Nelly BarokasFaşizme karşı bir alternatif olarak kurulan Cannes Film Festivali 60 yaşındaİlk Cannes Film Festivali, Venedik Festivali`nde Nazi propagandasının bir ürünü olan Leni Riefenstahl`nin “Olympia” filminin ödül almasına ideolojik bir tepki olarak düzenlenmişti
Cannes, günümüzde dünyanın en saygın film festivalleri arasında yer alıyor. 1 Eylül 1939da ilki gerçekleşen Cannes Film Festivali, Charles Laughton ile Maureen OHaranın oynadığı Hunchback of Notre Dame filminin gösteriminden hemen sonra 48 saat içinde kapanmak zorunda kalmıştı. Festivali takip etmek üzere gelen konukların hepsi ülkelerine geri dönmüştü.
Hitlerin Polonyayı işgal ettiği 3 Eylül günü, barışa bir perde çekildiği gibi, özgür dünya sinemasının faşizme alternatif olarak kurduğu Cannes Film Festivalinin de ışıkları söndü.
Cannes Film Festivali aslında Venedik Film Festivaline karşı ideolojik amaçlarla kurulmuştu. Çünkü 1938 yılında Venedik Festivalinin büyük ödülü, 1936 Olimpiyatlarını konu edinen ve Nazi propagandasının bir ürünü olan Leni Riefenstahlnin Olympia filmine verilmişti. Amerikalılar ve İngilizler tepkilerini, bir daha Venedik Film Festivaline katılmama kararını vererek ortaya koydular.
Venedik Festivali itibarını kaybedince, Fransada özgür dünya için örnek ve barışçıl bir festival kurulmasına karar verildi. Ama ne yazık ki 1939da gerçekleşen ilk festivalin ömrü sadece iki gün oldu.
II. Dünya Savaşı bitiminde, 21 ülkenin gönderdiği filmlerle ve mümkün olduğu kadar çok katılımcıyı mutlu etmek üzere dağıtılan 11 ödülle Cannes Film Festivali 1946da gerçekleşti. Bu filmlerin arasında David Leanın Brief Encounter, Roberto Rossellininin Roma, Open City vardı. O dönemdeki genellikle siyah- beyaz filmler altyazısız, genellikle politik, Soğuk Savaşla ilintili, dünyadaki özgürlük hareketlerine odaklanmış konuları içerirdi.
1950li yıllarda filmler genellikle barışçı, sömürgeciliğe karşı, Nazi temerküz kamplarını konu edinen filmlerdi. 1959da Alain Resnaisnin Hiroshima Mon Amouru ABD karşıtlığı ile bu eğilime karşı çıkıyordu.
1968 Fransa Mayıs öğrenci ve işçi hareketleri üzerine Jean Luc Godard ve François Truffaut festivale karşı bir tutum sergileyince, Terence Young, Monica Vitti ve Roman Polanski festival jürisinden ayrıldılar. Festival süresinden beş gün önce kapandı.
Bu süreçte uluslararası sorunlar festivali etkiledi; örneğin 1968de Sovyetler Birliğinin Çekoslovakyayı işgal etmesi üzerine The Firemens Ball filmi ile yarışmaya katılan Çek asıllı yönetmen Milos Forman Praga dönemedi, sinemacılık yaşamına Hollywoodda devam etti.
1981 yılında Polonya Dayanışma Hareketi, Komünist rejime karşı bayrak açınca Cannesda Altın Palmiye Man of Iron filmi ile Polonyalı yönetmen Andrzej Wajdanın oldu. Altın Palmiye Ödülünün o yıl Polonya Dayanışma Hareketine verildiği söylenebilir.
El Salvadorlu diplomat 40.000 Yahudiye vatandaşlık verdi
El Salvador hükümeti, Holokost süresince 40.000 Yahudiye ülkesine ait vatandaşlık belgeleri vererek yaşamlarını kurtaran eski diplomat Jose Arturo Castellanosu onurlandıracağını açıkladı
Bilindiği gibi Yad Vaşem Holokost Müzesi bugüne dek Yahudileri Nazilerden kurtaran Yahudi olmayan 21.758 kişiyi Uluslararası Dürüst payesi ile onurlandırdı. Bu ödülü alan pek az kişi, 1940lı yıllarda Cenevrede El Salvador Başkonsolosu olan Castellanos kadar çok sayıda Yahudinin yaşamını kurtardı.
Salvador gibi küçücük bir ülkenin temsilcisi olarak Jose Arturo Castellanos, Naziler tarafından kamplara götürülmelerini engellemek üzere Avrupa Yahudilerine vatandaşlık belgeleri vermişti.
El Salvador Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, iki yıl süren bir araştırma sonucunda Castellanosun Yahudileri kurtarma konusunda gösterdiği çabalara ilişkin kanıtlar ve belgeler elde ettiklerini açıkladı. Diplomat Castellanos, 1977 yılında ülkesinde 86 yaşında yaşama veda etti.
Kudüse üç günlük bir ziyarette bulunan Salvador Dışişleri Bakanı Francisco Lainez, diplomatla ilgili belgeleri incelenmek üzere Yad Vaşem Müzesi yetkililerine teslim etti.