Pistteyken onu fark etmek pek de zor olmasa gerek. Yılın büyük bir bölümünde sahip olduğu yanık teni, çıkarmaktan pek hoşlanmadığı gözlükleri, ana tribünün en üstünden seçilebilecek parlak mavi gömleğiyle beraber, muhtemelen Ecclestoneun, pilotların ya da mankenlerin yanında bir Flavio Briatore mutlaka vardır. Onun başarılı, zeki, karizmatik vs
bir çok klişe sıfata sahip olduğunu bir çoğumuz biliyoruz. Fakat bence onu Formula 1deki diğer patronlardan farklı kılan en önemli özelliği yeteneği koklayabiliyor olması. Elbette bir çok takım patronu, çeşitli pilotların F1e kazandırılmasında büyük rol oynamıştır. Fakat, Flavioyu farklı kılan, Shumacher ve Alonso gibi F1e damgasını vuran iki büyük yeteneği Formula 1 tarihine yazdırması. Elbette iki pilot da bir süre sonra yetiştikleri kafesi terk ettiler ve bunun dışında Shuminin keşfinde Jordanın da rolü yadsınamaz fakat Flavionun onlara karşı beslediği güven duygusu, gösterdiği sabır, bu iki şampiyonun gelişiminde büyük katkı sağladı. Elbette kişiliği belkide işi gereği bazen acımasız olduğunu da söylemek gerekir. Button ve Trulliye karşı belki geleceklerine inanmadığından belki de sadece sevemediğinden dolayı, diğerlerine olduğundan daha acımasız davrandığı bilinen bir gerçek. Fakat bu sabrı, sağlam kişiliği ve biraz da acımasızlığı onu Formula 1 dünyasının kazananları arasına sokmayı başardı.
İş hayatında İtalya, Cuenoda bir lokanta açarak başlayan Flavio, bu işte tutunamamasının ardından Attilio Dutto adlı bir iş adamının asistanı olarak çalışmaya başladı. Patronunun, arabasına konulan bir bombayla öldürülmesiden şirketin işlerinde biraz daha ön plana çıkmayı başardı ve bir süre sonra Milanoda İtalyan borsasında çalışmaya başladı. İşte bu dönemde hayatına Formula 1i sokan ve hayatının fırsatı sayılabilecek adam olan Benetton markasının sahibi olan Luciano Benetton ile tanıştı. Kısa sürede iş ortaklığına kadar ilişkilerini ilerlettiler ve Flavio, United Colors of Benetton markasının Amerikada kurulmasına destek olup, Benetton tarafından bu markanın sorumlusu olarak belirlendi. Pazarlama zekasıyla markayı Amerika çapında büyüten ve açılan her şubeden hisse alan Flavio, bu dönemde kişisel servetini oldukça genişlettikten sonra, Luciano Benettonun teklifiyle ilk defa bir Formula 1 yarışında bulundu. En başlarda muazzam bir ilgi beslemediği bu spor ona çekici gelmeye başladı ve farklı bir iş dalı arayışında olduğu için de Benetton onu, Benetton Formula takımının reklam direktörü olarak atadı. Henüz sesi pek çıkmayan takımda belli bir süre sonunda takım menajerliğine kadar yükseldi ve yavaş yavaş kendi otoritesini hissettirmeye başladı. Takımın mühendislerinden Tom Walkinshaw ile birlikte Michael Schumacheri 1991 yılında takıma kazandırdılar. Henüz tek yarışa çıkmış olmasına karşın Flavio, Michaelde farklı bir yetenek olduğunun farkındaydı ve 92 yılında Schuminin ilk zaferi, onun haksız çıkmayacağını gösterir gibi oldu. Bunun ardından 1994 yılında takım Renault motorları kullanmaya başladı. Anlaşmanın ardından gelen 1994 ve 1995 te Schumacherin kazandığı iki şampiyonluk ve 95teki Benettonun şampiyonluğu, takımın ve Flavionun ismini artık F1 dünyasının üst sıralarına taşıdı. 2001 yılında takımın Renault F1 olarak değişti ve Flavio bundan sonra başka bir isimle beraber anılacaktı: Fernando Alonso. 1999 yılında menajerliğine başladığı Alonsoyu 2003 yılında Buttonun koltuğuna oturttu ve kendisini eleştirenlere de en iyi cevabı bundan iki sene sonra Alonsonun ilk şampiyonluğunda verdi.
Alonsoyu da McLarena kaptırdıktan sonra yeni gözdesinin kim olacağı aslında merakla bekleniyor. Finli genç pilot Haiki Kovalainenin bu sene Fisichellanın yanında oturacağı biliniyor. Bu sene için Haikiden müthiş bir başarı beklemek çok imkan dahilinde değil fakat gelecekte kimse onun Flavionun yeni yıldızı olmayacağını garanti edemez. Flavio ise gözü Bernie Ecclestonenin yerinde değilse Formula 1e daha çok genç yetenek kazandıracağa benziyor.