Hamburg`da Sefarad tarihine yolculuk

Fırat GÜLLÜ(U. Ö. Musevi 1. Karma Ana ve İlköğretim Okulu Sosyal Bilgiler Zümre Başkanı)İçimizden kim bir teselli verebilir?Geçmiş ve gelecek arasındaki mekandaBir melek acıyı hafifletmek için kanat çırpıyor.Kendi elleriyle melek, geçmişin yükünü gelecekten ayırıyor,Ardında iyileştirilemez bir yara bırakarak.Acıyı haf

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
Hamburglular için soğuk sayılamayacak, İstanbulluları ise titreten bir kış günü... Ama üşümüyoruz. Hamburg Üniversitesi’nin bahçesinde durmuş, üniversitenin bahçesine yakın binalardan birisi üzerine yerleştirilmiş büyük bir duvar panosunda Nelly Sachs’ın şiirini okuyoruz. Panoda bir zamanlar  “Kuzey’in ‘Kudüs’ü” olan Hamburg’daki Yahudi yaşamını temsil eden bir resim yer alıyor ve bir aynanın uğursuz biçimde kırılmasını anımsatacak biçimde parçalanmış bu dev duvar resminin kırıkları içerisine Sachs’ın dizeleri yerleştirilmiş. Bu duvar panosunun altında şakalaşan ve eğlenen grup ise adeta bizlere Sachs’ın peşinde koştuğu teselliyi vermek amacıyla bir araya gelmiş Yahudi ve Alman gençleri...
***
Ulus Özel Musevi 1. Karma Ana ve İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencileri  3ᆞ Şubat tarihleri arasında Almanya’nın Buxtehude kentine, Halepaghen Schule’ye konuk olduk. Bu ziyaret Alman öğrencilerle 9ᆤ Aralık’ta gerçekleştirdiğimiz ortak etkinliğin ikinci aşamasını hayata geçirme amacını taşıyordu. Etkinliğin ilk aşamasında konuklarımız İstanbul’daki Sefarad yaşantısının ayrıntılarını gözlemleme ve anlama fırsatı bulmuşlardı. Hamburg’da ise, geçmişte yaşamış ve günümüzde yaşamakta olan Yahudi toplumunun yaşantısını incelemeye ve anlamaya çalıştık. Projenin bu ikinci ayağında amacımız Hamburg’da II. Dünya Savaşı’na kadar büyük bir canlılık gösteren Yahudi yaşantısının izlerini keşfetmek, savaşın ardından yeniden oluşmaya başlayan yeni toplumun yaşantısını anlamak ve araştırmamızın sonuçlarını kayda geçirerek bir video filme dönüştürmekti.
Çalışmaya  ilk olarak Hamburg Müzesi’nin Sefarad Yahudileri’ne ayırdığı özel bölümün ziyaretiyle başladık. 16. yüzyılda Hamburg’da oluşmaya başlayan ilk cemaat kurucularının Portekiz’den gelen Sefaradlardan oluşması, bu ziyaretin grubumuz tarafından özel bir anlam taşımasına neden oldu. İkinci ziyaretimizi Hamburg’daki eski Yahudi mezarlığına gerçekleştirdik. Burada Şalom’un Ladino sayfalarından bize tanıdık gelen bir isim, araştırmacı-yazar Michael Halevy bizimle birlikteydi. Onunla birlikte mezarlığın Sefaradlara ayrılmış bölümündeki mezar taşlarını inceleme ve II. Dünya Savaşı öncesinde Hamburg’da yaşayan bir çok ailenin hikayesini dinleme fırsatını elde ettik. Halevy, kendisiyle aynı soyadını taşıdığı için “kız kardeşim” olarak hitap ettiği Betsi Levi ile birlikte bizi bu eski mezarlıkta heyecan verici bir yolculuğa çıkardı. Sonraki ziyaretimizi eski ve yeni sinagogların bulunduğu alanlara yaptık. Hamburg’da şu an için aktif durumda olan tek bir sinagog var ve tıpkı geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da bizi orada Rabi Barzilay karşıladı. Mevcut toplumla ilgili bilgiler verdi. Sonraki hedefimiz Hamburg Yahudilerinin Dünya Savaşı öncesindeki son hahambaşısı Joseph Carlebach’ın adını taşıyan meydan oldu. Bu meydanda eskiden büyük Hamburg Sinagogu bulunmaktaydı. Bugün ne yazık ki,  Nazi döneminde tahrip edilmiş olan  binaya ilişkin herhangi bir kalıntı bulmak mümkün değil. Ancak meydanın hemen yanındaki eski okul tümüyle ayakta ve bugünlerde hararetli restorasyon çalışmaları yürütülmekte. Şu anda Hamburg’da yaşayan Yahudi toplumunun en önemli ideali okulu tekrar eski canlı günlerine kavuşturabilmek. Hamburg’daki son ve belki de en anlamlı ziyaretlerimizden birisini, içerisinde küçük bir müze bulunduran eski kız okuluna yaptık. Burada, Hamburg’daki gelişkin ve canlı okul hayatına ilişkin oldukça önemli bilgiler edindik ve 1940’larda yaşanan trajedinin bu şehrin tarihinde yarattığı tahribatı daha iyi anlama fırsatı bulduk.
Şehirde içerisinde dolaşırken ve geçmişin izlerini araştırırken iki profesyonel kameraman bize eşlik etti ve İstanbul’dan gelen kafilemizin Hamburg’un Yahudi tarihiyle yaşadığı karşılaşmayı kayda geçirme şansını elde ettiler. Ziyaretimizin son gününde tüm katılımcılar kamera karşısında etkinliğin kendilerinde uyandırdığı hisleri diğerleriyle paylaştı. İşte çocuklarımızdan bazı kısa değerlendirmeler:
Suzy Asa: “Beni en çok büyük duvar resmi ve onun üzerindeki şiir etkiledi. Burada çok eskiden bir Yahudi yaşantısı olduğunu öğrenmiş olduk.”
Silvya Benzeray: “Buraya gelmeden önce Almanya’da hala Yahudilerin yaşadığını bilmiyordum. Bunu öğrenince çok şaşırdım. Bu gezi sonrasında Hamburg’daki Yahudiler üzerine pek çok şey öğrendim ve iyi arkadaşlıklar edindim. Artık Almanya’da yaşayan insanların Yahudilerin düşmanı olduğunu düşünmüyorum. Bu yaz tüm grubu yeniden İstanbul’da, bizim evde toplamayı planlıyorum.”
Esra Levi: “Yaptığımız araştırmalara göre aslında Almanya ve Türkiye’deki Yahudilik arasında çok fazla bir fark olmadığını görmüş olduk. Örneğin buradaki sinagogun içerisi hemen hemen İstanbul’dakilerle aynıydı. Beni en çok şimdi sergi olarak kullanılan eski kız okulu etkiledi. Burada gördük ki o zamanlarda bile bu okullar çok gelişmiş laboratuarlara sahiptiler. Bu gezi için herkese teşekkür ederim.”
Betsi Levi: “Ben en çok eski Yahudi mezarlığında heyecanlandım. Tesadüfen aynı soyadını taşıdığımız için Bay Halevy’nin bana ‘kız kardeşim’ demesi ve mezar taşlarını benimle birlikte anlatması çok hoşuma gitti. Çok güzel bir deneyimdi.”
Serhan Delareyna: “Buradaki arkadaşlarımızla çok iyi vakit geçirdik. Keşke biraz daha zamanımız olsaydı ve okulda daha fazla vakit geçirebilseydik. Böylece daha fazla arkadaş edinme şansımız olabilirdi.”
Eytan Sonsino: “Hamburg’u çok beğendim ve burada iyi vakit geçirdim. Bu şehre ailemle birlikte mutlaka yeniden geleceğim.”
Eran Anjel: “Bu etkinliği gerçekleştiren öğretmenlerimize ve bizi konuk eden ailelere çok teşekkür ediyoruz.”