Betül BİLMENMerkezi Chicago`da bulunan Coppock-Meyers Public Relations ile uluslararası ortaklığa imza atan Dore İletişim Danışmanlığı`nın kurucusu Doret Habib, 16 yıllık deneyimin verdiği profesyonellikle, butik hizmet vererek ilklere imza atmaya devam ediyor. Bireysel ve kurumsal çalışmalarını, bugünlere gelişini ve projelerini bizlerle paylaştı
Suzi APALAÇİ DAYAN
YKB, Kıdemli Ekonomist
Finansal piyasalara bir süredir hakim olan olumlu hava geçtiğimiz hafta da sürdü. Böylece, hafta genelinde faiz ve kurlar gerilemeye devam etti. Bu olulmlu havanın büyük ölçüde yabancı yatırımcıların ilgisinden kaynaklandığına şahit oluyoruz. Geçen haftaki yazımda da dikkat çekmiş olduğum gibi, yabancı yatırımcılar gelişmekte olan ülkelere olan yatırımlarını artırırken, yerli yatırımcıların daha temkinli olduğunu görüyoruz.
Geçen hafta, hem yurtdışı piyasalarda, hem de yurtiçi piyasalarda faiz ve kurlar üzerinde etkili olan birkaç gelişme vardı. Bunlardan en önemlisi ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke'nin 14 Şubatta Kongre'de yaptığı sunuştu. Bernankenin 6 aylık para politikasını sunduğu bu konuşma öncesinde piyasalar biraz tedirgindi. Zira, Bernenkenin ekonomik aktivitenin güçlü olduğunu ve enflasyon üzerinde baskılar olduğunu söylemesinden endişe ediliyordu. Bernankenin bu yönde bir uyarıda bulunması durumunda FED faizlerinin bir kez daha artabileceğinden, ya da faiz düşüşünün kısa bir dönemde gündeme gelmeyeceğinden endişe ediliyordu. Bu tedirginliklerin etkisiyle, yurtiçi piyasalarda da hafta başında kur ve faizler bir miktar yükseldi. Ancak, bu yükseliş oldukça sınırlı kaldı. Sonuç olarak, Bernankenin Kongrede yaptığı konuşma beklenenden daha yumuşaktı. Yatırımcıların, FED Başkanının daha ılımlı ABD ekonomik büyümesi ve azalan enflasyon baskıları ile ilgili ifadelerine odaklanmalarıyla gelişmekte olan ülke piyasaları olumlu etkilendi. Böylece, Türkiyede de kur ve faizler tekrar gerilemeye başlarken, uluslararası piyasalarda işlem gören euro tahvilleri de değer kazandı.
Türkiye açısından önemli olan bir diğer faktör ise, Çarşamba akşamı açıklanan Aralık ayı ödemeler dengesi verileriydi. Bilindiği gibi, geçtiğimiz yıldan beri cari açık Türkiye ekonomisinin en kırılgan noktası olarak gündemdeki yerini koruyor. Sonuç olarak, geçen hafta açıklanan yıllık cari açık 31.3 milyar dolar gibi yüksek bir rakam olsa da, beklentilerden daha düşük olması açısından olumlu karşılandı. Açıklanan cari açık GSYİHnın (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) %8ine denk geliyor. Bu rakam çok yüksek olsa da, piyasalarda %8.5e kadar uzanan beklentiler mevcuttu. Sonuç olarak, bu veriler, yurtdışında Bernankenin konuşmasıyla desteklenen iyimserlikle birleşince, faizler çok uzun süredir ilk kez Merkez Bankası gecelik faizlerinin de altına geriledi ve YTL dolar karşısında 1.38li seviyelere, euro ise 1.81li seviyelere düştü.
Geçen haftanın rakamlarını özetleyecek olursak, 9 Şubat Cuma günü itibariyle %19.64 olan bono ve tahvil faizlerinin (en çok işlem gören 26 Kasım 2008 vadeli tahvil) Pazartesi günü %19.69a yükseldikten sonra kademeli olarak hafta sonunda %19.06ya gerilediğini görüyoruz. Merkez Bankası gecelik faizlerinin yıllık bileşik seviyesinin şu an itibariyle %19.12 olduğunu hatırlatmak istiyorum. Döviz piyasasında ise, iki önemli hareket dikkat çekiyor. Bunlardan ilki, YTLnin döviz sepeti karşısında değer kazanması. İkincisi ise, euronun dolar karşısında değer kazanması. Doların euro karşısında değer kaybında en önemli faktör Bernankenin konuşması oldu. Diğer yandan, Japonyada ve Euro Bölgesinde büyüme verilerinin güçlü açıklanması hem Japonyada, hem de Euro Bölgesinde faizlerin artacağı beklentisini doğurdu. Bu da, doların zayıflamasında etkili oldu. Sonuç olarak, 9ᆤ Şubat tarihleri arasında euro/dolar paritesi 1.301den 1.313e yükseldi. YTL ise, dolar karşısında %0.8 değer kazanırken, euro %0.1 değer kaybetti. 1 dolar ve 0.77 eurodan oluşan döviz sepeti ise geçtiğimiz hafta %0.3 geriledi.