Anti-Defamation League (ADL) Arnavutluk`un işgal altında olduğu halde Nazilerin ülke Yahudilerini öldürmeyi başaramadıkları tek ülke olarak değerlendirdi
II. Dünya Savaşının bitmesinden birkaç yıl sonra, henüz küçük bir çocuk olan Dr. Anna Kohen annesi ile birlikte Arnavutlukun Vlora kentinde dolaşırken arkalarından bir kadın koşarak annesini adından çağırıyordu.
Telaşa kapılan küçük kıza daha sonra annesi bu Müslüman kadının, Nazi işgali sırasında Annanın babasını ve daha birçok Yahudiyi evlerinde saklayan köyün halkından olduğunu söylemişti. Dr. Anna Kohenin annesi Nina ve babası David bir tedbir olarak Müslüman isimleri almışlardı.
Anti-Defamation Leaguein (ADL) Arnavutluku işgal altında olduğu halde Nazilerin ülke Yahudilerini öldürmeyi başaramadıkları tek ülke olarak değerlendirdiği ve ülke Hıristiyanları ile Müslümanlarına minnet borcunun ifade edildiği toplantıda konuşan Dr. Anna Kohen, Köyde herkes onların Yahudi olduğunu biliyordu, fakat hiç kimse onları ele vermedi dedi.
ADL, altı Yahudi ailesini koruması altına alarak hayatlarını kurtaran Müslüman bir Arnavutu onurlandırdı. ADL kuruluşu, 26 kişiden oluşan altı aileyi ölümden kurtaran Mefail Bicaku ve oğlu Nijaziye Koruma Cesareti Ödülünü verdi. Nazi işgali döneminde Bicaku ailesi, dört ay süresince evini ve yiyeceğini bu altı aile ile paylaştı, Mefailin eşi Xhevrie onların çamaşırlarını yıkadı.
ADLin görüşüne göre 1944te Naziler Yahudilerin gizlendikleri dağlara dayandıklarında hiçbir Yahudiyi ele geçiremediler. Nazi vahşetinin doruğa ulaştığı o karanlık günlerde Bicaku ailesi umutsuzluk ortamında parlayan bir yıldızdı diyen ADLin Uluslararası İlişkiler Başkanı Michael Salberg, ödülü Mefailin oğlu Muhamet ve Nijazinin kızı Elida Hazbiu ve oğlu Qemal Bicakuya sundu. Salberg konuşmasında, Doğu Avrupa ülkelerinden bazı Yahudilerin Arnavutluka sığındığını hatırlattı.
Arnavutlukun BM Temsilcisi Adrian Neritani, Arnavutluk dışında tüm Avrupada dürüstlük ve insancıllığın o dönemde vadesi geçmiş değerler olduğunu söyledi.
Babasının adına bu ödülü almaktan onur duyduğunu belirten Muhamet Bicaku, babasının Yahudilerle işbirliği suçundan 1961de hapse atıldığını ve 1969da hayata veda ettiğini söyledi.