Yahudi Dünyasindan

Nelly BarokasHolokost döneminde el konulan malikane2Holokost`tan kaçan Avusturyalı varlıklı bir Yahudi aileye ait 5.2 ile 6.5 milyon Dolar arası değer biçilen malikanenin sahibi artık, Maria Altmann. Viyana`da bulunan mülk Altman`a Avusturyalı bir “iade kuruluşu” tarafından teslim edildi.

Kültür
9 Ocak 2008 Çarşamba
Malikane yıllarca Avusturya Demiryolları tarafından idari bina olarak kullanıldıktan sonra II. Dünya Savaşı’nın sonunda aynı kurum tarafından terk edildi. Her ne kadar iade kararı, şu anda hükümet tarafından onaylanmayı beklese de,  daha önce olduğu gibi,  konuyla ilgili sorun yaşanması beklenmiyor.
Kaliforniya’da yaşayan 90 yaşındaki Altmann’a geçtiğimiz yıl, ailesinin Avusturya’da bıraktığı ve Nazilerin el koyduğu  beş Klimt tablosu iade edilmişti.

Yahudilere yardım eden Arap Holokost ödülü adayı
II. Dünya Savaşı yıllarında, Halit Abdülvahap Tunus’un  küçük bir kasabasında yer alan çiftliğinde bir grup Yahudiyi saklayarak ülkesini işgal eden Nazilerden kurtardı.
Abdülvahap  bu davranışıyla Yahudi olmayıp  hayatlarını tehlikeye atarak Yahudileri Nazi zulmünden kurtaranlara verilen “ Uluslararası Dürüst” Ödülü’ne aday gösteriliyor. Abdülvahab’ın aday gösterilmesi Kuzey Afrika Arap ülkelerinde az bilinen holokost konusunu gündeme getirdi.
Abdülvahap, Washington “Institute for Near East Policy” direktörü Robert Satloff tarafından aday gösterildi. Satloff,  Nazi Soykırımı’nda Arap dünyasında yaşananları araştırmak üzere Cezayir’e gitti. Araştırması Satloff’u 1942 Kasım’ında Alman orduları Tunus’a geldiğinde 32 yaşında olan aristokrat bir ailenin oğlu Abdülvahap ismine götürdü. O dönemde Tunus’ta 100.000 Yahudi yaşıyordu.
Abdülvahap o yıllarda çevirmenlik yapıyordu. Alman subaylarının yerli bir Yahudi kadına tecavüz etme planlarını duyunca, Mahdia’da yaşayan kadını, ailesini ve yaklaşık 20 kişiyi şehir dışındaki çiftliğine götürerek dört ay boyunca   işgal sona erene kadar sakladı. Satloff “Halit,Yahudileri Alman işgali süresince Nazilerden koruyan Arap insanına en iyi örneklerden biridir ve tek değildir” dedi.


Yeni Yahudi-Müslüman İlişkileri Araştırma Merkezi açıldı
İngiltere Hahambaşısı Sir Jonathan Sacks Yahudilerle Müslümanlar arasında bir köprü olmasını amaçlayan  merkezin açılışını gerçekleştirdi.
Müslüman-Yahudi İlişkileri Araştırmaları Merkezi’nde(CMJR) yaptığı konuşmada Sir  Jonathan, iki cemaat arasındaki diyalogun iyileştirilmesi konusundaki ihtiyaçtan bahsetti. “Biz Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman olarak konuşmaya devam etmeliyiz. Hemfikir olmamamız önemli değil. Bir evliliği yürüten farklılıklardır” dedi.  Ürdün Prensi Hasan, İngiliz Başbakanı Tony Blair gibi dünya liderlerinin de desteğini alan merkez, Dr. Edward Kessler ve Dr. Amineh Hoti tarafından kuruldu. Dr. Kessler benzer bir kuruluş olan Hıristiyan-Yahudi İlişkileri Araştırmaları Merkezini de kurdu. Dr. Amineh Hoti CMJR’nin direktörü olacak.
“CMJR’nin hedefleri arasında ilk defa lisans ve lisansüstü düzeyde araştırmaların geliştirilmesi yer alıyor” diyen Kessler, “antisemitizim ve islamofobi, antisemitizm ve güncel radikal İslam olarak irdelenecek, Yahudi ve Müslüman liderler, hahamlar ve imamlar burada eğitilecektir” şeklinde devam etti.
Dr. Hoti de “Geçirdiğimiz dönem Yahudi-Müslüman ilişkilerinin hassas olması sebebiyle günümüzde birbirini daha iyi anlamak için köprülerin olması büyük önem taşımaktadır. CMRJ günümüz dünyasının eğitim, araştırma ve diyalog kurma ihtiyacını giderecektir”
Merkezin açılışın da  bahçeye bir ağaç dikildi.