İnsanliğin bittiği yer, Darfur

Haymi BEHARAfrika Birliği Barış Gücü`nün Sudan`ın Darfur bölgesindeki görev süresi 30 Eylül`de doluyor. 2003 yılından beri devam eden olayların, barış gücünün çekilmesi ardından ‘etnik temizliğe` dönüşmesinden kaygı duyuluyor. Nobel Barış Ödülü sahibi yazar Elie Wiesel ve ünlü aktör Georg

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
Sudan’ın Darfur bölgesinde son 3 yıldır yaşanan katliam ve tecavüzleri önleme yönünde atılan adımlar yetersiz kalıyor. BM’ye bağlı Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Başsavcısı Luis Moreno Ocampo  binlerce sivilin öldürüldüğünü açıkladı.
Ocampo, çatışmaların, birkaç yıldan beri "etnik temizleme" ve katliamlara yol açarak devam ettiğini belirterek, Darfur'da 200.000 kişinin öldüğünün, 2 milyona yakın insanın evsiz kaldığının altını çizdi. İngiltere Parlamento Raporu ise ölü sayısını 300.000 olarak bildirdi. Raporda evsiz kalarak mülteci durumuna düşen insanların büyük bir çoğunluğunun, Afrika kökenlilerden oluştuğu ve Arap Cancavid saldırılarına maruz kaldıkları vurgulandı. BM Güvenlik Konseyi, Sudan hükümetinin muhalefetine rağmen 31 Ağustos’ta Darfur’a bir BM gücü konuşlandırılmasını öngören 1706 sayılı kararı kabul etmişti. Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir, BM Barış Gücü’nün bölgeye konuşlandırılmasını kesin bir dille reddediyor.
BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO tarafından yapılan açıklamada; ‘Darfur sorunu, dünyanın insani sorunlardan biri haline gelmiştir. Afrika Birliği'nin bölgeye gönderdiği birkaç bin kişilik askeri birlik sorunu kontrol etmeye çalışmakla birlikte yetersiz kalmakta ve bu birlikler bile tacizlere uğramaktadırlar’ denildi.
FAO, silahlı çatışmalar nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan 2 milyondan fazla insan 2005’te Sudan’ın güneyinde 21 yıldır süren içsavaşı sona erdiren barış anlaşmasının imzalanmasının ardından evlerine geri dönen yaklaşık 900 bin ve Darfur, Güney Sudan ve uç bölgelerdekilerde yaşayan yaklaşık 3,5 milyon kişi olmak üzere toplam 6,7 milyon kişinin yardıma ihtiyaç duyduğunu belirtti.
BM kaynakları, Elie Wiesel ve George Clooney’in geçtiğimiz hafta BM Güvenlik Konseyi’nde Darfur halkı yararına birer konuşma yaparak,  dünya ülkelerini yaşanan katliamlara dur demeleri için göreve çağırdılar.
İki ünlü ismin, “İsyancılarla hükümet güçleri arasında yeniden çatışmaların başlaması yüzünden yeni bir insani felaket tehdidi altında bulunan” Darfur’daki halkı korumak için Konseyi harekete geçirmek amacıyla gizli oturumda konuşma yaptıkları bildirildi.
Clooney, açıklamada, “Darfur’da gözlerinizin önünde bir soykırım yapılıyor. Uluslararası toplumun, bu olağanüstü acılara son verilmesi için bütün kaynaklarını seferber etmesi lazım. Darfur için kritik an gelmiştir” ifadelerini kullandı. Nazi Soykırımından sağ kurtulan Elie Wiesel de, “Kayıtsızlığın sadece bir günah değil aynı  zamanda başkalarına verilen bir ceza olduğunu vurgulayarak, savunmasız halkların savunulması için harekete geçmekten başka bir çare yoktur” dedi.

Sudan’da halk baskı altında
Afrika Birliği’ne mensup ülkelerden yedi bin kişilik bir barış gücünün Fransa boyutlarındaki bölgede görev yapmasına rağmen, bu yılın ilk aylarında şiddetin yeniden tırmanmaya devam etti.
Sudan’da 2003 yılında yaşanan kuraklık nedeniyle toprak ve su kavgasıyla başlayan çatışmalarda kara Afrikalı yerli halk silahlı mücadele başlatmıştı.  Sudan hükümetin, isyanı bastırmak için desteklediği Arap Cancavid milisleri ise, son 3 yıldır yaşanan katliam ve tecavüzlerden sorumlu tutuluyor. 200 bin kişinin öldüğü saldırılarda, evlerini terketmek zorunda kalan iki buçuk milyon kişi, derme çatma kamplarda zor koşullarda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.
Geçtiğimiz mayıs ayında imzalanan barış anlaşmasına karşın tırmanan şiddet; 17 Eylül Pazar günü, 30 ülkede Darfur'da yaşananları protesto amacıyla düzenlenen gösteriler soruna ilişkin çözüm arayışlarına hız kazandırdı. Batılı ülkelerde düzenlenen Darfur’a destek gösterilerine Türkiye’den ilgi yoktu.
Birleşmiş Milletler, 30 Eylül’’de süresi dolacak Afrika Birliği barış gücünü kendi şemsiyesi altında 20 bin kişilik bir Birleşmiş Milletler barış gücüne dönüştürmek istiyor. Sudan yönetimi ise, barış gücü askerlerine ancak Afrika Birliği kontrolü altında olmaları koşuluyla izin vereceğini söylüyor.
Afrika Birliği ise askeri gücün mali kaynaklarının sağlanması konusunda yaşanan sıkıntılara işaret ederek görev süresini uzatmaya yanaşmıyor. Zaman giderek daralıyor bu nedenle Afrikalı liderlerin toplantısı hayati önem taşıyor.
BM’de görevli Afrikalı bir diplomat BBC’ye yaptığı açıklamada, önceliklerinin bir güvenlik boşluğu yaratılmasını önlemek olduğunu, böyle bir durumun Darfur'da yaşayanların yaşamlarını daha da büyük risk altına sokacağı uyarısında bulunuyor.