Yahudilerin yaşadığı ülkeler düşünüldüğünde, Uzakdoğu akla gelebilecek en son ülkeler arasında yer alıyor. Japonya ve Yahudi kavramları çoğu kişinin zihininde bir yer oluşturmasa dahi, Japonya`nın Nazi Almanyası`ndan kurtardığı 10,000 Yahudi göz önüne alındığında Yahudi tarihindeki önemi anla
II. Dünya savaşı ve Japonya: Fugu Planından, Holokost kurtarıcısı Sugiharaya
Fugu Planı nedir?
Fugu Planı, Japonların kendi çıkarları için Yahudi yerleşimini teşvik etmek için yaptıkları planının adıdır. 1919 yılında komunistlere karşı Beyaz Ruslarla birlikte savaşan Japonlar, Yahudiler hakkındaki ilk önyargılarını, antisemit Rusların onlara verdiği Siyonizmin protokolü adlı kitaptan edindiler. Kitapta bahsi geçen Yahudilerin insan üstü ticari zekaları ve para kazanma kabiliyetlerinden yararlanmak isteyen Japonlar, Yahudilerden faydalanmak için Japon denetimi altındaki Mançuryaya yerleşmelerini istediler ve bunun için Fugu Planını geliştirdiler.
Fugu Planı, adını zehirli bir balık olan Fugudan almıştır. Fugu, zehiri akıtıldıktan sonra pişirildiği zaman, dünyadaki en zor hazırlanan gurme yemeklerden biri olarak görülür. Fakat iyice temizlenmezse, yiyen kişiyi zehirler. Japonlar da bu mantıkla yola çıkıp, Yahudilerin zekasını aleyhlerine değil de, lehlerine çevirecek bir plan yaptılar. Japonların Yahudilere yaklaşımı antisemit önyargılarla başladıysa da, II. Dünya Savaşı başlarken yüz seksen derecelik bir değişim gösterdi. II. Dünya Savaşın başında Nazi Almanyasının müttefiki olan Japonya, savaş sırasında Yahudilerin güvenle sığınabildikleri nadir ülkelerden bir tanesi haline geldi.
Yahudiler, 1939 yılının Eylül ayında Almanların Polonyayı işgal etmesiyle, Polonyadan kaçmanın yollarını aramaya başladılar. Akdeniz kıyılarının sıkı bir şekilde kontrol edilmesi, İtalyan gemileriyle Şangay ve Japonyaya kaçışı imkansız kılıyordu. Bu sebepten dolayı Uzakdoğuya kaçmak isteyen Yahudiler tarafsız bir ülke olan Litvanyanın yolunu tutmaya başladılar. O sıralar Litvanyada bulunan Japon Büyükelçisi Chiune Sugihara aldığı uyarılara rağmen, kendi ülkesinin politikasına karşı gelerek Yahudilere Japonya visası çıkardı ve onbinlerce Yahudiyi nazi zulmünden kurtardı. 1941 yılına kadar denetlenmeyen ve Sovyetler Birliğinden geçen Siberya transitli demiryolları, birçok Yahudinin Uzakdoğuya kaçmasını sağlayan yol oldu.
Chine Sugihara, 1939 yılında Litvanyanın dönem başkenti olan Kaunas bölgesinde büyükelçilik görevine başlamıştı. Almanya ile Sovyetler birliği arasında yer alan 120,000 nüfuslu şehirde yaklaşık 30,000 kişilik bir Yahudi cemaati vardı. Barış içinde yaşayan Litvanyalı Yahudiler savaşın kendilerini etkilemeyeceğini zannederek, çok geç olana kadar tehlikenin farkına varmadılar. 1940 yılında Sovyetler Birliği ülkelerini işgal ettiklerinde ise, kaçmak için iş işten geçmişti. Sovyetler, Kaunasdaki büyükelçiliklere ülkeyi terk etme emir verdiğinde, Japonya Büyükelçisi Sugihara, emre karşı gelen tek büyükelçi olarak Litvanyada kaldı ve Yahudileri kurtarma planına başladı. Sugiharanın Yahudileri kurtarabilmesi için Tokyodaki Dışişleri Bakanlığından izin alıp Yahudilere vize vermesi gerekiyordu. Tokyodan defalarca red edilmesine karşı Sugihara vicdanını dinleyerek, eşi ile birlikte 10,000e yakın Yahudiye Japonya vizası çıkardı ve kendi hükümetine karşı geldi.
Üç hafta süren vize çıkarma işleminden sonra Yahudiler Moskovadan trene binerek, kendilerini Japonyaya kadar götürecek yolculuğun başlangıcını yaptılar. Diplomatik hayatı 1945 yılında sona eren Siguhara, tercüman olarak çalıştı. Mütevazi bir hayat süren ve ilerleyen yaşlarında Moskovada bir ihracat firmasında görev gören Siguhara, kurtardığı binlerce Yahudinin çocukları ve torunlarının İsraildeki Yad Vaşem yetkililerine ifade vermesinin ardından, vefatından bir sene önce, 1985 yılında İsrailin en yüksek onur ödülünü aldı.
1940lı yılların başlarında Avrupadan kaçan Yahudilerin Japonyaya yerleşimini kolaylaştıran bir başka isim ise, 1937 yılında Kobe sinagogunu inşaa eden Rus tekstilci Antatole Ponve idi. Ponve ilerki yıllarda Tokyo Yahudi cemaatinin ilk başkanı olarak görev yaptı.
Japonyada bulunan Yahudi cemaatleri
Günümüzde Japonyanın en geniş Yahudi cemaati Tokyo şehrinde ikamet etmekte. Yaklaşık 160 aileden oluşan cemaatin yanı sıra Tokyoda bir İsrail Konsolosluğu, sinagog, sosyal ve kültürel aktivitelerin yapıldığı bir cemaat merkezi ve bir Yahudi okulu bulunuyor. II. Dünya savaşının ardından cemaatin büyük kısmının İsraile göç etmesinden sonra geriye kalan Japon Yahudi cemaatini, buraya yerleşen Avrupalı ve Amerikalı Yahudilerin yanı sıra, yerli halkla dinler arası evlilik yapan Yahudiler ve Yahudiliğe karşı ilgi duyup din değiştirmiş Japonlar oluşturuyor.
Tokyodan sonra Yahudi cemaatinin yaşadığı ikinci şehir ise Kobe. Bir yüzyılı aşkın bir süredir Yahudilerin yaşadığı bu şehirde, günümüzde sadece 15 aile ikamet ediyor. Kobede Ohel Shelomo adlı bir sinagog ve cemaat merkezi bulunuyor. Japonyanın diğer şehirleri artık Yahudi cemaatlere sahip olmasa da, Hiroşimadaki Holokost Eğitim Merkezi ve Yokohoamadaki Yahudi mezarlığı gibi yerlerde, Japonyada XIX yüzyıldan beri yaşamış olan Yahudi cemaatinin varlığı hissediliyor.
Kaynakça:
- www.jcpa.org/jl/jl425.htm
- www.jta.org/cgi-bin/iowa/news/print/tolerancerespectf.html
- www.amyisrael.co.il/asia/japan/index.htm
- www.jewishvirtuallibrary.org/jsource/holocaust/sugihara.html
- http://en.wikipedia.org/wiki/history-of-the-jews-in-japan
- Marvin Tokayer ve Mary Swartz: Fugu Plan, the untold story of the Japanese and the Jews during World War II