Yahudi Dünyasindan

Nelly BAROKASHoudini öldürülmüş müydü?Asıl adı Erich Weiss olan Harry Houdini`nin, tehlikeli bir gösteri sonucu ölümü yıllardır şüpheleri farklı yönlere çekmişti Macaristan doğumlu, kaçış sanatında uzman sihirbazlık ustası Harry Houdini`nin zehirlenmiş olabileceği şüphesini taşıyan ailesi, New York Ya

Kültür
9 Ocak 2008 Çarşamba
Harry Houdini’nin 1926’da ölüm sebebi, peritonit apandisitin mideye baskı yapması şeklinde açıklanmıştı. Fakat o günden bu yana öldürülmüş olabileceği söylentileri giderek yayıldı. Houdini fanları ve bu meslekten olan kişiler, sihirbazlık ustasının ölüm tarihi olan 31 Ekim’de bir araya gelerek, gerçeğin ortaya çıkmasını amaçlayan bir toplantı düzenlediler.
Geçtiğimiz yıl yayımlanan “The Secret Life of Houdini” adlı kitap 51 yaşında yaşamını yitiren bu dünyaca ünlü kişinin öldürülmüş olabileceği kuşkusunu daha da güçlendirdi. Houdini’nin ailesi, özellikle yeğeni George Hardeen, ölüm sebebini araştırabilecek birçok patologun desteğini aldı. George Hardeen, ölümünden sonra Houdini’ye otopsi yapılmadığını belirterek, “Onun ölümü tüm dünyada şok etkisi yaratmıştı. Şimdi geç de olsa gerçeğin açığa çıkma zamanı” dedi. Harry Houdini hünerleri ile kendilerini tehlikeye atan uzmanların en ünlülerinden biriydi. Kolları, bacakları zincirlerle bağlı durumda su dolu camdan bir havuzun içinden kurtulması en önemli gösterilerinden biriydi.
Sherlock Holmes kitaplarının yazarı Sir Arthur Conan Doyle, Houdini’nin ölümünden bir süre önce onun hakkında şöyle yazmıştı: “Kurallara aykırı bir şey yapıyor. Ödeme günü yakındır” demekteydi.


Arjantin’in First Lady’si antisemitizme karşı
Arjantin’in ‘first lady’si, yeni bir antisemitizm dalgası ile karşı karşıya kalan Venezuela Yahudi toplumunu korumak üzere harekete geçti.
Cristina Fernandez de Kirchner, Arjantin’in ‘first lady’si olmasının yanı sıra, bir siyasetçi ve Buenos Aires senatörü. Kirchner, Caracas’ta, dünyanın her tarafından 70 Yahudi cemaati liderinin katılımıyla gerçekleşen Yahudilerin çatı kuruluşu CAIV’in 40. kuruluş yıldönümü etkinliğinde yaptığı konuşmada; “Latin Amerika birliğinin seçilmiş üyeleri olan her birimiz, antisemitizmin tırmanmasına karşı sadece sesimizi duyurmakla değil, bu tehlikeye karşı somut adımlar atmakla sorumluyuz” dedi.
Arjantin’de ekim ayında gerçekleşecek seçimlerde eşi Nestor’un yerini almayı hedefleyen Kirchner’in eleştirileri Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez’e yönelikti.
Venezuela’nın 20 bin Yahudi’si ile devlet başkanı arasındaki ilişkiler, Hugo Chavez’in İran ve Suriye’ye kucak açması, İsrail’e karşı tavrı ve antisemit olarak nitelendirilen söylemleri nedeniyle, tarihinin en düşük seviyesine indi.
Caracas’ın Aşkenaz Cemaati Hahambaşısı Rav Pynchas Brener; “Son 40 yılın en kötü döneminde bulunuyoruz” dedi. İlişkilerin düşüşe geçişi, içinde silah depolandığı söylentileri nedeniyle 2004 yılının kasım ayında Yahudi okulunun polis tarafından aranmasıyla başladı. Bunu 2005 yılının aralık ayında Başkan Chavez’in, “İsa’yı öldürenlerin torunları, dünyanın tüm servetlerini ellerinde bulunduruyorlar” söylemi takip etti. Durum geçen yıl Lübnan Savaşı sırasında daha da ciddi boyutlara ulaştı; Chavez İsrail’in tutumunu Nazilere benzetti ve diplomatlarını İsrail’den geri çekti. Ağustos ayında; “İsrailliler Hitler’i eleştiriyor, fakat onun yaptığından daha da kötüsünü yapıyorlar” dedi. Venezuela Yahudileri, Chavez’den etkilenen ülke medyasında antisemit yayınların sıkça yer bulduğunu belirtmekteler. Ülkenin Enformasyon Bakanlığı’nın Caracas Sinagogu dışında düzenlediği gösteri sonrasında, sinagogun duvarlarına; “Yahudi katiller defolun”, “Çocuk katilleri Siyonistler” gibi yazılar yazıldı.

 

Yad Vaşem’den BM’ye çağrı

Yad Vaşem, Darfur’daki soykırım konusunda Birleşmiş Milletleri harekete geçmeye çağırdı
Yad Vaşem yetkilileri 29 Nisan günü BM Genel Sekreteri General Ban Ki-moon’a, Sudan’ın Darfur bölgesinde süregelen soykırımı durdurmak üzere harekete geçme çağrısında bulundular. Gönderilen mesajda 200 bin kişinin ölümüne 2,5 milyon kişinin de göç etmesine neden olan vahşetin durdurulması için uluslararası bir müdahalenin zorunlu olduğu yönünde görüş bildirildi.
General Ban’a gönderdikleri mesajda, ‘Holokost Kurbanlarını ve Kahramanlarını Anma Kuruluşu’ Başkanı Yosef Tommy Lapid ve Yad Vaşem Müdürü Avner Shalev, Darfur’da her gün binlerce kişinin katlinin süregeldiğini belirttiler.
Mesajda; “Hartum tarafından desteklenen soykırım devam ettikçe uluslararası kamuoyunun BM yoluyla cezalar uygulaması veya raporlar vermesi yeterli değildir. Bu konuda somut adımlar atılmalıdır; Güvenlik Konseyi’nin Darfur’da güvenliği sağlamak üzere BM güçlerini gönderme kararını almasını sağlamalıyız” ifadesi kullanıldı.
Lapid ve Shalev’in imzalarını taşıyan çağrıda; “Yahudi ulusu yok edilirken bütün dünyanın suskun kaldığı Holokost’u anma konusunda merkez kuruluşu sıfatını taşıyan Yad Vaşem’in yetkilileri olarak bizler, özel bir sorumluluğumuzun bulunduğu izlenimini taşıyor, Yad Vaşem’i son ziyaretiniz sırasında da gündeme getirdiğimiz üzere Darfur için alarm verilmesinin gerektiğini ileri sürüyoruz” dendi.