Devletin Zirvesi, 500. Yil Vakfi Başkani

16 Ağustos Perşembe günü Çankaya Köşkü`nde düzenlenen törende Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, uluslararası alanda Türkiye`ye sağladığı katkılar nedeniyle Jak Kamhi`yi “Devlet Üstün Hizmet Madalyası” ile taltif etti. Cumhurbaşkanı Sezer, Kamhi`nin yurtseverliği ve çalışkanlığı ile ulusumuzun övg&

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
16 Ağustos Perşembe günü, Çankaya Köşkü’nde düzenlenen, Jak V.Kamhi’ye ‘Devlet Üstün Hizmet Madalyası Tevcihi Töreni’nde kendimi gerçekten bir rüyada hissettim ve ertesi günü uyandığımda gördüklerimi hatırlamamaktan korktum.
İnanılması güç bir rüya... Tören sonrasında ülkem ve mensubu olduğum cemaatim adına minnet duygularımı Sayın Jak Kamhi’ye ilettiğimde ‘sadece yapılması gerekeni yaptım’ dercesine gülümsedi ve “yaşamım boyunca Türkiye’ye hizmet zihniyetimi sürdürdüm” dedi.
Jak Kamhi’yi, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, Türk ulusu adına madalya ile onurlandırması tabi ki Türkiye’ye gönülden bağlı Yahudi toplumu için Cumhuriyet tarihinin en övgü duyulacak ve anılarda yer edecek olaylarından en önemlisidir.

Devletin Zirvesi oradaydı

Töreni, yaklaşık iki yüz kadar seçkin bir davetli topluluğu izledi. Devletin zirvesini Çankaya Köşkü’nde bir arada görmek gerçekten etkileyiciydi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve eşi Semra Sezer, Meclis Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Jak Kamhi’nin eşi Tüli Kamhi davetin göze çarpan simalarıydı.
Türk Musevi Cemaati başta Hahambaşı Rav İsak Haleva ve eşi Recina Haleva, Cemaat Başkanı Silvyo Ovadya ve eşi Lika Ovadya, geçmiş dönem Cemaat Başkanı Av.Rıfat Saban ve eşi Doli Saban, Başkan Vekili Sami Herman ve eşi Süzet Herman’ın da yer aldığı yirmi kişilik bir davetli topluluğu ile törene katıldı.
Türk basını ve medyasından Oktay Ekşi, Enis Berberoğlu, Ali Kırca, Fikret Bila, Murat Yetkin gözüme ilişen simalardan sadece birkaçıydı.
İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan törende önce Jak Kamhi’ye ‘Devlet Üstün Hizmet Madalyası’nın tevcihi konusundaki gerekçe açıklandı ve  dışişleri bakanının önerisi, Bakanlar Kurulu’nun onayı ve Cumhurbaşkanı’nın tevcihi ile yurt içinde veya dışında herhangi bir alanda feragat, fedakârlık ve çabasıyla yaptığı çalışmalarda ülke veya dünya çapında üstün başarı göstererek, devletin yücelmesine ve milli menfaatlere önemli katkıda bulunan Türk vatandaşlarına söz konusu madalyanın verilebileceği belirtildi.
Bu bağlamda Jak Kamhi’nin, başta ABD olmak üzere uluslararası üyesi bulunduğu birçok vakıf ve dernek içinde gösterdiği etkin çabaların Türk Ulusu’nun diğer uluslarla ekonomik, toplumsal ve kültürel yakınlaşmasına değerli katkıları olduğu ifade edildi.
 İlk konuşmayı yapan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer; “ Ülkemizin saygın işadamlarından Sayın Jak Kamhi’ye Devlet Üstün Hizmet Madalyası’nı tevcih etmekten mutluluk duyuyorum.(…) 1995 yılının ‘Dünya Hoşgörü Yılı’ olarak seçilmesinin sağlanmasında Sayın Kamhi’nin ve 500. Yıl Vakfı’nın çalışmaları etkili olmuştur. Sayın Kamhi’nin değerli çabalarıyla kurulan 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi, insanlarımızın yüzyıllardır sürdürdüğü kardeşliği belgelemektedir. Atatürkçü düşünceye içtenlikle bağlı Sayın Kamhi, başkanlığını uzun yıllar sürdürdüğü İktisadi Kalkınma Vakfı aracılığı ve kişisel çabalarıyla, Atatürk’ün Türk Ulusu’na hedef gösterdiği kalkınma ve çağdaşlaşma yolunda önemli bir aşama olan Avrupa Birliği yönelimine güçlü destek sağlamıştır. (…) Sayın Jak Kamhi bu yurtseverliği ve çalışkanlığı ile ulusumuzun övgüsünü kazanmıştır. Birazdan tevcih edeceğimiz Devlet Üstün Hizmet Madalyası, Sayın Jak Kamhi’ye ulusumuzun şükran duygularının bir anlatımıdır” dedi.

“Ne Mutlu Türküm Diyene”

Cumhurbaşkanı tarafından madalyanın takılmasından sonra söz alan Jak Kamhi; “Ülkesine hizmet etmek her yurttaşın görevidir ve bazen bunu yapabilmek önünüze açılacak fırsatlara bağlıdır” dedi ve 1974 senesinde Ecevit’in Kıbrıs’a gerçekleştirdiği müdahalenin sebeplerini yurt dışında açıklamak için görevlendirilen özel sektör delegasyonunda kendisine yer verilmesi ile böyle bir imkanın açılmış olduğunu belirtti.
Ayrıca Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk’ün ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ ilkesi doğrultusunda ABD, İsrail ve AB’de çaba sarf ettiğini ve hizmet verdiği süre boyunca Türkiye’nin tüm saygıdeğer cumhurbaşkanları, başbakanları ve dışişleri bakanlarının desteklerine nail olduğunu ifade etti.
Kamhi, Musevi Cemaati’nin Türk toplumu ile huzur içinde bir arada geçirdiği 500 yılı kutlamak amacıyla kurulan 500. Yıl Vakfı’nın bu çalışmalarındaki en etkili araçlardan birini oluşturduğunu ve aynı doğrultuda Türkiye İktisadi Kalkınma Vakfı başkanlığı ile on iki yıl hizmet verdiği Avrupa Sanayicileri Yuvarlak Masa üyeliğinin Türkiye’ye yurtdışında hizmet etme olanağını sağladığına ve tüm AB başkanları, başbakanları ve siyasi liderleri ile bir araya gelme fırsatı verdiğine değindi.

Jak Kamhi’yi onurlandırdı
Konuşmasını yaparken oldukça heyecanlı görünen Jak Kamhi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatırlatmak isterim, Türkiye’mizin AB ile müzakerelerin başlatılmasına karar verilecek Brüksel Zirve Toplantısı’ndan önce Zat- ı alinizin tavsiye mektubu ile Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ı bu konuda ülkemizi desteklemesi amacıyla ziyaret etmiştim ve sayenizde bu başarıldı. Daha öncesinde de Türkiye’mizin AB’ye seçilebilirliliğine karar verecek olan Helsinki Zirvesi sırasında, bu sefer Sayın Chirac’ı ziyarete giderken yanımda Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel’in tavsiye mektubu vardı ve yine amaçlarımızı gerçekleştirmeyi başarmıştık.
Bu dönem zarfında tüm Türkiye hahambaşılarının çok kıymetli desteklerine nail oldum; cemaatimiz ve liderleri her zaman, değerli uğraşları ve fedakarca çabalarını benimki ile birleştirdiler. Bize karşı düşmanlık besleyen bazı aşırı odakların ürettikleri sorunların üstesinden gelmede İsrail Devleti de bizi daima destekledi. Başbakan Menahem Begin’in döneminden bugüne kadar İsrail devlet başkanları ve başbakanları Türkiye’ye anlamlı ve tutarlı destek verdiler. Özellikle Devlet Başkanı Şimon Peres ve Başbakan Ehud Olmert’in daimi destekleri çok faydalı olmuştur.
ABD’deki değerli dostlarım sayesinde Gerald Ford’dan bu yana bazı ABD başkanlarıyla tanışma imkanım oldu. Benim rolüm ve danışmanlığımın gerçek ve nesnel doğası üzerinde varılan anlayış temelinde Senatör Joseph Liberman, Kongre Üyesi Tom Lantos, Steve Solarz ve pek çok ABD senatörü ve Kongre üyesiyle yakın ve dostane ilişkiler geliştirmeyi başardım.(…)
Erez Projesi Türkiye’nin Ortadoğu’da ekonomik güç ve paylaşılan refah dolayısıyla barışı tesis etme vizyonunu simgelemektedir. Bu proje İsrail, Filistin Yönetimi, ABD ve G8 ülkeleri ile mutabakat halinde Türkiye tarafından başlatılmıştır. Hükümetimiz, TOBB Başkanı Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu ve Türk-  İsrail İş Konseyi Başkanı Emekli Büyükelçi Sayın Ekrem Güvendiren Türkiye’ye uluslar arası toplulukta haklı bir saygınlık ve şeref kazandıran uğraşlarını sürdürmektedirler.
Bugün layık görüldüğüm bu değerli ödülün büyük bir kısmını başarımda önemli rolü olan tüm bu kişi ve kuruluşlara borçluyum. Başta Zat- ı aliniz Sayın Cumhurbaşkanım olmak üzere, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, beni bu ödüle teklif eden Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanımız Sayın Abdullah Gül’e ve bugün bu olayı kutlamak için hazır bulunan tüm zevata en derin şükranlarımı sunarım.
Üç oğlumun da kariyerlerini ve çabalarını aynı Türkiye’ye hizmet zihniyeti ile sürdürmekte olmaları bana gurur veriyor. Elektronik mühendisi olan büyük oğlum Hayati Kamhi Türkiye’de bu alandaki yeni teknolojilerin başarı ile öncülüğünü yapmıştır. Cefi Kamhi Türkiye Genç İşadamları Derneği kurmuş ve Sayın Tansu Çiller’in başbakanlığı döneminde milletvekili olarak Türkiye’nin dış ilişkilerine anlamlı katkı sağlamıştır. Yine elektronik mühendisi olan küçük oğlum Kerim Kamhi ise ülkesine hizmet mantığı ile, yeni alanlarda öncü işlere imza atmaktadır.
Son olarak sevgili eşime sonsuz şükranlarımı sunmak isterim, kararlı desteği, sağduyusu ve yüreklendirmesi olmasaydı bu işlerden hiçbirini başaramazdım, bu ödülün büyük kısmını onunla paylaşıyorum, teşekkür ederim.”
Jak Kamhi konuşmasını, Atatürk’ün, “Ne mutlu Türküm diyene” sözü ile tamamladı ve ayakta alkışlandı. Tören, Rüya Taner’in piyano dinletisinin ardından verilen resepsiyon ile tamamlandı.
O gün, Başbakan Erdoğan’ın Bakanlar Kurulu listesini Cumhurbaşkanı Sezer’e sunduğu, Genelkurmay Başkanı’nın istifasına ilişkin çıkan asılsız söylentileri resepsiyon sırasında doğrulamadığı, Türkiye siyasi gündeminin oldukça hareketli saatlerinin yaşandığı bir gün olduğundan, devletin üst düzey yetkilileri gazetecilerin yoğun sorularına muhatap oldular.
Resepsiyon sırasında Jak Kamhi tebrikleri kabul etmeye devam ederken, Türk Musevi Cemaati mensupları da Devletin Zirvesi ile tanışmak, birlikte fotoğraf çektirmek ve ayaküstü sohbet etmek olanağını buldular.
Şalom Gazetesi’ni temsilen, bu tarihi günde Çankaya Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde konuk olmaktan gurur duydum. Türkiye’ye yaptığı hizmetlerden dolayı ve örnek bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Sayın Jak Kamhi’ye daha uzun yıllar ülkesine hizmet etmesi dilekleriyle şükranlarımı sunuyorum.