İsrail, geçmişten günümüze kadar kaybettiği tüm askerlerini saygı duruşu ve törenlerle andı. Anma günü 23 Nisan Pazartesi akşamı meşalenin yakılması ile yerini, İsrail Devleti`nin 59. Bağımsızlık Günü kutlamalarına bıraktı
İsrailin nüfusu kurulduğu 1948den bu yana dokuz kat büyüdü ve yedi milyona ulaştı. İsrailin 200 binden fazla nüfusu olan beş büyük kenti var. 1948de Tel Aviv 100 binin üzerinde nüfusu olan tek kentti
Bağımsızlık Günü öncesinde İstatistik Dairesinden yapılan açıklamaya göre, İsrailin nüfusu son bir yılda 121 bin artarak 7.150.000e ulaştı. Artışın büyük bir kısmını doğumlar oluşturdu. Geçen senenin Bağımsızlık Gününden bu yana İsrailde yaklaşık 148 bin bebek dünyaya gelirken, göç edenlerin sayısı ise 18 bin civarında kaldı. İsrailde 5.415.000 Yahudi ile çoğunluğunu Rusyadan göç eden ve Yahudi olmayan 310 bin kişilik kesim, halkın %80ni oluşturuyor. 1.425.000 kişilik Arap ve Dürziler ise nüfusun kalan %20sini meydana getiriyor.
Halkın dörtte biri, Kudüs, Tel Aviv, Hayfa, Aşdod gibi büyük şehirlerde yaşarken, %6sı küçük kasabalarda, % 2sinden daha az bir kesimi ise kibutzlarda yaşıyor.
Eğer yeniden dünyaya gelirsem
İstatistik Dairesinin yaptığı diğer bir ankete göre, İsrail halkının % 47sinin eğer yeniden dünyaya gelirlerse, İsrail dışında bir yerde doğmak istediklerini ortaya koydu.
İlginç anket sonucuna göre başka yerde doğmak isteyenlerin % 19u tercihlerini Rusyadan yana kullanırken, % 15i ABDde doğmak istediklerini dile getirdiler. Zengin kesimde ise, başka bir ülkede doğmak isteyenlerin sayısı % 62ye çıktı. Bu cevabı verenlerin %18i ABD veya Kanadayı tercih ederken, % 8i İsviçre, % 6sı ise İsveçte doğmak istediklerini belirtti. Düşük gelir grupları arasında % 58 yurt dışında doğmuş olmayı dilerken, ilk tercihler arasında yine ABD ve Kanada yer alıyor.
Modern Ortodoksların % 83ü, taşra ve kibutzlarda yaşananların ise % 65i yeniden doğarlarsa, tekrar İsrailde doğmak istediklerini belirtiyorlar.
İsraile göç
Göç ve Uyum Bakanlığı tarafından yapılan başka bir araştırma da ilginç sonuçlar ortaya koydu. İsraile göç edenlerin % 84ü, kendilerini anavatanlarında hissettiklerini belirtti.
Deneklerin % 68i öncelikle İsrail haberlerini takip ettiklerini dile getirirken, % 23ü uluslararası haberlere öncelik verdiğini belirtti.
Araştırmada, İsrail doğumlular arasında da haberleri takip oranının bu rakamlara yakın olduğuna dikkat çekildi. Eski Sovyetler Birliğinden göç edenlerin % 70i kendilerini Rustan daha fazla İsrailli hissettiklerini belirtirken, sadece üçte biri, İsrail doğumlularla arkadaşlık ettiğini dile getirdi.
Araştırmanın en önemli sonucu, eski Sovyetlerden gelenlerin % 72sinin, tekrar bir şansları olsa, yine İsraile gelme kararı alacaklarını belirtmesi oldu.
İran nükleer silaha sahip değil
İsrail Başbakanı Ehud Olmert, düşünülenin aksine İranın uranyum zenginleştirme programında henüz nükleer silah üretme aşamasına gelmediğini söyledi. İsrail Başbakanı Ehud Olmert İsrail radyosuna verdiği demeçte, İran nükleer silah üretme kapasitesine ulaşmak için gerekli olan teknolojik çizgiye henüz ulaşamadı. Maalesef çok uzakta değil ama göstermeye çalıştığı kadar yakın da değil dedi. Uluslararası toplumun, İrana yönelik baskısını sürdürmesi gerektiğini vurgulayan Olmert, bu baskının sonunda askeri bir operasyona gerek kalmadan İran cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecadın nükleer silah edinmesini engelleyeceğine inandığını belirtti.
AB'de ırkçılığa teşvik suç sayılacak
Lüksemburg'da bir araya gelen Avrupa Birliğine üye 27 ülkenin adalet bakanları, ırkçılık ve yabancı düşmanlığını teşvik etmeyi suç haline getiren kuralları kabul etti. Buna göre rengine, ırkına, milliyetine ve etnik kökenine dayalı olarak kin, nefret ve şiddet uygulanmasına yol açanlar bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilecek. Avrupa Birliği'nin Adalet Komisyonu Yetkilisi Franco Frattini bu kararın birliğin ırkçılık, yabancı ve Yahudi düşmanlığıyla mücadele konusundaki kararlılığını gösterdiğini belirtti. Yeni kuralların yürürlüğe girmesi için ulusal parlamentolar tarafından da onaylanması gerekiyor.