Pesah Bayramı`nın, tüm dünyaya, ülkemize ve ulusumuza barış ve mutluluk getirmesini dileriz. ŞALOM
Pesahın Öyküsü
İsrailoğulları uzun yıllar Mısır topraklarında baskı, eziyet, angarya ve zulüm altında bir yaşam sürdürmekteydiler.
firavun acımasız, zalim biriydi. Rüyasında bir elinde terazi tutan bir adam görür. Terazinin kefelerinden birinde yumuşak, narin bir kuzu, diğerinde Mısırın tüm tanınmış adamları bulunmakta, ancak küçük kuzunun bulunduğu kefe daha ağır gelmektedir.
Rüyasının, İsrailoğullarından doğacak birinin gücü, aklı ve becerisiyle Mısır hükümdarlığını yok edip İsrailoğullarını özgürlüğe kavuşturacağı şeklinde yorumlanması Firavunda büyük telaş yaratır. bunun üzerine; İsrailoğullarının doğacak erkek çocuklarının Nile atılması emrini verir.
İsrailoğularının Levi kabilesinden Amramın karısı Yohevet yeni doğan oğlunu üç ay gizledikten sonra, ölümden kurtarmak üzere bir sepet içinde onu Nil nehrine salar. Firavunun kızının bebeği nehirde bulup, onu saraya götürmesiyle Moşe sarayda büyütülür. Olayın tek tanığı olan ablası Miriam sayesinde ise soyunu unutmaz. Delikanlılık çağına geldiğinde bir Mısırlının İsrailoğullarından birini dövdüğüne tanık olunca dayanamayarak görevliyi öldürüp cesedini kumlara gömer. Ancak bunun duyulmasıyla Firavun Moşenin öldürülmesini emreder. Moşe kurtuluşu Mısırdan kaçmakta bulmuştur.
Bir gün Sina Dağında sürüsünü otlatırken Tanrı kendisine görünerek ondan Mısıra gitmesini ve sefalet içindeki İsrailoğullarını özgürlüğe kavuşturmasını ister.
Moşe, Firavuna gidip İsrailoğullarını serbest bırakmasını aksi takdirde Mısırın bir felaketler ülkesi haline geleceğini söylese de, Nilin kana bulanması, Mısırda açlık, karanlık, veba, tifüs gibi salgın hastalıkların yayılması, vahşi hayvanların saldırısına uğramalarına rağmen Firavun İsrailoğullarını bırakmamakta direnir.
Bütün bu musibetler karşısında bile, Firavunun yüreği adeta taşlaşmıştır. Sıra onuncu musibete geldiğinde ve Mısırdaki tüm ailelerin ilk doğan erkeklerine ölüm getiren bu musibet kendi oğlunu da cansız bırakınca Firavun, Moşeye ulusunu alıp hemen Mısır topraklarını terk etmesini emreder. Moşe ülkedeki İsrailoğullarını toplar ve alelacele Mısırı terk ederler. Bu telaş içinde ellerindeki hamuru mayalandırmaya vakit bulamamışlar ve yolluklarını mayalanmamış hamurla hazırlamışlardır.
Pesah Sederi
Bayram akşamı için özenle özellikleriyle hazırlanmış sofra düzenine "Seder" denir. Aile fertleri sinagog dönüşünde bembeyaz giysilerine bürünmüş, Pesahta tüm yönleriyle hatırlatıcı, çarpıcı güzellikte bir sofrayla karşılanırlar.
Sederde mumlar, Agada Kitabı, şarap ve özel Seder tabağı dikkati çeker.
Her Şabat ve her bayramda olduğu gibi mumlar, sofrayı gururlandırır; onların ışığı ve sıcıklığı altında yapılan dualar huşu dolu samimi bir hava yaratır.
Agada; Tanrının "Olduğu gibi oğluna anlatacaksın" buyruğu gereğince "Pesah" öyküsünün anlatımını içerir. Agadanın belirli bir yazarı yoktur. Tora metinlerindeki bu konuya ilişkin yazılarla anlatılardan derlenmiş, şarkılar ve kutsama dualarıyla neşeli bir hale getirilmiştir. Agada, Şabat ve diğer bayramlarda da olduğu gibi Kiduş ile başlar.
Çocuğun sorduğu "Bu gecenin diğer gecelerden farkı ne?" sorusuna:
- Diğer geceler Hametz de yenebilir, ancak bu gece yalnız matsa yenir.
- Diğer geceler her türlü yeşillik yenebilir; bu gece ise yalnızca acı otlar yenir.
- Diğer geceler yediğimiz otları tuzlu suya banmayız ama, bu gece bunu iki defa yaparız.
- Diğer geceler yemeğimizi istediğimiz konumda yiyebildiğimiz halde bu gece hepimiz sol yanımıza yaslanarak yemeliyiz.
- Bu gecenin diğer gecelerden farklı şu ki; eğer Tanrı bizi kurtarmasaydı, halen esir bir millet olacaktık diye cevap verilir.
- Yemeğin yaslanmış konumda yenmesi Mişnaya göre özgürlük sembolüdür. Bu gece, her Yahudi, zengin ya da fakir olsun özgür ve bu nedenle de soylu sayıldığından başı dik ve özgürce davranmalıdır. Yaslanmanın sola doğru olması da, yemek yerken hazımla ilgili bir tersliğin oluşmaması içindir. Bu yaslanık duruş, dört bardak şarabın içilmesi, ilk parça Matsanın yenmesi ve Afikoman yenmesi sırasında zorunlu konumdur.
Seder Tabağı
Matsa: Sofranın orta yerinde duran, içinde üç Matsasıyla üzeri örtülü Seder tabağı, Yahudi inançlısı için, atalarının Mısırdaki kölelik zamanlarını simgelemekte, atalarının hamurun mayalanmasına bile fırsat bulamayacak kadar acele çakışlarını anımsatmaktadır. Bu üç Matsadan ikisi ekmek duası için her Şabat günü yapıldığı gibi Manın anısına iken, üçüncü Matsa, Mısır çıkışının anısına, kölelik ve fakirlik dönemi ekmeğini ifade etmektedir.
Karpas: Mısır esaretinde İsrailoğullarının yedikleri fakir yemeklerin anısınadır. Kereviz yaprağı veya maydanoz ile temsil edilir. Yanındaki tuzlu su ya da sirke Mısırda dökülen teri ve gözyaşlarını simgeler.
Maror: Marul yapraklarıyla temsil edilen acı ot yaprakları, ağız kamıştırıcı tatlarıyla İbranilerin Mısırda geçirdikleri acılı yılları anımsatır.
Haroset: Elma, tarçın, badem ve şarapla hazırlanır; koyu kıvamlıdır. Firavunun İsrailoğullarına hazırlattığı inşaat harcına benzetilmektedir. Genelde elma, badem, tarçınla hazırlanmaktadır. Bazı Sefaradlar elma yerine değişik tür meyvelerden; Kuzey Afrika Yahudileri içine bol miktarda baharatlar ilave ederek, Yemenli Yahudiler de acı pul biber ekleyerek hazırlarlar.
Korban: Tapınakta korban olarak sunulan kuzu anısınadır. Ateşten geçirilmiş, genelde üzerinde biraz et de bulunan kemikli bir parçadır.
Haşlanmış yumurta: Bu kimilerine göre adakları hatırlatırken, kimilerince yas sembolüdür. Genel düşünce ise bütün bu bayram geseninin neşeli ortamında bile, neşe ve sevince rağmen, Bet Ha-Mikdaşın yıkılışının elemle anımsanmasıdır.
Seder, düzeninde neşe katıcı unsurlardan biri başkası; "Arba Kosot" denen dört bardak şarabın içilmesidir. Bu şarap kırmızı olmalı ve herkes tarafından içilmelidir. İçilecek şarabın dört bardak olması bir izaha göre Tanrının kullandığı:
A "Sizi çıkaracağım."
A "Zor şeylerden geçirteceğim."
A "Sizi kurtacağım."
A "sizi kendim için milletim olarak kabul edeceğim." Şeklindeki sözlerinin her biri için birer bardak şarap içilmesidir. Bir kısım yorumcu bunu; dört tsitsitin olması, Torada Devarim hariç dört bölümün olması, Sukotta dört çeşit bitki kullanılması, Pesahta dört soru sorulması gibi Yahudi dinsel geleneğinde sık rastlanan dört sayısıyla ilişkilendirmektedir. Yemenli Yahudiler:
A "Sizi kutsal topraklara götüreceğim" şeklindeki Tanrı sözünü de bu hesaba dahil ederek beş bardak şarap içerler.
A Arba Kosotun uygulamalarında yemek sırası kutsama duasından sonra ayrı bir bardağa şarap doldurulur. Bu o sofrada bulunan için değildir ve sofrada Eliyahu Anavinin hiç ölmediği ve Yahudileri tüm kötülüklerden koruması umut edildiği inancına bağlanmaktadır.
A Seder sırasında bir geleneğe göre evin kapıları açılır. Bir kesimin inanışına göre o gece tüm Yahudiler Tanrısal koruma altında olduklarından bütün Seder boyunca da kapılar açık kalabilir. "Pesah" Sederi sırasında ihtiyacı olan ve aç olan herkesin gelip sofraya katılması arzu edilir.
Kaynakça: Yahudilikte Kavram ve Değerler
İsterseniz bu kitabı www.gozlemkitap.com
adresinden temin edebilirsiniz.