Avrupa`ya Doğru

Formula 1`de sezonun açılmasının ardından üç yarışı geride bırakırken, sanırım göze en çok çarpan, sezon öncesi beklentilerin birçoğunun Avrupa öncesinde gerçekleşiyor gibi gözükmesiydiİzzet ANCEL

Spor
9 Ocak 2008 Çarşamba
Sezonun genel gidişatı ile ilgili bir yargıya varmak aslında Avrupa öncesinde, pek mümkün değil. Avrupa turları başlamadan önce verilen bir aylık arayı, hangi takımların değerlendirebildiğini iki hafta sonra göreceğiz aslında. Belki geçen senenin şampiyonu Renault için, bir geri dönüş olacak veya belki BMW şampiyonluk yarışına biraz daha dahil olacak.
Geçtiğimiz son iki yarışa bakacak olursak; genel anlamda Ferrari – McLaren çekişmesinin ön planda olduğunu görüyoruz. Zaten bu sezon öncesinin en çok konuşulan konusuydu sanırım. McLaren hala Ferrari’nin biraz gerisinde olduğunu düşünse de bence en önemlisi gelişim, sezonun ilk yarışlarında araçların zorlama seviyesine gelmesine rağmen geçtiğimiz sezonlarda görmeye alışık olduğumuz motor arızalarının ya da diğer teknik sorunların henüz yaşanmamış olması. Bunun dışında herkesin şaşkınlıkla izlediği bir Lewis Hamilton vakası mevcut. Henüz 22 yaşında olmasına ve henüz üç yarışta yer almasına karşın, bu yarışların hepsinde podyuma çıkarak ilginç bir rekora imza attı. Yakında kendisini birinci sırada görmek sanırım çok da ilginç gelmeyecek.
Malezya’da uzun zaman sonra, bir McLaren doublesi gördük.Alonso bir seneden fazla bir sürenin ardından, takıma birinciliği getirdi. Ama asıl önemli olan yarışa Massa, Alonso, Raikonen, Hamilton sıralaması ile başlanmasına rağmen, McLaren pilotlarının önlerindeki kırmızı araçları geride bırakarak ilk iki sıraya oturmaları ve hatta Hamilton’un pist dışına çıkana kadar Massa’yı arkasında başarılı bir savunma ile tutabilmiş olması. Yaptığı hatanın ardından beşinci sıraya düşen Massa, maalesef yarışı bu sırada bitirmek durumunda kaldı. Bu hata yüzünden BMW pilotu Nick Heidfeld ise, dördüncü sırayı alarak takımına çok değerli beş puanı getirdi. Renault’un şampiyonluk ümidi Fisichella ise, önündeki Nico Rosberg’in motor arızası sayesinde kendine altıncı sırada yer buldu. Renault’un diğer pilotu Heikki Kovalainen de yarışı sekizinci tamamlayarak yarış hayatının ilk puanlarını almayı başardı.
Bahreyn’e damgasını vuran ise ilk sırada start alan Massa ve onun ilk iki yarışta geride kalmış olmasının yarattığı sıkıntı, daha doğrusu kendini kanıtlama çabasının yarattığı hırstı. Bu hırsın sonunda yarışı birinci bitirerek, geçen senenin son yarışının ardından ilk defa birinciliği elde etti. İkinci sırayı ise McLaren’ın genç pilotu Hamilton, Ferrarilere son bölümde zor anlar yaşattıktan sora aldı. Üçüncü sırayı, Alonso’yu başarılı bir “pit stop” stratejisi ile geride bırakan, Kimi Raikonnen aldı. Alonso’nun aracı ise önündeki dört araca göre oldukça yavaş kaldı ve Nick Heidfeld’in arkasından beşinci sırada yarışı bitirdi. Heidfeld, sessiz ve derinden liderleri takibini sürdürüyor; yarış içinde pek varlığını hissettirmiyor fakat aracın tutarlı bir performansının olduğunu, ilk üç yarışta topladığı 15 puandan anlıyoruz.  Altıncı  sırada: BMW’nin diğer sürücüsü genç Kubica bulunuyordu. Renault’lar sekizinci ve dokuzuncu sırada kalarak, Bahreyn’den takım olarak tek puanla döndüler.
Son duruma toptan bakacak olursak, sezonun üçüncü yarışının ardından karşımıza oldukça ilginç bir durum çıktığını görüyoruz. Ferrari ve McLaren arasındaki müthiş rekabeti göstermek ister gibi iki takımın üç pilotunu aynı puanda görüyoruz. Alonso, Raikkonen ve Hamilton 22’şer puanla şu anda zirveyi paylaşıyorlar. Bu üçlüyü 17 puanla Massa takip ediyor. Heidfeld bu dört pilotu sessiz biçimde takip ederken, Renault’un şampiyonluk ümidi İtalyan Fisichella üç yarışta topladığı sekiz puanla altıncı sırada bulunuyor.   Takımlar şampiyonasında ise McLaren  44 puanla birinciliği elinde tutuyor. Sezonun bir sonraki yarışı ise 13 Mayıs’ta İspanya’da yapılacak.