Bir gösteri düzenleyip Anne Frank`ın günlüğünün bir kopyasını ateşe atan genç ile olayı destekleyen altı kişi Holokost inkarı suçuyla mahkemeye verildiBir gösteri sırasında Anne Frank`in günlüğünün bir kopyasını ateşe atan yedi Neo-Nazi mahkemeye çıkarıldı.
Çoğu turist için Viyana denince akla Mavi Tuna, valslar, Mozart ve Freud gelir. Fakat Yahudilerin yaşamayı tercih edeceği bir şehir olarak akla gelir mi? New Yorkta Viyana adındaki faaliyetle Viyanalılar ve Avusturyalılar Nazi geçmişinden kaynaklanan kötü imajı silmeye çalışıyor
Viyana gelecek ay New Yorkta düzenlenecek kültürel ve finans faaliyetleri sırasında şehrin az bilinen başka yönlerini de öne çıkarmak istiyor. Bunların arasında şehrin Hitler ve Holokostla özdeşleştirilmesinin önüne geçilmesi ve Yahudilerin kendilerini evde hissetmesi için yıllardır sürdürülen çalışmaların tanıtılması da bulunuyor. 4 Mart itibari ile 4 gün sürece New Yorkta Viyana adıyla sürdürülecek faaliyetlerde Viyananın bir Yahudi'nin yaşayabileceği en iyi şehirlerden birisi olduğu vurgusu yapılmak isteniyor.
Şehir yönetiminin sponsorluğunu yaptığı faaliyette ayrıca şehir modernizasyonu, atık yönetimi ve yenilikçi endüstrileri çekmesi gibi konularda başarılara da dikkat çekiliyor. Fakat faaliyetin kalbinde Nazi geçmişinden dolayı ödenen tazminatlar, el konan mülklerin iadesi hatta Nazilerden kaçan Yahudilerin geri dönüşünün sağlanması için 27 sene önce kurulan Yahudilere Kucak Açma Servisi gibi kurumlar bulunuyor.
Viyana ve Avusturya hükümeti, şehirdeki 7 bin kişilik Yahudi Cemaati için sinagogların, Yahudi okullarının, anıtlarının ve diğer kurumlarının tekrar inşasına kaynak ayırıyor.
New Yorkta yapılması planlanan 12 faaliyetten 3ü Yahudilerle ilgili: Viyana Yahudilerinin Brooklyndeki Hasidik cemaati ziyaret etmesi, Modern Yahudi Viyanası hakkında bir tartışma ve Zorronun Bar Mitzvası adlı Avusturya filminin galası.
Faaliyetteki Yahudilere yönelik ağırlık hakkında sorulara cevap veren Viyana Başhahamı Paul Chaim Eisenberg de Avusturyada yaşayan Yahudiler günbegün Viyananın iyiye gittiğini görüyorlar. Amerikadaki Yahudiler bunu hissedemiyorlar, o yüzden Avusturyalı Yahudilere düşen görev Viyananın eskisine göre ne kadar farklı olduğunu yansıtmak.
Viyananın Yahudiler üzerindeki kötü şöhreti ise Hitlerin Viyana'sından çok onu takip eden yıllardan kaynaklanıyor. Almanya savaş sonrasında durumu hemen kabullenerek özür ve tazminat ödemeleri ile suçuna sahip çıktı, Holokost kurbanları ve yakınlarına yüz milyonlarca dolar ödeme yaptı, el konulan mallarını iade etti, okulda okutulan tarih kitapları Nazi rejimin korkunç günlerini açıklamaktan geri kalmadı. Fakat Avusturyada işler böyle gelişmedi.
1938de Almanya tarafından ilhak edilen Avusturya, savaş sonrasında Hitler'in ilk kurbanlarından olduğunu iddia etti. Fakat Avusturyanın çoğunluğunun Hitlerin ilhakını desteklemiş olduğu ve halktaki Nazi sempatizanı oranının Almanyadan dahi yüksek olduğu gerçekleri görmezden gelindi. Avusturyanın Nazi geçmişini sorgulaması ise Cumhurbaşkanı Kurt Waldheimın savaş sırasında Nazi vahşetine alet olan bir birlikte hizmet ettiğinin iddia edilmesi ve Waldheimın bunu yalanlaması ile başladı. O zamandan bu yana bir çok politikacı ülkelerinin Naziler ile suç ortaklığını kabullendi, tazminatlar ödendi, binalar ve sanat eserleri asıl sahiplerine iade edildi. Konuyla ilgili olarak Viyana Belediye Başkanı Yardımcısı Renate Brauner Suçlarımızın karşılığını ödemek bizim için ahlaki bir yükümlülüktür. Ve bunların bir daha olmamasını sağlamalıyız diyor.