçırdığı İsrail askerlerini koşulsuz serbest bırakmasını içeriyor. Bu kararın ne ölçüde uygulanacağını önümüzdeki günler gösterecek.

Kaynakça/Jewish Chronicle