Karen Gerşon ŞARHONSefarad kültürünün İspanyol kültürünün ayrılmaz bir parçası olarak koruma altına alınma kararı üzerine, İspanya Dışişleri Bakanlığı`na bağlı “Casa Sefarad İsrael” 8 Şubat günü resmen açıldı. İspanya Dışişleri Bakanı Miguel Angel Moratinos ve İsrail D
İspanya Dışişleri Bakanlığı, bakanlığın bir alt kurumu olarak açılan Casa Sefarad İsraeli 8 Şubat Perşembe günü Santa Cruz Sarayında gerçekleşen bir törenle uluslararası camiaya tanıttı. Törende İspanya Dışişleri Bakanı Miguel Angel Moratinosa Madrid Özerk Bölge Başkanı Esperanza Aguirre ile Madrid Belediye Başkanı Alberto Ruiz Gallardón eşlik ettiler.
Dışişleri Bakanı Miguel Angel Moratinosun özel davetlisi olarak açılışa katılan İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni, iki ülke arasındaki diplomatik bağların kuvvetlenmesi gerektiğine ilişkin mesajlar veren birer konuşma yaptılar.
İspanya ve İsrail Dışişleri Bakanları, bu oluşumun her iki ülkenin birbirlerini daha iyi tanımalarına olanak sağlayacağını, ortak Sefarad kültürünün diplomatik ilişkilerde daha yakın temaslar için temel oluşturacağını vurguladılar.
1000den fazla konuğun davetli olduğu törene Madriddeki çeşitli ülke diplomatlarının yanısıra, İspanyadaki Yahudi cemaatlerin temsilcileri ile Meksika, Uruguay, Fransa, Yunanistan, Türkiye, Fas ve İsrailden Yahudi cemaatleri ve kurumları temsilcileri katıldı. Türkiyeyi Madrid Büyükelçiliği Müsteşarı Ayhan Enginar, Türk Musevi Cemaatini Sefarad Kültürü Araştırma Merkezi Koordinatörü Karen Şarhon temsil ettiler.
Casa Sefarad İsrael 18 Aralık 2006da kurulan kurumsal bir konsorsyumdur. Kurum İspanya Dışişleri Bakanlığı, Madrid Özerk Bölge Başkanlığı ve Madrid Belediyesinin ortak bir girişimi olarak faaliyete geçti. Kurumun finansmanının %67ni Dışişleri Bakanlığı, %16nı Madrid Özerk Bölge Başkanlığı ve %16nı Madrid Belediyesi tarafından karşılanması kararı alındı. Casa Sefarad İsrael, İspanya Dışişleri Bakanlığının Yahudi cemaatleri ve kurumları ile ilişkiler sorumlusu Ana Salomon tarafından yönetilecek. Yapılan resmi açıklama doğrultusunda Casa Sefarad İsraelin amaçları şöyle belirlendi:
Sefarad kültürü mirasının İspanyol kültürünün canlı bir parçası olarak entegre edilebilmesi için derinlemesine incelenmesi,
Yahudi kültürünün daha iyi anlaşılmasının sağlanması,
İspanya ve İsrail toplumları arasında dostluk ve birlikteliğin sağlanması.
Resmi açıklamada ayrıca, Casa Sefarad İsraelin İspanya ve dünyadaki Yahudi cemaatleri ve kurumlarının buluşma merkezine dönüşmesinin hedeflendiği belirtildi. Böylece İspanyollar, İsrailliler ve Diaspora Yahudilerinin buluşacağı bu mekanda zengin Sefarad kültürü ve tarihi daha iyi tanıtılacak, ayrıca bu cemaatlerin politik, ekonomik, sosyal ve kültürel gerçekleri ve bugünkü durumlarının iyice anlaşılması sağlanacak. Ofisi Madridde yer alacak Casa Sefarad İsrael, diplomatik misyonunun yanısıra kültürel bir misyon da taşıyan; Casa America, Casa Asia, Casa Africa ve Casa Arabe gibi kurumların son zincirini oluşturacak.
Kişisel görüşler:
8 Şubat günü yapılan açılışta gözüme ilk çarpan ve beni şaşırtan en önemli şey, 1000 kadar davetlinin katıldığı bu törende Sefarad kültürü ile aktif olarak ilgilenen kişi ve kurumlardan benden başka hiçbir temsilcinin bulunmamasıydı.
9 Şubat günü iki önemli etkinliğe katıldım. Birincisi El Pais Gazetesi ile iki saat süren röportajdı. Meksikadan Fesela Başkanı Albert Levy, İsrailden Avraham Haim, Ben Ezranın da hazır bulunduğu bu toplantıda Sefarad dil ve kültürünün tarihçesini ve bugünkü durumu bu konuda hiç bir bilgisi olmayan bir muhabire anlattık. Neredeyse yarım defter kadar not alan bu gazetecinin makalesine bu kadar bilginin ne kadarını aktarabileceğini gerçekten merak ediyorum. İkinci önemli etkinlik, Casa Sefarad İsraelin Başkanı Ana Salomonla baş başa yaptığımız uzun görüşme oldu. Casa Sefarad İsraelin henüz bir ofisi yok, ama çok kısa bir süre içinde Madrid Belediyesinin bir mekan tahsis etmesini bekliyor. İşte ondan sonra oldukça atılımcı görünen projelere hızla başlamak niyetinde.
Ana Salomon, Sefarad dil ve kültürü ile ilgili birçok projeye imza atmak istiyor. Bu projeleri hayata geçirmek için şu anda dünyada var olan Yahudi kurum ve kuruluşlarını tanımak ve yapılanlar hakkında bilgi edinmek zorunda. Kendisi kurumlarla işbirliği içinde projelerin ortaklaşa yapılması gerektiğini vurguluyor. Judeo-Espanyol dilinin artık resmen İspanyolcanın bir variantı olarak kabul edildiğini, bu nedenle Judeo-Espanyol kelime hazinesinin standard İspanyolca büyük sözlüğüne eklenmesi gerektiğini söyleyen Ana Salomon, Latin Amerika İspanyolcalarının da standart İspanyolcanın variantları olarak kabul edildiğinden beri özel kelime dağarcığının da sözlüklere girdiğini belirtti.
Bu konuda Real Academia ile işbirliği içine girilmesi gerektiğini söyleyen Ana Salamon, bu yıl 28ᆲ Nisan tarihinde Cervantes Enstitüsü, Osmanlı-Türk Sefarad Kültürü Araştırma Merkezi ve Şalom Gazetesinin ortaklaşa düzenleyeceği, Judeo-Espanyol Basını adlı kongreye gelip Türk Musevi cemaati ile tanışmaya söz verdi. Görüşmemiz sırasında özellikle Judeo-Espanyolca konuşmamı rica eden Ana Salomon, kullandığım bazı eski İspanyolca kelimeleri duyunca çok duygulandı.
27 Ocak Holokostu anma gününde davet ettikleri 14 Holokost Kurtulanının bazılarının Judeo-Espanyol lisanında yaptıkları konuşmaları dinleyen İspanyolların çoğunun eski İspanyolcayı duyduklarında gözlerinin nasıl da yaşardığını ve heyecanlandığını aktarmayı da ihmal etmedi. Çalışma ekibini henüz yeni kurmakta olan genç ve hırslı diplomat Ana Salomona bu zor görevinde başarılar diliyorum.