Num Num Kanyon, oldukça geniş bir mekân. Dekorasyonu sade: tahta masaları ve sandalyeleri var, duvarlarına büyük ekran televizyonlar yerleştirilmiş, tavanından ise turuncu plastikten, ‘kitch’ tabir edilen lambalar sarkıyor. Orta bölümüne yüksek bir bar yerleştirilmiş, etrafına da bar tabureleri dizilmiş; isimlerinizin bekleme listesine yazıldığı resepsiyon bölümünde ise alçak sehpalar ve siyah deri koltuklar var. Girişte, sol tarafta eski müzik dolaplarını anımsatan ve dilerseniz eğer, sinema biletlerinizi anında satın alabileceğiniz bir bilgisayar sistemi kurulmuş. İyi düşünmüşler!
Yerinize geçer geçmez, masaya mönü ile birlikte, üzerinde Num Num’un logosu olan karakarganın karikatürlerinin yer aldığı yeşil bir amerikan servisi konuluyor. Mönüsü çok kalınmış gibi duruyor, ama aslına bakarsanız çeşitleri o kadar da fazla değil. Amaç belli zaten, sinema öncesi hafif bir atıştırma. Antrelerden Minestrone’yi tavsiye ederim, kış günlerinde anında içinizi ısıtıyor ya da dilerseniz Kızarmış Soğan Halkaları’nı tadabilirsiniz. Antrelerin fiyatları 6.00 ile 8.00 YTL arasında değişiyor. Salata ile doymak isteyenlere başlığı altında, yeşilliği bol, kocaman salatalar var. Tütsülenmiş Somon Niçoise’ı denemenizi öneririm ya da beyaz peynir, zeytin ve domates ağırlıklı Egeli Salata’yı. Sıkı rejimde olanlar için light salata var, ama çok tatsız tuzsuz. Salata fiyatları 13.00 ile 15.00 YTL arasında değişiyor. Biraz daha fazla kalori almak isteyenler için, sepet içinde, bol kızarmış patates ve coleslaw salata (mayonezli, rendelenmiş havuç, lahana ve kereviz) ile servis edilen dürümler var. Fiyatları 12.00 ile 16.00 YTL civarında.
Num Num’un aşçıları spagetti severleri unutmamış! Arabiata’sının acısı tam kıvamında. Yanında bol parmesan ile sunuluyor. Porsiyonları doyurucu... Makarna fiyatları 11.00 ile 18.00 YTL arasında değişiyor. Esas pizzaları çok lezzetli, hamuru incecik, çıtır çıtır ve malzemesi bol. Özellikle mantarlı pizzasını denemenizi tavsiye ederim, yanında küçük bir porsiyon salata ile ikram ediliyor.
Ve geldik işin en tatlı kısmına! Num Num’un tatlı mönüsünde öyle alışılmadık türden “ekzantrik” tatlılara rastlamak mümkün değil. Zaten film arasında yenilecek patlamış mısıra yer kalması açısından buranın müşterisi tatlıya pek de önem vermiyormuş gibi görünüyor; tatlı faslını espresso ya da machiato ile geçiştiriveriyor.
Saat 21.30’a yaklaşırken, birden bir telaş başlıyor herkes bir an önce hesabını ödeyip filmine yetişme derdine giriyor. Ve saat 21.45 itibariyle mekân neredeyse tamamen boşalıyor – bar muhabbeti yapmaya gelmiş, yüksek taburelerinin üzerinde Miller’larını yudumlayanlar dışında tabii…
Afiyet olsun, iyi seyirler.
