1999 yılında Richmond Lisesinden gelen teklifi tek şartla kabul etmişti. Okul müdürüne oyuncuları ile yapılması gereken bir anlaşma olduğunu söylemişti. Anlaşma şu şekilde olacaktı: oyuncuların not ortalamaları asla 2,3ten düşük olmayacaktı. Cartera göre derslerindeki başarı, yaptıkları spora yansıyacaktı. Böylece ileride hepsi iyi bir üniversitede okuyabilecek, belirli bir seviyeye gelen aile babaları olacaklardı.
Antrenmanın ilk günü oyuncularının önüne anlaşmayı koydu, başlarda hepsine şaka gibi gelmişti. Hiçbiri Carterın ne kadar ciddi olabileceğini tahmin bile edemiyorlardı. Hepsi anlaşmayı imzaladı. Carterın antrenman tarzı da diğer coachlara nazaran daha farklıydı. Basketboldaki kendi icat ettiği oyunlara, kız kardeşlerinin adını vermişti. Yedi kız kardeşi olması, takımın hücum ve defans varyasyonlarını oldukça güçlü kılıyordu.
Sezon çok iyi başladı, takımdan öncelikle bir bütünlüğü yakalayan Carterın takımı yenilgisiz şampiyonluğa koşuyordu. Bütün öğrenciler, öğretmenler, aileler bundan oldukça mutluydular. Prensiplerinden biri de oyuncularına hitap ederken bay ve bayan kelimelerini yerleştirmek olmuştu. Maç günleri hepsi gömlek ve kravatla maça hareket ediyorlardı. Güzel oyun oynamayı ilke edinen Coach Carter, takımını yenilgisiz şampiyonluğa taşıyordu. Oğlu da, onun takımındaydı.
Amerikayı ayağa kaldıran o gün gelip çatmıştı. Oyuncular nasıl olsa biz şampiyonluğa gidiyoruz edasıyla, Coach Carterın onlara sunduğu anlaşmanın unutulacağını sanıyorlardı. Bir sabah antrenmana geldiklerinde, olan olmuştu. Salonun kapısına kilit vurulmuş, üzerinde de Antrenman Kütüphanede yazılı bir not asılmıştı.
Hepsi şaşırmıştı, kütüphaneye geldiklerinde Coach Carter hepsinin anlaşmasını masaya yatırdı, büyük bir çoğunluğunun notları 2,3ün altındaydı. İstenilen seviyeye gelene kadar maçlara çıkmayacaklarını söylediğinde, bütün halkı karşısına aldı. O hafta CNNde konuşulan tek konu bu idi. Onu, okuldan kovmak istediler. Hatta veliler oyuncular çalışsın diye salonun kapısını bile kırdılar.
Kırık kapıdan içeri girdiğinde Coach Carterın gördükleri çoğu kişiye nasip olmayacak bir görüntüydü. Oyuncular sınıf sıralarını basketbol salonuna taşımış orada ders çalışıyorlardı. Carter, o gün yaptıklarının ne kadar doğru olduğunu bir kere daha iyi anladı.
Bu efsanevi Coach Amerikan basketboluna inanılmaz bir pozitif enerji getirmişti, yıllarca başarıdan başarıya koştu. Bir çok ödüle layık görüldü, tek yaptığı asla prensiplerini çiğnememekti. Bu efsanevi adam hakkında ayrıntılı bilgi almak istiyorsanız www.coachcarter.com adresine girmeniz yeterli.
Her ne olursa olsun
Prensiplerinizin arkasında durun!