“Hayalinizi gerçekleştirmişseniz, diğerini işleme koyun...”

Rudy Ruettigerin de, bizlerden farklı olmayan hayalleri vardı. Onun hayali, sadece Notre-Dame Üniversitesi için futbol oynamaktı. Hayalini gerçekleştirmeyi başardı… Ama nasıl ?Selim ÇİPRUT

Spor
9 Ocak 2008 Çarşamba
Her çocuğun, ilerisi için mutlaka büyük hayalleri vardır. Bazıları başarılı bir işadamı olmayı, bazıları sanatçı, bazıları da doktor olmayı çok isterler. Hayalleri gerçekleştirmek için de bu mutlu sona doğru yavaş yavaş ilerlemek gerekir. Rudy Ruettigerin de, bizlerden farklı olmayan hayalleri vardı. Onun hayali sadece Notre-Dame Üniversitesi için futbol oynamaktı.
Çocukluğunda babasının ona aldığı Notre-Dame montunu, günlerce üzerinden çıkartmadığı oluyordu. Arkadaşlarına ve ailesine, mutlaka bir gün Notre-Dame Stadı’na çıkacağını söylüyordu. Bu hayali çok kişiyi güldürüyordu, nedeni Rudy’ nin fazla uzun boylu olmamasının yanı sıra  ufak tefek bir vücuda sahip olmasından kaynaklanıyordu.
Kafasına koymuştu Notre-Dame Üniversitesi’nde futbol oynamayı. Takıntı haline getirmişti… Diğer futbolculardan en büyük farkı, içindeki kocaman yürekti. Üç sene boyunca inatla başvurduğu üniversiteden ret kararı alması bile, onu hiç ama hiç yıldırmamıştı.
1974 yılında Rudy, 26 yaşındayken üniversiteye kabul edildiği haberi geldi. Dünyanın en mutlu insanı olmuştu. Efsanevi coach Ara Parseghian için oynayacağını düşünmek onu çok heyecanlandırıyordu. Notre-Dame Üniversitesi’nin oturmuş ve şampiyon bir takımı vardı. Rudy, antrenmanlara katıldığında herkesin alay konusu oluyordu, çünkü onun cüssesi diğer sporcuların neredeyse yarısı idi.
Rudy, aylarca çalıştı, antrenmanları hiç kaçırmadı. Buna rağmen hiçbir maç kadrosuna alınmadı. Antrenmanlarında oldukça hırslıydı ve bu çabasıyla diğer takım arkadaşlarının da takdirini kazanmıştı. Maçlardan önce duvardaki takım listesinde, ismini görmediğinde sürekli hayal kırıklığına uğruyordu. Ama o asla kaçmadı, inatla çalışmaya devam etti.
Notre-Dame artık şampiyonluğunu ilan etmişti. Takım kaptanları Coach Parseghian’ın odasına girip, son maç için Rudy’nin kadroda olmasını rica ettiler, aksi takdirde kendilerinin de oynamayacağını söylediler. Kaptanın ardından bütün oyuncular Rudy yoksa sahaya çıkmayacaklarını Parseghian’a söylediler. Bu protestolar üzerine Coach, Rudy’i kadroya almak zorunda kaldı.  8 Kasım 1975 yılında Rudy’nin yıllardır kurduğu hayali gerçek oluyordu… Georgia Tech maçında sahadaydı.
Maç büyük üstünlükle Notre-Dame lehineydi. Son dakikalar oynanırken, hala kenarda bekleyen Rudy oyuna girmeyi dört gözle bekliyordu. O sırada olan oldu. İki Notre Dame oyuncusu tribünlerin önüne gelip, ellerini çırpıp “RUDY, “RUDY diye tezahürat yapmaya başladı. Önce onlarca, sonra yüzlerce daha sonra binlerce kişi stadı “RUDY” diye inletmeye başladı. Parseghian, fazla dayanamadı ve maçın bitimine iki dakika kala Rudy’i oyuna aldı.
Rudy, oyuna girdiğinde stat inliyordu. Cesaretin ve azmin sembolü, artık sahadaydı. Son dakikada yaptığı sayı ise onu kariyerindeki ilk ve tek  sayıydı…
Maç bittikten sonra inanılmaz bir olay oldu. Oyuncular, Rudy’i kaldırdılar ve Rudy, stadı omuzlarda terk etti. Bu, Notre-Dame tarihinde bir ilkti, çünkü ne o güne kadar ne de o günden sonra hiçbir oyuncu, stadı bir daha omuzlarda terk etmedi.
Küçük cüsseli ama büyük yürekli adam, birçok kişi için büyük ilham kaynağı oldu. Onun bu sözleri çoğu kişi için bir yaşam dersi oldu: “Hayalinizi gerçekleştirmişseniz, diğerini işleme koyun…”