Parlayan iki yildiz

Chelsea`nin oyuncuları Tal Ben Haim ve Ben Sahar 2007- 2008 sezonunda Chelsea formasını giyecekler… İşte bu oyuncuların hayat hikayeleri…Cem MENASE

Spor
9 Ocak 2008 Çarşamba
İnsanoğlu doğar, büyür ve ölür... Bu süreçte acı ve tatlı anlar yaşar… Profesyonellik de aynı yaşam gibidir…  Sırasıyla önce çırak, işçi, asistan ve patron olunur. Futbol jargonuyla konuşursak çırak, top toplayıcı, işçi PAF takım oyuncusu, asistan ise yedek olur… Tabi ki A takımda... Patron ise, artık ilk 11 oyuncusudur...
Bu sıralamayı lig kalitelerine göre de yapabiliriz. Türkiye Süper Ligi’ne asistan dersek patron, herkesin hemfikir olacağı Premier League’dir... Futbolcuların büyük patron olmak istedikleri yer… Her aslanın gönlünde bu lig yatar ancak orada sadece seçilmişler yer alır.
Premier League’deki tüm takımlar aynı ayarda mıdır? Özellikle Chelsea’yi, son yıllarda diğerlerinden ayırmak gerekir diye düşünüyorum. Bununla paralel olarak kadrosundaki yetenekleri… Chelsea’nin Birleşmiş Milletleri andıran kadrosunda şimdiden patronluğu hak eden iki tane de İsrailli futbolcu var: daha reşit bile olmayan Ben Sahar, ile 25 yaşındaki Tal Ben Haim.
Ben Sahar, gerçekten çok ilginç bir oyuncu… Daha tam olarak Chelsea taraftarları izleme şansı bulamasa da ismi genç yaşında kırdığı rekorlarla parladı. 10 Ağustos 1989 Holon doğumlu Ben Sahar, İsrail’in yetiştirdiği en büyük yıldızlardan biri olacak gibi görünüyor. Henüz 15 yaşında birkaç mevkii atlayıp patronluğa ulaşmış… Chelsea’ye gelmek ne de olsa her baba yiğidin harcı değil.
Ben Sahar, ilk olarak 16 yaş altı İsrail Milli takımıyla 2004’te İrlanda karşısında yaptığı şov ile Chelsea’nin dikkatini çekmişti.  Çok yetenekli ve hırslı olan Ben Sahar bu dönemde kafasına hedeflerini bir bir koymuştu. 21 yaş altı İsrail Milli takımı, A Milli takım derken bir anda bütün ilgiyi kendine çekti. Kulübü Tel Aviv’in teknik direktörü  Itzhak Shum onu kontratının başlama tarihindeki karışıklık nedeniyle A takıma çıkaramadı. Fakat bu onu hiç yıldırmadı. Hapoel’deki danışmanı onun için: “ O gerçekten Avrupa için çok uygun bir oyuncu. Çünkü başarmayı biliyor ve istisna nitelikte yetenekli bir isim. Çok hızlı. Her sezon 30- 40 gol atar, vurduğu topları göremezsiniz..” diyor.
Ben Sahar, annesi Batya sayesinde transfer olmadan önce Polonya vatandaşlığı alıp çalışma izni ile uğraşmaktan kurtuluyordu. Chelsea için yeni bir sayfa açmaya hiçbir engeli kalmamıştı. 2006 Mayısı’nda iki aylık deneme için 320 bin Avro karşılığında Stanford Bridge’le tanışmaya geldi. O zamandan beri hala kadroda ve hala İngiliz devinin yedek kulübesinde görev almak için bekliyor. Sahar ilk olarak 6 Ocak 2007’de İngiliz kupası FA Cup’ta Macclesfield Town karşısında forma giydi. Onun için dünyanın durduğu, kalbinin yerinden çıkarcasına attığı an 76. dakikada Kalou’nun yerine oyuna girdiği andı. Bir de Premier League başlangıcı olacaktı tabi.. Patron lige başlangıç bir hafta sonra 13 Ocak’ta oldu. Wigan Athletic rakip, o da Chealsea’nin patlamaya hazır bombasıydı. Robben 82. dakikada yerini Ben Sahar’a bırakırken herkesin gözleri yavaş yavaş bu duruma alışmaya başlamıştı. Genç yeteneğimiz 21 yaş altı İsrail takımındaki ilk maçında da golle buluşuyordu. Fransa ile oynanan maç rakip takımın sahasında 1- 1 sonuçlanıyordu. Rövanşta ise İsrail dünyayı şok ederek Fransızları eliyordu.
Gelelim Sahar’ın erişilmesi güç görünen rekorlarına… Bu çocuk İsrail A Milli takımında daha 17 buçuk yaşında oynayan ilk oyuncu... Daha üçüncü maçında Estonya karşısında attığı gol ise onu İsrail Milli takımında gol atmış en genç oyuncu yaptı. Bu rekorlar hala onda… Pek kırılacağı da yok gibi...
Yalnız bu genç yaşın bir de gerektirdiği şart var; Askerlik… Söylentilere göre Ben Sahar Londra’da bir iş bulup Chelsea için oynamaya devam edeceğini söylüyor. Aksi takdirde bu yıldızı üç sene göremeyeceğiz.
Genç yetenekten Ben Haim adlı tecrübeye geçiyoruz. 31 Mart 1982 Rishon LeZion doğumlu Tal Ben Haim, orta sahada defansif rolüyle dikkat çekiyor. Ben Haim 1998’de yedek bulunsun diye Maccabi Tel Aviv’e alındı. Biraz zaman geçince ilk 11’e yükseldi. 2002/03 sezonunda ise şampiyonluğun baş mimarı oydu.
2004 yazında iki haftalık deneme için Bolton Wanderers’ın yolunu tuttu. Kendini kanıtlayınca Sam Allardyce onu 150 bin Avro karşılığında üç  yıllığına kendi takımına aldı. Haim’in Premier League’in acımasızlığına dayanamayacağını düşünen Allardyce ona zaman vermeyi tercih etti. Fakat  Ben Haim vatandaşı, ünlü Eyal Berkovic kadar büyük bir etki yaptı Premier League’e.
Reebok Stadium’da ilk sezonunda 27 kez forma giydi ve ilk golünü Tottenham’a attı. Onun mücadelesini tek engelleyen Wayne Rooney ile yaşadığı çatışmaydı. Gerçekten çok acı zamanlar geçiren Ben Haim lig maçında Rooney ile çatışması yüzünden hızlı bir şekilde aşağı çekildi. Acımasızca eleştirildi ve futbol federasyonunun adaletsiz yönetimiyle suçlandı. Bir zaman sonra ise yeniden temize çıktı.
20 Ekim 2005’te Beşiktaş’a karşı oynan UEFA maçında kaptan çıktı sahaya. Bizim de çok yakından tanıdığımız, Bolton’un rutin kaptanı Jay Jay Okocha Haim’i övmekten yere göğe koyamadı. Bu zamandan sonra Ben Haim’in etkili defansif özellikleri diğer kulüplerin ilgisini çekmeye başladı. Bunların arasında, West Ham United, Tottenham ve Chelsea vardı. Chelsea, bu kulüplerin kat kat üstünde olduğundan öncelik ondaydı. 2007’nin Ocak ayında  transfer etmek istediklerini, yalnız anlaşamadıklarını açıkladılar. 2006/07 sezonunun sonunda kontratının dolması ve Chelsea’nin Ben Haim’e talip olması oyuncunun bu takıma gideceği şüphelerini fazlasıyla yoğunlaştırdı.
Diğer yandan New Castle da, Haim’i listesine eklerken Sam Allardyce eski öğrencisine teklif yapmak için hazır olduğunu itiraf etti. Fakat başta kendisine inanmayan halini Haim unutmamıştı. Ok yaydan çıkmıştı bir kere. Gideceği varsa da New Castle’a gitmedi...
14 Haziran 2007’de Chelsea Haim’i resmen renklerine bağladığını açıkladı. Ben Haim, 13 milyon Pound karşılığında dört yıllık imza attı. Sadece Jewish Telegraph’a yaptığı açıklamada “Dünyanın en büyük kulüplerinden birine geldiğim için çok mutluyum. Yeni  hedeflere ihtiyacım vardı. Jose Mourinho’nun öngördüğü her yerde oynarım. Şimdi, oynayacağım Şampiyonlar Ligi’ne bakıyorum.“ diye konuştu.
2006 Dünya kupasında David Trézéguet’ye adım attırmayan savunması ve David’in sinirlenip vurması, bunun üstüne de kırmızı kartla atılması akıllarda kalan en net andı. Belki de Tal Ben Haim’in İbranice kelime anlamı bu yüzden “Hayatın erdemine sahip” demektir…