İran nükleer belirsizlik politikasini benimsemek istiyor

İsrail`de Başbakanlığın Diaspora ile İlişkilerden ve Antisemitizm ile Mücadele`den sorumlu bölümünün kapanması gündemde. Dışişleri Bakanlığı konuyu kendi bünyesinde idare etmek isterken Diaspora`dan sorumlu eski Devlet Bakanı Natan Sharansky yeni yapının antisemitizm ile mücadelede ve İsrail`in varlık hakkının yurtdı

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba

İsrail’de yayımlanan bir araştırma, İran’ın nükleer teknoloji üretme konusunda geri adım atmayacağını ortaya koydu. Araştırma sonucuna göre, İran silah üretimi konusunda gizlilik ilkesini savunuyor

Tel Aviv Üniversitesi bünyesinde kurulu bulunan Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü tarafından yayınlanan araştırmaya göre İran nükleer teknoloji üretimi konusunda kararlı bir tavır sergiliyor. Nükleer teknolojiyi barışçı amaçlar için kullanacağı iddasında ısrar eden Tahran Yönetimi nükleer silahlar konusunda ‘belirsizlik politikasını’ benimsemeyi hedefliyor.
Belirsizlik politikası, bir ülkenin nükleer reaktörlere sahip olup nükleer silah üretimi konusunda gizlilik ilkesini korumasına deniyor. Dimona nükleer reaktörüne sahip İsrail, atom bombası üretip üretmediği konusunda yıllardan beri bu politikayı sürüdürüyor.
Bu arada İran Yönetimi nükleer tesislerini batılı diplomatların ziyaretine açacağını açıkladı. İran Devlet Haber Ajansı İRNA’dan yapılan açıklamaya göre, İran Hükümeti batılı diplomatlara yönelik olarak nükleer tesislerde yakın zamanda bir gezi düzenleneceğini belirtti.

'İran'a saldırı büyük hata olur'
İngiltere’de farklı alanlarda faliyet gösteren sivil toplum örgütleri, nükleer programı nedeniyle İran'a saldırı düzenlenmesinin ciddi sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu. Aralarında, düşünce kuruluşları, yardım örgütleri, sendikalar, Müslüman ve Hıristiyan grupların da yer aldığı 17 kuruluş ortak bir rapor hazırladı.
İran'ın nükleer programıyla ilgili sorunun diplomatik yolla çözülmesini isteyen kuruluşlar, İngiltere Başbakanı Tony Blair'e de ABD'yi ikna etme çağrısında bulundu. Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanı geçen hafta, Washington’un İran'a yönelik bir saldırı hazırlığında olmadığını açıkladı. Ancak bunu, ileride gündeme gelebilecek bir seçenek olarak da dışlamadı ve Tahran üzerindeki baskıyı artırmaya başladı.
Geniş bir yelpazede faaliyet gösteren İngiliz sivil toplum kuruluşları da, İran'a yönelik bir saldırının felaket sonuçlar doğuracağı konusunda ABD'yi uyardı.  İngiltere'nin eski İran büyükelçisi Sir Richard Dalton, İran'a yönelik saldırının olası sonuçlarını şöyle sıraladı:
Tahran'ın nükleer emellerinin güçlenmesi, Ortadoğu’da istikrarsızlığın artması, terörle savaşın alevlenmesi, enerji kaynaklarının güvenliğinin azalması ve küresel ölçekte ekonomik sıkıntılar doğuruyor. İngiliz sivil toplum kuruluşlarının raporu, İngiltere Hükümeti'ni göreve çağırıyor ve Amerika Birleşik Devletleri'ni, İran ile masaya oturması için ikna etmeye davet ediyor. Bunun sağlanabilmesi için de iki öneri yapılıyor. Birincisi, ABD'nin "Önce İran uranyum zenginleştirmekten vazgeçsin" ısrarını bir kenara bırakması.  Bu yapılamazsa, iki tarafın da kırmızı çizgilerini ihlâl etmiş olmayacağı bir uzlaşma zemini bulunması öneriliyor. Geçen yıl İran'a, uranyum zenginleştirmekten vazgeçmesi karşılığında bir dizi teşvik önerilmişti. Rapor bu teşvik paketinin geliştirilerek tekrar gündeme getirilmesini savunuyor ve ekliyor; "İran ile büyük pazarlık fikri, hemen reddedilmemeli."