YAHUDİ DÜNYASINDAN...

Nelly BAROKASVenezuella Yahudileri Chavez`i eleştirdiVenezuella -İsrail Kuruluşları Konfederasyonu ileri gelenleri geçtiğimiz hafta yayınladıkları bildiride Lübnan`da masum sivillerin ölümünden duydukları üzüntüyü ifade ederken Venezuella hükümetinin başlattığı antisemit kampanyayı kınadı

Kültür
9 Ocak 2008 Çarşamba

15.000 kişilik Venezuella Yahudi cemaati liderleri, Lübnan savaşı sırasında İsrail’in Hizbullah’a karşı gerçekleştirdiği hava saldırısını haksız bir girişim olarak değerlendiren Cumhurbaşkanı Hugo Chavez’i eleştirdiler.
El Cezire televizyonuna bir söyleşi veren Venezuella Cumhurbaşkanı Chavez, İsrail’in tutumunu Hitler’in faşist tutumuna benzetmişti. Ayrıca geçen ay İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ile görüşmesi sonrasında iki liderin yaptığı ortak basın toplantısında, Ahmedinejad’ın İsrail’in haritadan silinmesi gerektiğini ve Holokost’un Siyonist propagandanın ürünü olduğunu söylediğinde Hugo Chavez İranlı diktatöre sarılarak “gerçek bir dost, gerçek bir kardeş” ifadelerini kullanmıştı.
Venezuella –İsrail Kuruluşları Konfederasyonu ileri gelenleri geçtiğimiz hafta yayınladıkları bildiride Lübnan’da masum sivillerin ölümünden duydukları üzüntüyü ifade ederken Venezuella hükümetinin  başlattığı antisemit kampanyayı kınadı. Bildiride ayrıca, hükümetin ve hükümet yanlısı medyanın yansıttığı antisemit tutumun ülkede kini ve ırkçılığı körüklediği belirtildi.
Venezuella’nın ABD Büyükelçisi Bernardo Alvarez, Başkan Chavez’in söylemlerine arka çıkarak; “Bizim Yahudilerle hiçbir sorunumuz yok. Ülkemizde çok geniş bir Yahudi toplumuna sahibiz. İsrail ile köklü ilişkilerimiz de çok eskilere dayanıyor” dedi.

Eski Knesset müze oluyor
İsrailli milletvekili Ran Cohen, 1949񮕾 yılları arasında parlamento binası olarak işlev gören Beit Frumin’in onarılıp müze haline dönüştürülmesi önerisini Knesset’in onayına sundu. Bu türden eserlerin korunmasına ilişkin yasanın Knesset’ten geçmesi için yapılan ilk oturum 2005’te gerçekleşmişti. Önerinin yasalaşması için ikinci ve üçüncü oturumda onaylanması gerekiyor.
Ülkenin ilk kuruluş yıllarında, önemli yasaların çıkarılmasına ev sahipliği yapan Beit Frumin Kudüs’ün King George Caddesi’nde yer almakta. Parlamento binası olarak işlev gördükten sonra Beit Frumin bir süre Turizm Bakanlığı binası olarak kullanıldı.
Beit Frumin’in üzerinde yer aldığı arsa 1992’de İsrail’in arazi yetkili kurumu tarafından, bina yerine 16 katlı bir otel inşa etmeyi planlayan özel bir müteşebbise satılmıştı. Daha sonra bu satışa karşı bir kampanya başlatılmış, binanın müzeye dönüştürülmesi gerekçesi ile satışın iptali sağlanmıştı.

Herzl’in çocukları İsrail’e getirilecek
Binyamin Zeev Herzl’in çocuklarının naaşlarının önümüzdeki günlerde defnedilmek üzere İsrail’e götürüleceği belirtildi. Herzl vasiyetnamesinde çocuklarının İsrail’de defnedilmesi isteğini belirtmişti.
Sefarad Başhahamı Şlomo Amar, iki ay kadar önce Herzl’in Hıristiyanlığa geçen sonradan da intihar eden oğlu Hans’ın naşının İsrail’e getirilmesi için yapılan hazırlıklara yardımcı olmuştu. Vasiyetnamesinde Herzl, Yahudilerin anılarını İsrail’e taşıması gerektiğini belirtmiş, ailesinin, kız kardeşinin ve çocuklarının kendisine yakın defnedilmesini istemişti. Herzl’in naşı 1949 yılının Ağustos ayında Kudüs’ün Herzl Tepesi’ne defnedilmişti.
Herzl’in kızı Paulina 1930 yılında Bordeaux kentinde öldü. Bir gün sonra kardeşi Hans, Paulina’nın tabutu başında intihar etti ve onun yanına gömüldü. Ölümünden önce Hans diğer kızkardeşi Trude’a yazdığı mektupta  babasının yanında gömülme isteğini bildirdi. Ancak Holokost’ta yaşamını yitiren Trude’un mezarı bilinmiyor.
2001 yılında Haaretz’e yazdığı bir yazıda Dr. Ariel Feldstein, Herzl’in çocuklarının anısını yeniden gündeme getirdi. 2005’te Knesset, Herzl’ın çocuklarının naaşının Herzl Tepesi’ne getirilmesi kararını aldı. Başbakanlık bu kararı yürürlüğe sokma sorumluluğunu üstlendi. Yahudi Ajansı Başkanı Zeev Bielsky bu konuda Rav Schlomo Amar’ın yardımını istedi. Ölümünden önce yeniden Yahudiliğe dönen ve Londra’nın bir sinagogunda dualara katılan Hans’ın naaşının aynı mezarlığın farklı bir bölümünde gömülmesine karar verildi.

Auschwitz’den babasının valizini istiyor
Bir Holokost Kurtulanı,  Naziler tarafından öldürülen babasına ait olan ve Auschwitz Müzesi’nde bulunan valizin kendisine geri verilmesini talep ediyor. Parisli George Levi-Leleu annesi ve kardeşleri ile birlikte Nazilerden kaçmayı başarmış, ancak onlar kadar şanslı olmayan babası yaşamını kampta yitirmişti.
Babasının öldürüldüğü Auschwitz’i ziyaret eden Levi-Leleu, müze bölümünde babasının valizini fark etti. Auschwitz’e gönderilirken babasını son gördüğünde elinde taşıdığı valizi anımsadığını müze yetkililerine iletti.
Auschwitz, valizin gaz odasında can veren baba Levi’ye ait olduğunu inkar etmiyor. George Levi-Leleu,  bu kişisel eşyanın babasından kalan son anı olarak kendisine iade edilmesini talep etti. Müze, tarihi koleksiyonun önemli bir unsurunu oluşturduğu gerekçesi ile bu talebi reddedince Levi Paris’te hukuki mercilere başvurdu. Bu olayla bir Holokost Kurbanı varisinin Auschwitz müzesinde sergilenen objeler konusunda ilk kez hak iddia etmiş ve hukuki işlem başlatmış oluyor.
1947’de müzeye dönüştürülen Auschwitz, kamp binalarını, gaz odalarını ve krematoryumu içeriyor. Bünyesinde bir de Holokost anıtının bulunduğu Auschwitz 1979’da UNESCO tarafından dünya mirası sit alanı ilan edildi. Fransa Adaleti eylül ayı içinde kararını verecek. Davacı yararına karar vermesi durumunda Varşova’nın valizi geri vermesi konusunda nasıl ikna edileceği tartışması açılacak.


AIPAC, web sitesinin kapatılmasını istedi
AIPAC (Amerikan-İsrail Kamu İşleri Komitesi), bir İran haber sitesinin terör örgütleri ile bağlantısı bulunduğu gerekçesi ile Amerikan İnternet servisi sağlayıcısından atılması konusunda ABD hükümetini uyardı. Geçtiğimiz ay Haaretz Gazetesi’nde yayınlanan bir haberde bu konu gündeme getirilmişti.
Haaretz’in haberine göre; Baztab adlı sitede 12 Temmuz’da kaçırılan İsrailli askerlerin Hizbullah tarafından sorgulanmaları sırasında konuştuklarına yer verilmişti. Baztab sitesinde askerlerin; İsrail’in eylül veya ekim aylarında Hizbullah’a karşı askeri bir hareketi planlandığını, ancak kaçırma olayının tüm planları altüst ettiğini söylediklerine yer verilmişti.
Bu konuya ve Baztab sitesinde yayınlanan diğer bazı haberlere dayanarak AIPAC, Amerikan servis sağlayıcısı tarafından desteklenen bu sitenin terör örgütleri ile ilişkileri bulunduğu kanısına vardı.

Odessa’nın Yahudi Belediye Başkanı
58 yaşındaki Edward Gurvitz, Ukrayna belediye seçimlerini kazanan dört Yahudi’den biri. Mogilyov-Podolskiy kentinde doğan Gurvitz, kariyerinde ilerleyebilmek amacıyla Yahudi kimliğini gizlemeyi tercih etmiyor

Shalom Aleichem ve İsaac Babel’in öykülerine kaynak oluşturan Karadeniz kıyısındaki liman kenti  Odessa, bir zamanlar Ukrayna’nın en çok Yahudi nüfusuna sahip kentlerden biriydi. Şimdilerde kentin Yahudi bir belediye başkanı var. Ancak Belediye Başkanı Edward Gurvitz Yahudi kimliğine sahip çıkmıyor.
Kendisi ile yapılan bir söyleşide Gurvitz; “Yahudilik benim milliyetim, mesleğim değil” derken Komünist sistemde yetişmiş Ukraynalıların çoğunluğu gibi kesin bir yanıt veriyor: “Ben etnik olarak bir Yahudi ve ateistim.”
58 yaşındaki Edward Gurvitz, Ukrayna belediye seçimlerini kazanan dört Yahudi’den biri. Mogilyov-Podolskiy kentinde doğan Gurvitz, çocukluğundan beri Yahudi olduğunu bildiğini, büyükannesinin Yiddiş ve İbranice’yi konuşup yazdığını, geçmişte Pesah’ı ailece kutladıklarını anlatıyor.
Fakat kariyerinde ilerlemek amacıyla Yahudi kimliğini gizlemek yoluna gitmediğini de gururla belirtiyor.
Leningrad’da inşaat mühendisliği eğitimi gören Edward Gurvitz 29 yaşında Odessa’ya döndü. 1990’da siyasete atıldı, 1994’te parlamentoya girdi ve belediye başkanı seçildi. Bu yıl mart ayındaki seçimleri yeniden kazanan Gurvitz 2011’e dek belediye başkanlığı görevini sürdürecek.
Gurvitz dışında; Vladimir Saldo Kherson’un, Mikhail Dobkin Kharkov’un, Vladimir Groisman da Vinnitsa kentlerinin belediye başkanlığına seçildiler.
Yahudi yaşamında etkin olmayan bu belediye başkanları, Yahudi cemaatlerini farklı şekillerde desteklemekten kaçınmıyorlar. Vladimir Groisman, yerel Yahudi televizyonuna maddi  destek sağlarken, sinagogun Yahudi malvarlıkları arasına girmesine yardımcı oldu. Gurvitz, Yahudi yetimler için bir binayı tahsis etti.
Cemaat yaşamına karışmayan Edward Gurvitz’in masasının üzerinde oğlu ve eski eşinin 17 yıldır yaşadığı İsrail’den gönderilmiş hediyeler var. Kızı Eugenia ise Kiev’de yaşıyor. Garvitz, Turuncu Devrim sırasında Başkan Viktor Yuschenko’ya destek oldu. Şimdi bir belediye başkanı olarak politik tercihini yansıtmaktan kaçınıyor, kentin ekonomik ve sosyal konularına yoğunlaşıyor. Odessa’yı gelişmiş bir ticaret kentine dönüştürmeyi hedefleyen Edward Gurvitz’in çalışma odasında hiçbir siyasi liderin fotoğrafı yer almıyor. Fakat siyasi kariyeri süresince değiştirdiği ofislerden ve  makam odalarının birinden diğerine taşınırken bir nükleer fizikçi ve insan hakları savunucusu olan Andrei Sakharov’un fotoğrafını beraberinde taşıyor.

Helsinki Sinagogu
100. yılını kutladı

Finlandiya Yahudi Cemaati, Helsinki Sinagogu’nun 100. yılı vesilesi ile hükümet yetkililerinin, yabancı temsilciliklerin ve dini liderlerin katılımı ile gerçekleşen bir tören düzenledi.
Cumhurbaşkanı Tarja Halonen, Parlamento  Sözcüsü Paavo Lipponen ve İsrail Turizm Bakanı İsaac Herzog, 1200 kişilik Yahudi toplumuna sahip Helsinki’deki sinagogu onurlandıran konuklar arasında yer aldılar. Yahudi toplumu sözcüsü Gideon Bolotovsky, törene Fin Katolik Kilisesi ve Müslüman dini liderinin katıldıklarını belirtti.
Finlandiya’da yaşayan 1600 kişilik Yahudi toplumunun büyük çoğunluğu 19.yy’da Rusya ordusunun bu ülkede görev yapan askerlerinin nesillerinden gelmekte.
II. Dünya Savaşı süresince Yahudiler Fin ordusunda hizmet ettiler. O dönemde Finlandiya hükümeti Yahudilere baskı uygulanmasına ve vatandaşlık haklarının kısıtlanmasına karşı çıktı.
Parlamento  Sözcüsü Paavo Lipponen törende yaptığı konuşmada; “Yahudilere doğal bir sempatimiz var. Yahudiler ülkemizde güvende yaşamaktalar” dedi.