Nelly BAROKASVenezuella Yahudileri Chavez`i eleştirdiVenezuella -İsrail Kuruluşları Konfederasyonu ileri gelenleri geçtiğimiz hafta yayınladıkları bildiride Lübnan`da masum sivillerin ölümünden duydukları üzüntüyü ifade ederken Venezuella hükümetinin başlattığı antisemit kampanyayı kınadı
15.000 kişilik Venezuella Yahudi cemaati liderleri, Lübnan savaşı sırasında İsrailin Hizbullaha karşı gerçekleştirdiği hava saldırısını haksız bir girişim olarak değerlendiren Cumhurbaşkanı Hugo Chavezi eleştirdiler.
El Cezire televizyonuna bir söyleşi veren Venezuella Cumhurbaşkanı Chavez, İsrailin tutumunu Hitlerin faşist tutumuna benzetmişti. Ayrıca geçen ay İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ile görüşmesi sonrasında iki liderin yaptığı ortak basın toplantısında, Ahmedinejadın İsrailin haritadan silinmesi gerektiğini ve Holokostun Siyonist propagandanın ürünü olduğunu söylediğinde Hugo Chavez İranlı diktatöre sarılarak gerçek bir dost, gerçek bir kardeş ifadelerini kullanmıştı.
Venezuella İsrail Kuruluşları Konfederasyonu ileri gelenleri geçtiğimiz hafta yayınladıkları bildiride Lübnanda masum sivillerin ölümünden duydukları üzüntüyü ifade ederken Venezuella hükümetinin başlattığı antisemit kampanyayı kınadı. Bildiride ayrıca, hükümetin ve hükümet yanlısı medyanın yansıttığı antisemit tutumun ülkede kini ve ırkçılığı körüklediği belirtildi.
Venezuellanın ABD Büyükelçisi Bernardo Alvarez, Başkan Chavezin söylemlerine arka çıkarak; Bizim Yahudilerle hiçbir sorunumuz yok. Ülkemizde çok geniş bir Yahudi toplumuna sahibiz. İsrail ile köklü ilişkilerimiz de çok eskilere dayanıyor dedi.
Eski Knesset müze oluyor
İsrailli milletvekili Ran Cohen, 1949 yılları arasında parlamento binası olarak işlev gören Beit Fruminin onarılıp müze haline dönüştürülmesi önerisini Knessetin onayına sundu. Bu türden eserlerin korunmasına ilişkin yasanın Knessetten geçmesi için yapılan ilk oturum 2005te gerçekleşmişti. Önerinin yasalaşması için ikinci ve üçüncü oturumda onaylanması gerekiyor.
Ülkenin ilk kuruluş yıllarında, önemli yasaların çıkarılmasına ev sahipliği yapan Beit Frumin Kudüsün King George Caddesinde yer almakta. Parlamento binası olarak işlev gördükten sonra Beit Frumin bir süre Turizm Bakanlığı binası olarak kullanıldı.
Beit Fruminin üzerinde yer aldığı arsa 1992de İsrailin arazi yetkili kurumu tarafından, bina yerine 16 katlı bir otel inşa etmeyi planlayan özel bir müteşebbise satılmıştı. Daha sonra bu satışa karşı bir kampanya başlatılmış, binanın müzeye dönüştürülmesi gerekçesi ile satışın iptali sağlanmıştı.
Herzlin çocukları İsraile getirilecek
Binyamin Zeev Herzlin çocuklarının naaşlarının önümüzdeki günlerde defnedilmek üzere İsraile götürüleceği belirtildi. Herzl vasiyetnamesinde çocuklarının İsrailde defnedilmesi isteğini belirtmişti.
Sefarad Başhahamı Şlomo Amar, iki ay kadar önce Herzlin Hıristiyanlığa geçen sonradan da intihar eden oğlu Hansın naşının İsraile getirilmesi için yapılan hazırlıklara yardımcı olmuştu. Vasiyetnamesinde Herzl, Yahudilerin anılarını İsraile taşıması gerektiğini belirtmiş, ailesinin, kız kardeşinin ve çocuklarının kendisine yakın defnedilmesini istemişti. Herzlin naşı 1949 yılının Ağustos ayında Kudüsün Herzl Tepesine defnedilmişti.
Herzlin kızı Paulina 1930 yılında Bordeaux kentinde öldü. Bir gün sonra kardeşi Hans, Paulinanın tabutu başında intihar etti ve onun yanına gömüldü. Ölümünden önce Hans diğer kızkardeşi Trudea yazdığı mektupta babasının yanında gömülme isteğini bildirdi. Ancak Holokostta yaşamını yitiren Trudeun mezarı bilinmiyor.
2001 yılında Haaretze yazdığı bir yazıda Dr. Ariel Feldstein, Herzlin çocuklarının anısını yeniden gündeme getirdi. 2005te Knesset, Herzlın çocuklarının naaşının Herzl Tepesine getirilmesi kararını aldı. Başbakanlık bu kararı yürürlüğe sokma sorumluluğunu üstlendi. Yahudi Ajansı Başkanı Zeev Bielsky bu konuda Rav Schlomo Amarın yardımını istedi. Ölümünden önce yeniden Yahudiliğe dönen ve Londranın bir sinagogunda dualara katılan Hansın naaşının aynı mezarlığın farklı bir bölümünde gömülmesine karar verildi.
Auschwitzden babasının valizini istiyor
Bir Holokost Kurtulanı, Naziler tarafından öldürülen babasına ait olan ve Auschwitz Müzesinde bulunan valizin kendisine geri verilmesini talep ediyor. Parisli George Levi-Leleu annesi ve kardeşleri ile birlikte Nazilerden kaçmayı başarmış, ancak onlar kadar şanslı olmayan babası yaşamını kampta yitirmişti.
Babasının öldürüldüğü Auschwitzi ziyaret eden Levi-Leleu, müze bölümünde babasının valizini fark etti. Auschwitze gönderilirken babasını son gördüğünde elinde taşıdığı valizi anımsadığını müze yetkililerine iletti.
Auschwitz, valizin gaz odasında can veren baba Leviye ait olduğunu inkar etmiyor. George Levi-Leleu, bu kişisel eşyanın babasından kalan son anı olarak kendisine iade edilmesini talep etti. Müze, tarihi koleksiyonun önemli bir unsurunu oluşturduğu gerekçesi ile bu talebi reddedince Levi Pariste hukuki mercilere başvurdu. Bu olayla bir Holokost Kurbanı varisinin Auschwitz müzesinde sergilenen objeler konusunda ilk kez hak iddia etmiş ve hukuki işlem başlatmış oluyor.
1947de müzeye dönüştürülen Auschwitz, kamp binalarını, gaz odalarını ve krematoryumu içeriyor. Bünyesinde bir de Holokost anıtının bulunduğu Auschwitz 1979da UNESCO tarafından dünya mirası sit alanı ilan edildi. Fransa Adaleti eylül ayı içinde kararını verecek. Davacı yararına karar vermesi durumunda Varşovanın valizi geri vermesi konusunda nasıl ikna edileceği tartışması açılacak.
AIPAC, web sitesinin kapatılmasını istedi
AIPAC (Amerikan-İsrail Kamu İşleri Komitesi), bir İran haber sitesinin terör örgütleri ile bağlantısı bulunduğu gerekçesi ile Amerikan İnternet servisi sağlayıcısından atılması konusunda ABD hükümetini uyardı. Geçtiğimiz ay Haaretz Gazetesinde yayınlanan bir haberde bu konu gündeme getirilmişti.
Haaretzin haberine göre; Baztab adlı sitede 12 Temmuzda kaçırılan İsrailli askerlerin Hizbullah tarafından sorgulanmaları sırasında konuştuklarına yer verilmişti. Baztab sitesinde askerlerin; İsrailin eylül veya ekim aylarında Hizbullaha karşı askeri bir hareketi planlandığını, ancak kaçırma olayının tüm planları altüst ettiğini söylediklerine yer verilmişti.
Bu konuya ve Baztab sitesinde yayınlanan diğer bazı haberlere dayanarak AIPAC, Amerikan servis sağlayıcısı tarafından desteklenen bu sitenin terör örgütleri ile ilişkileri bulunduğu kanısına vardı.
Odessanın Yahudi Belediye Başkanı
58 yaşındaki Edward Gurvitz, Ukrayna belediye seçimlerini kazanan dört Yahudiden biri. Mogilyov-Podolskiy kentinde doğan Gurvitz, kariyerinde ilerleyebilmek amacıyla Yahudi kimliğini gizlemeyi tercih etmiyor
Shalom Aleichem ve İsaac Babelin öykülerine kaynak oluşturan Karadeniz kıyısındaki liman kenti Odessa, bir zamanlar Ukraynanın en çok Yahudi nüfusuna sahip kentlerden biriydi. Şimdilerde kentin Yahudi bir belediye başkanı var. Ancak Belediye Başkanı Edward Gurvitz Yahudi kimliğine sahip çıkmıyor.
Kendisi ile yapılan bir söyleşide Gurvitz; Yahudilik benim milliyetim, mesleğim değil derken Komünist sistemde yetişmiş Ukraynalıların çoğunluğu gibi kesin bir yanıt veriyor: Ben etnik olarak bir Yahudi ve ateistim.
58 yaşındaki Edward Gurvitz, Ukrayna belediye seçimlerini kazanan dört Yahudiden biri. Mogilyov-Podolskiy kentinde doğan Gurvitz, çocukluğundan beri Yahudi olduğunu bildiğini, büyükannesinin Yiddiş ve İbraniceyi konuşup yazdığını, geçmişte Pesahı ailece kutladıklarını anlatıyor.
Fakat kariyerinde ilerlemek amacıyla Yahudi kimliğini gizlemek yoluna gitmediğini de gururla belirtiyor.
Leningradda inşaat mühendisliği eğitimi gören Edward Gurvitz 29 yaşında Odessaya döndü. 1990da siyasete atıldı, 1994te parlamentoya girdi ve belediye başkanı seçildi. Bu yıl mart ayındaki seçimleri yeniden kazanan Gurvitz 2011e dek belediye başkanlığı görevini sürdürecek.
Gurvitz dışında; Vladimir Saldo Khersonun, Mikhail Dobkin Kharkovun, Vladimir Groisman da Vinnitsa kentlerinin belediye başkanlığına seçildiler.
Yahudi yaşamında etkin olmayan bu belediye başkanları, Yahudi cemaatlerini farklı şekillerde desteklemekten kaçınmıyorlar. Vladimir Groisman, yerel Yahudi televizyonuna maddi destek sağlarken, sinagogun Yahudi malvarlıkları arasına girmesine yardımcı oldu. Gurvitz, Yahudi yetimler için bir binayı tahsis etti.
Cemaat yaşamına karışmayan Edward Gurvitzin masasının üzerinde oğlu ve eski eşinin 17 yıldır yaşadığı İsrailden gönderilmiş hediyeler var. Kızı Eugenia ise Kievde yaşıyor. Garvitz, Turuncu Devrim sırasında Başkan Viktor Yuschenkoya destek oldu. Şimdi bir belediye başkanı olarak politik tercihini yansıtmaktan kaçınıyor, kentin ekonomik ve sosyal konularına yoğunlaşıyor. Odessayı gelişmiş bir ticaret kentine dönüştürmeyi hedefleyen Edward Gurvitzin çalışma odasında hiçbir siyasi liderin fotoğrafı yer almıyor. Fakat siyasi kariyeri süresince değiştirdiği ofislerden ve makam odalarının birinden diğerine taşınırken bir nükleer fizikçi ve insan hakları savunucusu olan Andrei Sakharovun fotoğrafını beraberinde taşıyor.
Helsinki Sinagogu
100. yılını kutladı
Finlandiya Yahudi Cemaati, Helsinki Sinagogunun 100. yılı vesilesi ile hükümet yetkililerinin, yabancı temsilciliklerin ve dini liderlerin katılımı ile gerçekleşen bir tören düzenledi.
Cumhurbaşkanı Tarja Halonen, Parlamento Sözcüsü Paavo Lipponen ve İsrail Turizm Bakanı İsaac Herzog, 1200 kişilik Yahudi toplumuna sahip Helsinkideki sinagogu onurlandıran konuklar arasında yer aldılar. Yahudi toplumu sözcüsü Gideon Bolotovsky, törene Fin Katolik Kilisesi ve Müslüman dini liderinin katıldıklarını belirtti.
Finlandiyada yaşayan 1600 kişilik Yahudi toplumunun büyük çoğunluğu 19.yyda Rusya ordusunun bu ülkede görev yapan askerlerinin nesillerinden gelmekte.
II. Dünya Savaşı süresince Yahudiler Fin ordusunda hizmet ettiler. O dönemde Finlandiya hükümeti Yahudilere baskı uygulanmasına ve vatandaşlık haklarının kısıtlanmasına karşı çıktı.
Parlamento Sözcüsü Paavo Lipponen törende yaptığı konuşmada; Yahudilere doğal bir sempatimiz var. Yahudiler ülkemizde güvende yaşamaktalar dedi.