Nelly BAROKASBütün dünya Prof. Shlomo Mor-Yosef`i yüzlerce TV kamerası karşısında dönemin İsrail Başbakanı Ariel Şaron`un sağlığı konusunda gün be gün bilgi verdiğinde tanıdı. Dünya kamuoyu o günlerde gelişmeleri televizyonlar aracılığı ile onun ağzından duydu. Gerçekleştirdiğimiz söyleşide P
Bildiğim kadarı ile Hadassa hastanesi; tedavi, eğitim ve tıbbi araştırma olmak üzere üç koldan faaliyet gösteriyor. Günümüzde Hadassanın dünya hastaneleri arasındaki konumu nedir?
Hadassanın değerini bütün dünya biliyor. Dünya hastanelerinin niteliklerini sınıflandıran bir istatistik yoksa da, Hadassa önemli bir konuma sahip. Şaron hastanemizde yattığında, dünya basını Hadassanın düzeyini öven yazılar yazdılar. Tıbbi araştırmaların belli alanlarında dünyada birinci konumdayız. Travma konusunda deneyimliyiz, gelişmiş yöntemlere sahibiz. Bazı veriler travma araştırmalarında ABDden daha ileri konumda olduğumuzu ortaya koyuyor. Tıbbi tedavi ve araştırma düzeyimiz çok yüksek. Tıp eğitimine gelince, Hadassadan mezun olanlar tüm dünyada itibar görmekteler. Ayrıca hastane dünyadaki tüm tıbbi gelişmeleri uygular ve yeni tıbbi donanımları edinmeye çalışır. Hadassa bildiğiniz gibi bir devlet hastanesi değil, Dünya Hadassa Örgütüne bağlı bir kuruluştur. Bu nedenle maddi kaynağımız ABD ve Avrupadaki bağış severlerden sağlanıyor.
İntifadanın en şiddetli dönemlerinde farklı etnik grupların ve farklı dinden insanların tedavisinde uyguladığı eşitlik nedeniyle Hadassa, 2005 Nobel Barış Ödülüne aday gösterilmişti.
İntifada döneminde terör olayları yaşanıyordu. İnsanlarımız öldürülürken Hadassada Yahudilerle Araplara aynı itinalı tedavinin gösterilmesine devam edildi. Dışarıda kan dökülürken hastanede sükunet, eşitlik hüküm sürüyordu. Hadassanın Nobel Barış Ödülüne aday gösterilmesinin sebebi bu.
İntifada sürecinde bir doktorumuz terör saldırısında öldü, sağlık ekibimizden 25 kişi yakınlarını veya dostlarını yitirdi. Siyasi ve duygusal açıdan oldukça karmaşık bir ortamda, İntifada döneminin böylesine güç koşullarında da insani ilişkileri ve işbirliğini devam ettirebildik. Dışarıda birbirimizden nefret ederken, birbirimizi öldürürken Hadassa kendini soyutluyor, çatısı altında Araplarla, İsrailliler birbirimize destek oluyor, birbirimize dokunuyorduk.
Hadassaya her gelen, iki ayrı toplum mensuplarının birlikte çalıştıklarına, aynı odada yan yana yattıklarına, Yahudi bir annenin yatak komşusu Arap çocuğun başında nöbet tuttuğuna veya Arap bir annenin Yahudi bir çocuğu kolladığına tanık olur. Bu İsrailin farklı bir imajı, Yahudilerle Araplar arasındaki ilişkilerin çok farklı bir boyutudur.
Türkiye ile İsrail arasında sağlık konusunda nasıl bir işbirliği var?
Bu konudaki girişimleri pek bilmiyorum. Birkaç yıl önce Hadassadan doktorların Türkiyede bir Tüp Bebek Merkezi açılması yönünde yardımcı olduklarını biliyorum. Dünya Bankasının girişimi ile Türkiyede sağlık kurumlarının yönetimi konusunda kurslar düzenledik. Hadassa ile Türkiye hastaneleri arasında bölüm başkanları sürekli iletişim içindeler.
ABDli bir Yahudinin Hadassaya 75 milyon dolar bağışta bulunduğunu öğrendim. Bununla hangi projeyi gerçekleştireceksiniz?
Hadassa Ein Kerem elli yıllık. Yeni bir hastane binası inşa edeceğiz. Yenilenecek kampus ve inşa edilecek bina sayesinde Hadassa 21.yy kriterlerine hazır olacak. Her türlü yeni teknolojiler bulunacak. Bu Yahudi milyarder binaya Hadassa Örgütünde etkin olan annesinin adının verilmesini istedi.
Bütün dünya sizi, Hadassada tedavi gördüğü süreçte Şaronun sağlık durumu hakkında TV kameraları karşısında bilgi verdiğinizde tanıdı. Bu durum sizi nasıl etkiledi?
Mesleki açıdan benim için zor günlerdi. Başbakan ağır hasta olarak hastanemizde yatıyor, yaşayıp yaşamayacağı belli değil. Ben sadece hastanenin sözcülüğünü yapmadım, aynı zamanda Şaronun tedavisini de yönettim. Etrafımı saran bin gazeteci tek bir hastanın durumu ile ilgileniyorsa strese girmemek mümkün değil. Her ne kadar bu sürecin sonucu başbakan için kötü olduysa da, Hadassanın onu tedavi etmek için gösterdiği çaba olumlu etki yaptı. Hadassanın yöneticisi olarak tamamen anonim değildim, Kudüste tanınan bir kişiydim. Ama o dönemde her gün televizyonda göründüğüm için tanınan bir kişi oldum. Bu durum benim açımdan oldukça rahatsız edici oldu. Nereye gitsem fotoğraflarım çekiliyor, bir kahvede otursam, ertesi gün ne yiyip içtiğim gazetelerde haber oluyor. Bir celebrityye dönüşmek özel hayatımı olumsuz etkiledi. Olumlu yanları da var tabii ki; insanlarla ilişkiye girmek, randevu almak kolaylaştı.
Hadassanın yöneticisi konumuna nasıl geldiniz?
İsrailde doğdum. Babam ülkeye Fastan geldi. Anne tarafım nesillerdir bu topraklarda yaşayan Sefarad bir aile. Eşimin ailesi ise Almanyadan geldi. Askerlik görevimi tamamladıktan sonra Hadassada tıp eğitimi gördüm. İhtisasımı jinekoloji alanında yaptım. İngilterede jinekolojik onkoloji dalında staj gördüm. Ülkeye döndüğümde yönetici olarak çalışmam teklif edildi. Bir süre Hadassada yönetici yardımcılığı görevinde bulunmamın ardından ABDde Harvardda hastane yöneticiliği üzerine eğitim gördüm. İlkin Beerşeva Soroka Hastanesini yönettim, altı yıldır da Hadassayı yönetiyorum.
Hadassa iki hastane, beş okuldan oluşur, 5000 çalışanı vardır, yıllık bütçesi 300넦 milyon dolara ulaşır. Bu muazzam oluşumu yönetmek benim için büyük bir onur.
Daha kişisel özelliklerime gelince: Kardeşim Kipur Savaşında öldü. Eşimin anne ve babası turistik bir seyahat yapmak üzere geçtikleri Mısırda terör saldırısına uğradılar. Bulundukları otobüse bomba konunca babası öldü, annesi ağır yaralandı. Oğlumuz askerlik görevi sırasında Bet Lehemde bulunuyordu. Atılan bir taş gözünü kör etti.
Bizler için iki seçenek var; birincisi nefret edip savaşmak
İkincisi ise Hadassada yaptığımız türden şeyler yapmak. Gerçekten de Hadassanın kuruluş ilkelerinden biri de barışa doğru küçük bir köprü oluşturmaktır. Tabii ki tıbbi tedavi yoluyla barışı getiremeyiz fakat farklı toplumların bireyleri arasında insancıl köprülerin kurulmasını sağlayabiliriz.