ADL`nin (Anti Defamation League) yaptiği açiklamaya karşi te

İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile Filistin Özerk Yönetimi Lideri Mahmud Abbas salı günü Kudüs`te bir araya gelerek Ortadoğu barışı konusunda planlanan zirvenin detaylarını görüştü

Kavram
9 Ocak 2008 Çarşamba
Dışişleri'den ADL'ye yanıt
Dışişleri Bakanlığı, ABD'de yerleşik Yahudi kuruluşlarından Anti Defamation League (ADL) adına yapılan açıklamada geçen ifadelerin, tarihi ve hukuki temelden yoksun olduğunu açıkladı.
Dışişleri Bakanlığı, ABD'de yerleşik Yahudi kuruluşlarından Anti Defamation League (ADL) adına yapılan açıklamada geçen ifadelerin, tarihi ve hukuki temelden yoksun olduğunu açıkladı.

Türk Yahudileri ADL’in açıklamasını paylaşmıyor
Türk Musevi Cemaati yönetiminden yapılan açıklama şöyle:
“Amerika’daki önemli sivil toplum örgütlerinden Anti Defamation League’in 1915 olaylarına ilişkili olarak söyleminde meydana gelen değişikliği Türk Musevi Cemaati olarak üzüntü ile öğrenmiş bulunuyoruz.
Yıllardan beri Türk Devleti’ne özellikle ABD’deki lobi faaliyetlerinde önemli destek veren ABD’nin önde gelen Yahudi kuruluşlarından ADL Ulusal Direktörü Abraham Foxman, dün yaptığı basın açıklamasında yıllardan beri savundukları 1915 olaylarının “soykırım olmadığı” na dair görüşlerini gözden geçirdiklerini açıkladı.
Geçtiğimiz haftalarda ABD kamuoyunda konu ile ilgili meydana gelen gelişmeleri ve bazı Yahudi kuruluşları arasında fikir ayrılıklarına neden olan ani görüş değişikliğini anlamakta güçlük çekiyoruz. Bu söylem değişikliğine rağmen, ABD’deki Yahudi kuruluşlarının 1915 olaylarına ilişkin Ermeni tezi ile ilgili 106 numaralı tasarıyı Türkler ile Ermeniler arasında arzu edilen uzlaşmaya hizmet etmeyeceği görüşü ile desteklememeyi sürdüreceklerini ifade ettiler.
Henüz yerel internet sitelerinde yer alan ve “Yahudiler” diye başlayan haberlerin kamuoyu için yanıltıcı olabileceğini ve bu görüşün sadece Amerika Yahudilerinin “ilgili kuruluşları”nın fikrini yansıttığını önemle belirtmek isteriz.
Türkiye’nin, konunun tüm ilgili tarafların arşivlerinin açılarak akademik düzeyde tartışılması gerektiği ve parlamentoların tarihi gerçekleri “oylayarak tespit etme” yeri olmadığı hususlarındaki tezlerini geçmişte de olduğu gibi desteklediğimizi ifade ederiz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin menfaat ve tezlerinin savunulmasında Türk Musevi Cemaati yönetimi ve mensuplarının yıllardan beri göstermeye çalıştığı çabalar devlet kurumlarımızca bilinmektedir ve bu çalışmalarımız süregelecektir.’’

Jak Kamhi’nin ADL Başkanı
Abraham Foxman’a yazdığı mektuptan:
 
“...ADL’nin böylesine hassas ve kırılgan bir konuda, tek taraflı bakan, dikkatsizce ve bilgisizce hazırlanmış bir açıklamayı yapmasındaki mantığı ve neden böyle özel bir zamanın seçildiğini anlayamıyorum.
İnsanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşın ardından yıkılan Osmanlı İmpartorluğu’nun bu köşesinde katliamlar ve gaddarlıkların yaşanmış olduğundan şüphe yoktur. Bunlar trajiktir ve bütün kurbanların tarihinde unutulmaz bir parçayı oluşturur. Kurbanların içinde Hıristiyan Ermeniler, Müslümanlar, Müslüman olmayan Türkler, Kürtler ve İmparatorluk topraklarında yüzyıllarca birlikte barış içinde yaşamış sayısız etnik ve dini gruplar vardır.
Bu trajedi Osmanlı Devleti’nin çöküşünü hızlandırmak için asi grupları kışkırtan, yüreklendiren ve silahlandıran güçlerin de tarihinin bir parçasıdır. Ayrıca Osmanlı, Avrupa’dan kovulan ya da uzaklaştırılan Yahudilere yüzyıllar boyunca kucak açmıştır ki, bunu hatırlamak ADL’nin bir görevidir.
Rusya, Fransa, Büyük Britanya, milliyetçi Ermeni gruplar ve çeteleri cesaretlendirmiş, onlara silah ve maddi destek vermiştir. Aynı dönemde Kürtlerin Ermenilere, Ermenilerin de Müslüman Türklere karşı katilamları vardır. ADL bu tarihi gerçeklerden habersiz midir?”...
“...ADL, Yahudilere uygulanan tartışılmaz soykırımla 1915 olayları arasındaki bu yanlış karşılaştırmayı kabul ederek, soykırım kurbanlarının anısına karşı tarifi mümkün olmayan bir haksızlık yapmış, hem de merhamet ve birlikte yaşama geleneğiyle yüzyıllardır dünyanın geri kalanına örnek olmuş Türk halkının hasasiyetlerini ve onurunu incitmiştir...”
“...Şu açıktır ki ADL’nin yaptığı açıklama derecesi farklı olsa da aynı etkiyi yaratmaktadır. Bu açıklama Türkiye’de Ermeni kardeşlerimizle birlikte sorunun önyargısız bir şekilde çözülmesi için gösterdiğimiz çabalarar zarar veriyor.
ADL, Yahudi Soykırımı kurbanlarına, halkıma, hükümetime ve iki ülke arasındaki gereksiz zorlukların ortadan kaldırılması için çabalayan insanlara büyük bir haksızlık yaptığını anlamalıdır. Bu talihsiz durumu düzeltmek için elinizden geleni yapacağınıza inanıyorum”...