Yahudi Dünyasindan...

53 yaşındaki Moshe Kantor, Avrupa’nın 40 Yahudi Cemaati’nin 87 temsilcisinin katılımı ile gerçekleşen oylamada 55 oy toplayarak EJC başkanlığına seçildi. Her ülkenin oy sayısı o ülkedeki Yahudi nüfusu ile doğru orantılı; örneğin Fransa’nın 13, Rusya’nın 7, İngiltere’nin 6, Ukrayna’nın 3, Almanya’nın 3 oy kullanma hakkı var.
Bu seçimle, ilk kez Doğu Avrupalı bir aday bu göreve gelmiş oluyor. Daha önceki EJC başkanları Fransa, Almanya, İngiltere ve İtalya gibi ülkelerden seçilmişti.
Aynı zamanda European Jewish Fund’un başkanı olan Kantor’un EJC’nin önceliklerini değiştireceği ve Avrupa Yahudi Cemaatleri arasında birliği sağlayacağı öngörülüyor.
EJC Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada yeni başkan, “Avrupa Yahudiliğinin bu kritik döneminde büyük bir sorumluluk gerektiren bu göreve seçilmekten onur duymaktayım. Başkan yardımcılarından oluşan ekibimle EJC’yi, Avrupa’da Yahudi yaşamını yeşertecek nitelikte güçlü bir konuma getireceğiz” dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakınlığı bazı delegeler tarafından sorgulanan Moshe Kantor, Avrupa Yahudiliğinin asimilasyon, din değiştirme, antisemitizm gibi birçok tehlike ile karşı karşıya olduğunu belirterek şöyle söyledi:
“Ama oyun henüz kaybedilmiş değil, çünkü Avrupa Yahudiliğine derin inancım var. Hep birlikte, sistematik olarak ve profesyonel bir şekilde sorunların üstesinden geleceğiz. Avrupa ve İsrail Yahudilerinin güvenliğinin tehlikede olmasına asla izin vermeyeceğim.”
Moshe Kantor’un hedefi, EJC başkanlığını “one man show” olmaktan uzaklaştırarak, kuracağı başkan yardımcıları ekibiyle faaliyet göstermek.
Brüksel’de gerçekleşen Genel Kurul toplantısına katılan ve geçtiğimiz ay Dünya Yahudi Kongresi (WJC-  World Jewish Congress) başkanlığına seçilen Ronald Lauder, konuşmasında bu seçimin Avrupa’nın batısı ile doğusu arasında bir seçim olmadığını vurgulayarak, “Yükselen antisemitizm tehlikesi karşısında şimdi birleşme zamanıdır. Bu tehlikeye karşı savaşmak için yeterince kalabalığız, kendi bünyemizde çatışmalara yer yok” dedi.

Başarılı bir yaşam grafiği
Girişimci bir sanayici ve yardımsever bir kişi olan EJC yeni Başkanı Moshe Kantor, aynı zamanda World Holocaust Forum Fondation’ın başkanlığını yapıyor. Moskova’da doğan Kantor, Tel Aviv Üniversitesi tarafından onursal doktorluk sıfatına layık görüldü. Kızıl Ordu’da hizmet vermiş bir askerin oğlu olan EJC başkanı, ailesinin büyük kısmını Holokost’ta yitirdi. 30 kadar bilimsel çalışma ve icat sahibi olan, ayrıca ülkenin en verimli şirketi Acron Holding’in başkanlığını yapan Kantor, Rusya üretim sektörünün en saygın kişileri arasında yer alıyor.
Rusya ve Avrupa’da özellikle Yahudi Diasporası’nı ilgilendiren konulara yoğunlaşan Moshe Kantor, Rusya’da Veliky Novgorod’da ve Cenevre’de sinagogların ve Yahudi kültür merkezlerinin açılmasında yardımcı oldu.
Seçim kampanyası sırasında, “Doğu Avrupa Yahudiliği, bazı Batı Avrupa cemaatlerinin gölgesi konumunda olmak istemiyor. Onlar saygı görmek ve seslerini duyurmak istiyorlar” diyen Kantor’un kurduğu World Holocaust Forum Fondation, Auschwitz- Birkenau kamplarının kurtarılmasının 60. yılı olan 2005’te Krakow’da “Let My People Live” adlı uluslararası bir forum düzenlemişti.
Bir yıl kadar sonra Ukrayna’nın Kiev kentinde düzenlenen ikinci bir forum ile Babi Yar katliamı 65. yılında anılmış, foruma Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yushchenko da katılmıştı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile sıkı işbirliği içinde olmasının nedeni kendisine sorulduğunda Moshe Kantor; “O benimle birlikte olduğunu söylemiyor” yanıtını vermekte.
Moskova, Cenevre ve İsrail’in Herzliya kentinde yaşayan Moshe Kantor, evli ve iki çocuk sahibi.

Anne Frank’ın yakınları müzeye 25.000 belge verdi
“Anne Frank’ın Günlüğü”nün yayınlanmasının 60. yılı vesilesi ile aile yakınlarının müzeye bağışladığı yeni belgeler sayesinde genç kız hakkında daha geniş bilgiye sahip olunacağı ifade edildi
Anne Frank’ın kuzeni 82 yaşındaki Bernhard- Buddy Elias elindeki belge, fotoğraf ve mektupları geçtiğimiz günlerde Anne Frank’ın Evi’ne teslim edene dek onlarca yıl İsviçre’deki evinin çatı arasında sakladı.
Elias’ın bağışladığı belgeler arasında Otto Frank’ın 1945’te İsviçre’de yaşayan annesine, kızları Anne ile Margo ve eşi Edith’in Nazi ölüm kamplarında öldüklerini bildirdiği mektup, Otto’nun günlükten bazı alıntıları göndermesi üzerine annesinin verdiği yanıt, Frank Ailesi’nin 1890’da Frankfurt kentinde çekilmiş fotoğrafları bulunuyor.
Bernhard- Buddy Elias’ın bağışları ile Amsterdam’daki Anne Frank Evi, aile hakkında tüm tarihi kanıtları bünyesinde toplamış oluyor.
Anne Frank Evi Müdürü Hans Westra’ya bağışladığı arşivin dökümünü teslim ederken Bernhard-  Buddy Elias, “Bu benim için çok önemli bir an” sözleri ile duygularını ifade etti.
Arşiv, Frank Ailesi ile diğer dört Yahudi’nin birlikte gizlendikleri evde geçirdikleri 25 aylık süreç hakkında yeni bilgiler içeriyor. Ailenin gizlenmesine yardımcı olan İsviçreli Johannes Kleiman’ın 1942’de gönderdiği mektuplar da arşivde yer alıyor. Arşivin en önemli özelliklerinden biri ailenin kültürel altyapısını ve Anne’ın yazın yeteneğini açıkça ortaya koyması. Arşiv uzmanı Peter Toebak; “Frank Ailesi dört lisan konuşuyordu. Sanat ve tiyatro ile yakından ilgileniyordu. Bir konser veya tiyatro izledikten sonra yorumlarını kaleme alıyorlardı. Bunları Elias’ın bağışladığı mektuplardan anlıyoruz” demekte.
Otto Frank, Frankfurt’un zengin bir ailesinin oğluydu. Arşiv 1909’da ölen banker baba Michael Frank’a Kaiser tarafından gönderilmiş bir davetiye içeriyor.
Otto Frank ve erkek kardeşi I. Dünya Savaşı’nda Alman Ordusu’nda görev yaptılar. Nazilerin Yahudilerin haklarını kısıtlamaya başlaması ile aile İngiltere, Hollanda ve İsviçre’ye dağıldı. Bernhard- Buddy Elias, Otto Frank’ın büyükanne Alice ile Basel’de yaşayan en küçük kız kardeşi Leni’nin oğludur.
Anne Frank ve ailesi 1944’ün Ağustos ayında tutuklandılar. Tutuklanmalarından birkaç saat sonra babasının yanında çalışan Miep Gies, Anne’ın günlüğü ve notlarını bulup sakladı, savaştan sonra geri dönen Otto’ya teslim etti.
Anne 1945’in Mart ayında Bergen- Belsen Kampı’nda tifüsten öldüğünde 15 yaşındaydı. Ölümünden iki hafta sonra kamp müttefikler tarafından kurtarıldı.
Otto 25 Haziran 1947’de kızının notlarını yayınladı, “Het Achterhuis” ve “The Annex” adı altında günlükten 3000 adet bastı. 1952’de günlük “Bir Genç Kızın Günlüğü” adıyla Almanca, Fransızca ve İngilizceye tercüme edildi. Daha ileriki yıllarda 65 dile çevrilerek “Anne Frank’ın Günlüğü” adıyla yayınlanmaya devam etti.