1936 yılında Bronislaw Huberman tarafından kurulan İsrail Filarmoni Orkestrası 70. yılını ülke içinde ve dışında vereceği konserlerle kutluyor. “70. Yıl Gala Konseri” Arturo Toscanini`nin 26 Aralık 1936`da bu orkestrayı yönetmesinin yıldönümü olan 26 Aralık Salı akşamı piyanist Daniel Barenboim ve viyolonist Pinchas Zukerman`ı
70 yılın öyküsü
Günümüzde dünyanın en iyi 10 orkestrası sıralamasında yer alan İsrail Filarmoni Orkestrası, 1936 yılında Viyanalı kemancı Bronislaw Huberman tarafından kuruldu. O zamanki adı, Palestine Orchestraydı.
Huberman, Avrupada yükselen ırkçılık nedeniyle dışlanan Yahudi müzisyenleri bir araya getirip onların Filistine göç etmesini sağladı. 70 kişiden oluşan bu müzisyenlerle orkestrayı kurarken bir anlamda bu kişileri Holokosttan kurtarmış oldu.
İsrailin 1948de özgürlüğünü kazanması ile orkestranın adı, İsrail Filarmoni Orkestrası olarak değişti. Ülke dışında verdiği konserlerle İsrail tanıtımında bir tür elçilik görevi üstlenen orkestra, savaş dönemlerinde İsrail Savunma Ordusu askerlerine verdiği konserlerle dikkat çekti.
Orkestra bağımsızlık ilanından sonra Beer Şevada (1948), 6 Gün Savaşı boyunca her gece, Kudüsün birleşmesi ile Gözlemciler Tepesinde (1967), Bethlehem Nativity Squarede (Christmas 1968), Yom Kipur Savaşı süresince her gece (1973), Lübnan sınırında (1977) ve Massadada (1988) konserler verdi.
İsrail Filarmoni Orkestrası kurulduğundan günümüze dünyaca birçok ünlü şef tarafından yönetildi. Ancak orkestra ile özellikle özdeşleştirilen iki şef var: Leonard Bernstein ve Zubin Mehta
Kuruluşundan beri orkestra ile yakın temasta bulunan, 1947- 1949 yılları arasında orkestrayı yöneten, 1968e dek orkestranın müzik danışmanı olan ve Negev Çölünde 5.000 asker seyirci önünde konser veren Şef Leonard Bernstein, 1988de İsrail Filarmoni Orkestrası tarafından Onursal Şef payesi ile onurlandırıldı.
Zubin Mehta ise 1961de İsraile geldiğinde orkestra ile yaşıt, 25 yaşında bir gençti. O dönemden beri bu Hintli genç orkestradan kopmadı. 1968den günümüze dek orkestrayı yöneten Mehta, 1981de İsrail Filarmoninin Yaşam Boyu Orkestra Şefi unvanını kazandı ve İsrail yaşamının bir parçası oldu.
2006 repertuarında Beethoven, Mozart, Brahms, Mendelssohn ve Dvoraka yer veren İsrail Filarmoni Orkestrası, antisemit sayılan ve Nazi Almanyası ile ilintilendirilen Wagnerin eserlerini çalmıyor.
1968den beri orkestrayı yöneten ve 1981de İsrail Filarmoninin Yaşam Boyu Orkestra Şefi unvanını kazanan Zubin Mehta ile 70. yıl kutlamaları kapsamında gerçekleştirilen söyleşiyi aktarıyoruz.
Orkestranın ve sizin aynı anda 70. yılınızı kutlamanız bir kader mi?
İsraile geldiğimde 25 yaşımdaydım. O zamanki orkestra şefi konser sonrasında yaptığı açıklamada; Sayın Mehtanın bizle birlikte 50. yılı kutlayacağından eminim demişti. Gördüğünüz gibi 50. yıl çoktan geçti. Ben hala buradayım.
1967de İsraile yeniden gelmenize ve orkestrayı yönetmenize sebep neydi?
Orkestra şefi savaş sırasında ülkeyi terk etti. Orkestra şefsiz kalmıştı. O dönemde henüz orkestra yönetmiyordum. Ünlü Pablo Kazales ile Porto Ricodaydım. İsraildeki arkadaşlara yardımcı olmak üzere ondan izin aldım. Çünkü kendimi bu orkestraya yakın hissediyordum. O anda yerimin İsrail olduğuna karar verdim.
Filarmoni Orkestrasının sizce en anlamlı anısı nedir?
Tabii ki Toscanininin 1936da orkestrayı yönetmesi. Ben o zaman 9 aylıktım, yani orkestradan daha yaşlıyım. Toscanini Noel öncesi serbestti ve o süre içinde buraya geldi. Provalar yaptı ve 26 Aralıkta konser gerçekleşti. Bu nedenle kutlamanın gala konserini 26 Aralıkta gerçekleştiriyoruz.
Geleceğe baktığınız zaman orkestrada ne gibi değişiklikler olmasını isterdiniz?
Orkestranın konser salonu olan Heichal Hatarbut, Mann Auditoriumun diğer konser salonları ile boy ölçüşebilecek dünya standartlarında bir düzeye çıkmasını istiyoruz.
Gelecek 70 yıl için orkestrada bir değişiklik düşünüyor musunuz?
Orkestralarda bir müzisyen ayrılır, diğeri gelir. Yeni gelenin uyum sağlaması arzu edilir. Önemli olan İsrail Filarmoninin nağmelerinin ölümsüzleşmesidir.
Seyirciler arasında daha fazla genç görmek istemez miydiniz?
Geçen hafta Berlindeydim. Berlin Filarmoni Orkestrası seyircisinin yaş ortalaması İsraildeki gibi. Orada bu seyirci kitlesinin gençken konserlere gitmediğini düşündüm. Batı kültüründen gelen insanların klasik müziğe 45 yaşlarından sonra ilgi duymaya başladıkları bir gerçek. Tabii ki daha gençlerin gelmesini arzu ederiz. Bu nedenle gençlere özel konserler düzenliyoruz. Çocuklar aileleri ile geliyor ve yeniden gelmek istiyorlar.