Fransa`nın gururu Lyon, geride kalan hafta sonunda peş peşe altıncı kez şampiyon olarak Avrupa`nın büyük liglerinde bu başarıya ulaşan ilk ve tek takım oldu. Lyon`un zaman içinde "süreklilik" sayesinde gelen bu başarısı her kulübe örnek olması gereken ince detaylarla bezeli!
43051 kişilik muhteşem Stade de Gerlandı kullanan OL, ya da daha çok bilinen adıyla Lyon 1899da Lyon Olimpik Üniversitesi olarak kuruldu ve 1950de tam anlamıyla bir kulüp oldu. 2000li yıllara gelene kadar Fransa İkinci Liginde bile daha çok kupa kazanan Lyon günümüzde Avrupa Futbolunun patronları olarak bilinen G14lerin bir üyesi. En son başarısını, Fransada peş peşe altı kez şampiyonluğa ulaşarak yakalayan Lyonun son dönemlerde başlayan önlenemez yükselişinin hikayesi!
Fransada 2006 sezonunda Olympique Lyon şampiyon oldu ve Avrupanın büyük ligleri arasında, peş peşe altı şampiyonluğa ulaşan ilk ve tek takım olmayı başardı. Bu büyük ligler arasında yer alan Fransa, İtalya, Almanya ya da İspanya ile İngilterede başka bir takım böylesine bir beceri bugüne kadar sergileyemedi.
Fransada ligin tamamlanmasına altı maç kala başarıya imza atan Lyon açtığı 17 puanlık farkla, kimsenin kendisini yakalayamayacağının garantisini verdi ve yeni bir rekor kırmayı başardı. Lyonun yıllardır devam eden bu başarısının sırrı nerede saklı?
Letonyadan Skonto Riga takımı, Avrupada peş peşe şampiyon olma rekorunu 2004te 14. kez şampiyon olarak kırdı. Ancak Letonya Ligi ile Avrupanın Devlerini kıyaslamanın imkanı yok!
Norveçten Rosenborgun da, peş peşe 13 şampiyonluğu bulunuyor ama bırakın Norveçi İskoçya Ligi bile Avrupanın Dev Beşlisinden çok uzak bir lig ki orada da Rangers ve Celticin peş peşe dokuzar şampiyonluğu bulunuyor.
Tartışmasız bir şekilde Lyon'un bu başarısı diğerlerinden çok daha üstün bir başarı. Ne de olsa Lyon kendi liginde olduğu kadar Avrupa Şampiyonlar Liginde de her zaman adından söz ettiren ve şampiyonluk unvanı yakıştırılan bir ekip.
Lyon Şampiyonlar Liginden üç kez çeyrek finalden elendi!
Sabır en büyük erdem
Şu anda Lyon Başkanı olan Jean-Michel Aulas takımı yaklaşık 20 yıl önce Ocak 1987de devraldı.
O, hayallerini süsleyen Fransa Ligue 1 şampiyonluğu için tam 15 yıl bekledi.
Lyon 2. Ligdeyken kulübün başına geldiğinde bir yazılım firmasında başkanlık yapan Aulas, takımı dört yıl içinde ikinci ligden çıkartacağını ve Avrupa Kupalarına katacağına söz verdi.
1988de Aulas takımın Sportif Direktörü olarak Bernard Lacombeyi atadı. Aynı dönemde Lyonun eski futbolcularından ve şu anda da Fransa Milli Takımının çalıştırıcısı olan Raymond Domenech de Lyonun teknik direktörü oldu.
Domenech anında takımı, birinci lige taşıdı.
Aulas'ın dört yıl içinde geleceğini taahhüt ettiği Avrupa Kupalarında mücadele etme şansı da aynı zamanda geldi. Ancak Lyonun UEFA Kupası serüveni Trabzonspora toplamda 8dž ile elendiklerinde son buldu.
1991de ise Lyon küme düşmekten ancak iki puanla kurtulabildi.
Avrupadan bir onur listesi
Skonto Riga: 1991 (14)
Rosenborg: 1992 (13)
Celtic: 1966 (9)
Rangers: 1989 (9)
Juventus: 1931 (5)
Real Madrid: 1961 & 1986 (5)
Lyonun kayda değer bir kupa kazanması için 10 yıl daha beklemesi gerekti ve Mayıs 2001de Fransa Lig Kupasını aldı. Bu, onların 1973te kazandıkları Fransa Kupasından beri müzelerine giden ilk değerli kupa oldu.
Lig şampiyonu olmadan önceki üç yılda ise Lyon iki kez üçüncü sırada ve 2001de de ikinci sırada kaldı.
Ancak sonraki sezon, ligin son gününde Lyon Fransa Ligue 1 şampiyonu olmayı başardı. O gün bir puanla önünde yer alan Lensi 3ǃ yenerek tam bir final havasındaki maçı kazanıp şampiyon olmanın gurunu tattılar.
Lyonun zaman içinde yakaladığı başarısındaki sır kesin olarak Aulas tarafından sağlanan süreklilik ve Sportif Direktör Bernard Lacombenin çalışmalarıyla geldi.
Ne de olsa 1980lerden beri Lyonu aynı isimler idare ediyor. Aules Başkan ve Lacombe da Sportif Direktör!
Lyon istenilen, arzu edilen neticeleri alamadığında da bir arada kalmayı, sonraki yıllarda gelecek başarıların da alt yapısını hazırlamayı başararak çok güzel bir örnek oluşturdu.
Çalıştırma becerisi
Lyonun Aules yönetiminde, birçok teknik direktörü oldu. Domenech, Fulhamın eski Beşiktaşın şimdiki Fransız efsanesi Jean Tigana bu isimlerden bazıları. Ancak bu aralar Rangersda bulunan Paul le Guen ile Jacques Santini ve şimdiki teknik direktör Gerard Houllier Lyona büyük başarılar kazandıran isimler olarak ön plana çıktı.
2000de gelen Santini, iki yıl içinde de en önemli kupayı Lyona kazandırdı. Santini daha sonra Fransa Milli Takımının başına geçerek Lyondan ayrıldı.
Le Guen, Santininin yerine gelen isimdi. Ama ne isim: Le Guen peş peşe gelen üç şampiyonluğun mimarı oldu.
Ancak 2005 yaz mevsiminin başında Lyonun başına gelen tecrübeli futbol adamı Houllier, belki de Aulesın Lyonu taşımak istediği bir sonraki adımın ilk ismi oldu.
Birçoklarına göre Houllier, zaman içinde Lyonun Şampiyonlar Liginde arzuladığı kupayı kazanmasını sağlayacak.
Santini ile başlayan Le Guen ile devam eden ve Houllier ile süslenen Lyon, bugün kesinlikle Avrupanın devleri arasında anılıyor!
Saha dışında da Lyon!
Peş peşe Fransa Ligue 1 şampiyonu olan Lyon, her seferinde Şampiyonlar Liginde de başarı yakaladı. Lyon bu başarılarının yanı sıra finansal anlamda da çok büyük bir güç haline gelmeyi başardı.
Geride kalan iki yılda Lyon önemli isimlerini kaybetti; Michael Essien ve Mali orta saha oyuncusu Mahamadou Diarra bunlardan bazıları. Ancak Lyonun finansal gücü her zaman yükselmeye devam etti: Lyon 2006dan beri yılda 250 milyon Dolar çeviren bir güç olurken, bu sayede de en iyi Fransız futbolcuları rahatlıkla kadrosuna kattığı gibi, yetiştirdikleriyle de para kazanmayı her zaman sürdürdü.
Diarra, Nantesdan alınan 23 yaşındaki Jeremy Toulalan ile yer değiştirildi. Lyonda ortaya koyduğu futbol ve gelişimle de Fransa Milli Takımında Claude Makelele'nin devamı olarak anılmayı başardı.
Lyonun bu yükselişine ayak uyduramayan Fransız devleri Paris Saint Germain, Marsilya ve Monaconun en büyük eksiği, Lyonu tamamlayan devamlılıktan yoksun olmaları oldu.
Ne de olsa Chelsea gibi zengin kulüplere oyuncu satmayı başaran, kendi oyuncularını yetiştiren ve sürekli para kazanarak en iyi Fransız oyuncuları alan Lyon bir de süreklilik sağlayarak ezeli rakipleri karşısında muhteşem bir üstünlük kurmayı başardı.
Eğer iyi bir Fransız oyuncuysanız 2000lerden beri Lyondan başka bir takımda oynamak kesinlikle istemezsiniz!
Yetenekleri de keşfediyorlar
Parası ve gücü sayesinde istediğini alabilen Lyon, aynı zamanda muhteşem bir araştırma ekibinin de sahibi. Lyon, Brezilyadan birçok yeteneği ele geçirmiş olmanın keyfini, ekibi sayesinde yaşıyor.
Lyonun Brezilyadaki yetenek araştırma ekibini, 90larda takımda oynayan ilk Brezilyalı oyuncu Marcelo kurdu ve geliştirildi.
Sportif Direktör Lacombe ile tandem çalışan Marcelo ne kadar iyi bir yetenek avcısı olduğunu da kısa sürede kanıtlamayı başardı.
Lyonun zaman içinde yakaladığı ve devam ettirdiği başarısında, Brezilyalı defans oyuncuları Cris ve Cacapba ile orta sahanın yıldızı Juninho ve golcü Fredin payı büyük!
Özellikle de Juninho, ne kadar önemli bir alışveriş olduğunu birçok kez kanıtladı. Üzerine düşenden çok daha fazla gol kaydeden Juninho, orta alandaki yetenekleri ve muhteşem serbest atış gol ortalamasıyla Lyonun vazgeçilmezlerinden biri oldu.
Onun geldiği ilk sezonda Lyonun ilk lig şampiyonluğunu yakalamış olması da kesinlikle bir tesadüf olamaz.
Dillere destan Lyon akademisi
Lyonun yakaladığı başarılarda, Fransanın en iyi futbol akademilerinden birinin sahibi olmasının da payı çok büyük.
Özellikle ilk dönemde gelen başarılarda Lyonun kendi yetiştirdiği gençlerin payı yadsınamaz. Günümüzde Fransanın en iyi akademisi Lyonun olmayabilir ama hala en azından kendilerine yetecek kadar yetenekli gençleri yetiştirebiliyorlar!
İki-üç yılda bir yeni isimleri sahneye çıkartan Lyonda şimdi de Hatem Ben Arfa ve Karim Benzemanın sahalara damga vurması bekleniyor.
Karim Benzema şimdiden Sylvain Wiltord ile kıyaslanmaya başladı bile!