Birleşmesinin 40. Yilinda Kudüs tarihinden bir kesit İlk Yahudi Beledi

Mordechai NAORGeçtiğimiz hafta Çarşamba günü “Kudüs Günü (Yom Yeruşalayim)” çerçevesinde, Haaretz “Kudüs`ün belediye başkanı olmak üzücü” başlıklı bir makale yayınladı. Şehrin ilk Yahudi belediye başkanı Daniel Auster`i anlatan yazı, birleşme öncesindeki Kudüs hakkında bize farklı bir kesit s

Perspektif
9 Ocak 2008 Çarşamba

Şair Yehuda Amichai, yaşadığı şehir Kudüs için birçok şiir yazmıştır. Onlardan biri “Belediye Başkanlığı görevinde olan kişinin yaşadığı zorlukları anlatıyor.

“Kudüs’ün belediye başkanı olmak, üzücü...
Bu korkunç.
Bir insan nasıl böyle bir şehrin
Belediye başkanı olabilir?
Orada ne yapacak?
İnşa edecek, edecek ve edecek.”

1963’te Amichai “Şiirler 1948- 1962” adlı kitabında bu şiiri yayınladığında, “Kudüs’in ilk ibrani belediye başkanı” olarak bilinen Daniel Auster vefat etmişti. Onun özel ve karışık olan öyküsü, bulunduğu pozisyonun ne kadar zor ve üzücü olduğunu anlatıyordu ve nedeni inşa etmek değildi. Auster, üç dönem belediye başkanlığı görevini üstlendi (ikisi başkan vekili olarak), Arap ve İngiliz mahkemeleriyle ilgilendi, aynı zamanda Yahudiler hayatını zorlaştırdı. Bugünlerde o neredeyse unutuldu; ama Kudüs Günü’nde onun şehir için faaliyetlerini ve yüzleştiği güçlükleri hatırlamak yerinde olacaktır.

Viyana’dan Kudüs’e
Auster, 1983 yılında (dönemin Avusturya- Macaristan sınırları içinde yer alan) Stanislav, doğu Galiçya’da doğdu, gençliğinden beri aktif bir siyonistti. Viyana Üniversitesi’nden avukat olarak mezun olduktan hemen sonra 1914’te İsrail topraklarını ziyaret etmek için bir yolculuk gerçekleştirdi ve orada kalmaya karar verdi. İlk olarak, Hayfa’nın Reali okulunda Almanca öğretmeniliği yaptı. I. Dünya Savaşı sırasında Avusturya ordusuna alınmış, subay rütbesi ne yükselmiş ve Damasküs’te, Mısır ve  İsrail toprakları komutanı, Türk kuvvetlerinden Cemal Paşa’nın merkezine bağlı olarak görev yapmıştı.
Savaş sonra erdiğinde Auster, ölümüne dek yaşayacağı Kudüs şehrine yerleşti. Ekonomik işletmeler ve politik aktivitelerle avukatlık mesleğini birleştirerek çalıştı. 1920’de manda rejimi tarafından terfi ettirilmeye hak kazanan ilk avukatlardan oldu. 1921’de yayınlanan Kol Yeruşalayim’de (o dönemin “sarı sayfaları”) şehirdeki en iyi yedi avukat listesine girdi. Liste beş Yahudi, bir Arap ve bir İngiliz’den oluşuyordu.
Başlangıçta, sol tarafta yer alıyordu ve Yişuv (Filistin’deki ön Yahudi devleti komitesi) için, Genç İşçi Partisi’nin ilk kongresinde temsilci olarak seçilmişti. Daha sonraları politik tablonun merkezinde yer aldı ve Genel Siyonist Partisi’ni İsrail’deki çeşitli enstitülerde ve Siyonist Kongresi’nde temsil etti. Rehavia mahallesinin kurucuları arasında bulundu ve bu komitenin 10 yıl kadar başkanlığını üstlendi. Çeşitli sigorta şirketlerinin, endüstriyel fabrikanın direktörlüklerinde yer aldı ve Kudüs’ün pırlanta endüstrisinin öncülerinden biri olarak kabul edildi.
Öte yandan, hayatının macerasını İngiliz Yüksek komiseri Sir Arthur Wauchope’ye borçlu olduğu anlaşılıyor. Onun göreve başlamasıyla, İngiliz Manda Hükümeti, Kudüs belediyesinde statükocu bir değişiklik yapmayacaktı. Şehrin çoğunluğunu Yahudiler’in oluşturmasına rağmen (ki 19. yüzyıl sonu itibariyle çoğunluğa ulaşılmıştı) şehir meclisinde Yahudiler azınlıktaydı ve vali, geleneksel olarak bir Müslüman Arap’tı. Yahudi çoğunluğa bir jest olarak Manda’nın ilk yıllarında İngilizler, belediye başkanın yanına bir Yahudi (ve bir de Hıristiyan) vekil atadı. Ancak 1934’e belediye seçimlerinde, İngilizler ilk kez, mecliste eşit sayıda Arap ve Yahudi’nin yer alması gerektiği konusunda anlaştı.

Belediye başkan vekilliği
1934 seçimlerinden sonra, Huseyin al- Khalidi Başkan seçilmişti ve İngilizler altı Yahudi temsilciye aralarından bir vekil adayı belirlemelerini istemişti. Oylar veteriner Haim Solomon (Petah Tikva’daki Yahudi yerleşiminin kurucularından Yoel Moshe Solomon’un oğlu) ve genç Auster arasında eşit dağılmıştı. Yüksek komiser bir iyilik olarak, 1935’te göreve başlayacak olan Auster’i seçti.
Khalidi, Auster’i sınırlamak için elinden geleni yaptı ve hatta güncel kaynakların raporlarına göre “ondan belgeleri sakladı”.  Khalidi’nin, Auster’a sadece Yahudileri ilgilendiren konular hakkında danışması gerekiyordu; genel belediye işleri hakkında değil. İngilizler ara bulmaya çalıştılar; ama başarı için çok özveri göstermediler. 1936 baharı ve yazında Arap isyanı’nın uyanışıyla birlikte krizler daha da kötüleşti. İlk başlarda ılımlı görünen Khalidi, Kudüs müftüsü Haj Amin el Hüseyin’ün başında olduğu kökencilere katıldı. Ağustos 1937’de Khalidi uzun bir tatile çıktı ve Auster belediye başkanlığı görevini üstlendi, böylece tarihte bu görevi üstlenen ilk Yahudi oldu. Khalidi’nin dört kökten dinci Arap lideriyle tutuklanması ve Ekim 1937’de Seychelles’e gönderilmesinin ardından da görevi sürdürmeye devam etti.
Auster, belediye başkanlığına bir yıl kadar vekâlet etti. Koşullar neredeyse imkânsızdı: kanlı isyanlar devam etti ve gittikçe kötüleşti. Şehir meclisindeki Arap üyeler toplantıları boykot etti ve yasal olarak yetersiz bir çoğunluk yarattı. İngilizler Temmuz 1938’de çözümü buldu. İki yeni Arap üye belediye meclisine eklendi. Biri o dönem avukat olan Mustafa el- Khalidi belediye başkanlığı görevine getirildi ve Auster vekillik görevine geri döndü. Ayrıca, belediyede “güçlü adam” etkisi yaratacak bir İngiliz, sekreterlik görevine getirildi.
1939’un sonlarına doğru, seçimler askıya alınmak üzereydi; çünkü II. Dünya Savaşı’nın çıkması sonucu seçimler peşpeşe erteleniyordu. Sonuçta manda yönetimi son buluncaya kadar, askıya alındı. Al- Khalidi Kudüs Belediye Başkanı olarak altı yıl görev yaptı. O ve Auster arasındaki ilişkiler dengesizdi; diğer başkan vekili Hıristiyan Arap Yakup Farj’ın da başkanlık görevini yürütmek istemesiyle iyice gerildiler. İngilizler bunu kabul etmedi. Sonuçta, Khalidi seyahate gittiğinde Auster onun yerini aldı. Aynı konu 1944 yazında yeniden gündeme geldi. Khalidi tatildeyken vefat etti ve Auster belediye başkanlığını belirsiz bir süreliğine üstlendi.
1945’in başlarında, Yüksek Komiser Lord Gort Kudüs’teki durumu raporladı ve Auster’in belediye işlerini etkin ve diplomatik bir başarıyla yürüttüğünü belirtti. Ayrıca, bu hassas diplomasi her üç taraf için de önemliydi. İngilizler ona saygı gösterdi ve İngiliz İmparatorluğu Düzen Ödülü’ne layık görüldü. Bu ödül Yahudiler arasında popülerliğini arttırmadı. Yahudiler onu ılımlı, kibar ve mücadele konusunda yetersiz görüyorlardı. Araplar, kendi aralarından birini başkan olarak görmek istediklerini saklamıyorlardı ve hatta bir adayları bile vardı: Seychelles’teki sürgününü tamamlayan ve Kudüs’e dönen Hüseyin al- Khalidi.
İngilizler bu akıma katılmadılar. Mart 1945’te, belediye başkanlığı pozisyonu için rotasyon önerdiler. Yahudiler önce duraksadı; ama sonuçta öneriyi kabul ettiler. Araplar ise şiddetle karşı çıktılar. Hagana’nın başında olan Haaretz yazarı Moshe Sneh, “Bize uzatılmış eli reddetmedik. Bize uzatılan el bir vakumda sıkışık mı kalacak? Şimdi üçüncü taraf, İngilizler, bir teste tabi tutuluyorlar.” Sonuçta Arap temsilcilerin uyanmasıyla, meclisteki belediye toplantılarına katılmayı reddettiler ve Auster’i boykot ettiler; İngiliz yönetimi düzenli toplantıların 11 Temmuz 1945’te İngiliz memurlarından oluşan bir meclisle başlamasına karar verdi. Auster ve meclisin diğer üyeleri genelde etkinliklerden uzak tutuldular.

Auster Şehir Meclisine geri dönüyor
Bağımsızlık Savaşı çıkana ve İngiliz yönetimi dağılana dek durum böyle devam etti. Mandanın son aylarında, belediye meclisinin altı üyesi kendilerini “İbrani Belediye Meclisi” olarak ilan etti ve şehrin Yahudi bölgeleri üzerinde kontrolü sağlamaya çalıştı. Bu eşit birlikteliğin önderlerinden Auster’a belediye başkanlığı ünvanı verildi.
Ne var ki, görev tamamlanmamıştı; çünkü Yahudi Ulusal Enstitüleri’nin ayrı ayrı kurulması sonucu Dov Yosef tarafından bir “durum komitesi” kuruldu. Yahudi Kudüs’ün idaresi ağırlıklı olarak onun elindeydi. Auster’in aralarında Kudüs’teki Yahudiler’i temsil eden David Ben- Gurion ile görüşmeler de dahil olmak üzere bazı kararlara ve anlaşmalara katılmasına izin verilmişti. 14 Mayıs 1948’te Yişuv’un 37 liderinden biri olma onuruna erişti ve bağımsızlığın ilan edilmesinde imzasını attı. Onun imzası alfabetik sıraya göre, Ben- Gurion’dan sonra ilk sırada yer almaktadır. Ağustos 1948’in başlarında, geçici hükumet Dov Yosef’i Kudüs’ün askeri valiliğine atadı. Onun yanında önemli politik organizasyonlardan 27 üye ve temsilcilerden oluşan “askeri valilik meclis”i yer aldı. Auster ve belediye meclisinin diğer üyeleri, onların arasına katılmadı. Ocak 1948’de savaş sona erdiğinde, geçici hükümetin İçişleri Bakanı Yitzchak Gruenbaum, yeni bir belediyeler kanunu yayınladı, kanun Kudüs belediyesinin yeniden kurulmasını öngörüyordu. Daniel Auster, resmi olarak belediye başkanlığına atandı.
Bir hafta sonra büyük bir anlaşmazlık yaşandı. Kurucu Kongesi (İlk meclise dönüşen)’ndeki seçimlerde, kendi partisi olan Genel Siyonistler listesinde yer almayı başaramadı ve kendi listesini oluşturdu: “Kudüs uğruna”. Bu liste 842 oy topladı. Bu sayı tüm oyların yüzde birinin yarısından daha azdı. Takip eden iki yıl içinde atamasına sadık kalarak, belediye başkanlığını sürdürdü. Kasım 1950’deki ilk belediye seçimlerinde, dönemin Adalet Bakanı Pinchas Rosen tarafından kurulan küçük bir merkez parti, İlerici Parti’ye katıldı. Belediye seçimlerinde 21 koltuğun ikisini kazanan İlericiler, Mapai (günümüz İşçi Partisi’nin öncüsü) ve soldaki Genel Siyonistler Herut (günümüz Likud partisinin öncüsü) arasında koalisyonun kurucu kişileri olmayı umut ettiler. Auster’in belediye başkanlığı adaylığı için ortak kararlaştırılmış isim olması imkânsız bir düşünce değildi. Sonuçta koalisyon, Ulusal Dinci Parti temsilcisi Shlomo Zalman Shragai öncülüğünde oluşturuldu. Mapai ve İlericiler bunun bir parçası olmadı.
Auster, olanların kendisi için yettiğine karar verdi. Başkan olarak seçilen Shragai ile resmi görüşmesinde, belediyedeki 16 yıllık dönemi sonlandı ve duygusal sözlerle görevini devretti. İstifasını verdi ve belediyeyi bıraktı.
Takip eden 12 yıl içinde, avukatlık mesleğine geri döndü ve Birleşmiş Milletler İsrail Cemiyeti gibi çeşitli organizasyonlar ve enstitüler için çalıştı.  Ulusal Yahudi Sermayesi ve İbrani Üniversitesi’nde yönetim kuruluna üyelik yaptı ve İsrail’deki Tayland Onursal Konsolosu oldu. Belediye işleri ve ulusal politikadan kendisini uzak tuttu. Ocak 1963’te, 70 yaşında vefat etti.
Hayfa’daki Reali okulunda Auster’in öğrencisi olan gazeteci Uri Kesari, ölümün ardından Auster için, “Sakin bir avukat... kendisine spot ışıklarını ve trompetleri çekmesini bilmeyen alçakgönüllü bir adam. Eksikliği fazlasıyla olan bir erdem elde etti: yurttaş olabilmek.” Yazar Paul Auster’in bazı biyografilerine, kendisinin Daniel Auster’in yeğeninin oğlu olduğu yazmaktadır. Paul Auster’la ajansı aracıyla iletişime geçtik ve kendisi, onun uzak bir akrabası olduğunu doğruladı. Yazar ayrıca, 10 yıl önce Kudüs’te kaldığı sürede kendisi ile onun arasındaki akrabalık hakkında araştırma yaptığını ama bu konuda pek başarılı olamadığını da bizlere aktardı.

Haaretz, 15 Mayıs 2007
Çeviri: David OJALVO