Coya DELEVİYahudi Takvimi`nin ilk ayı olan Tişri, neş`e, ve bir dizi kutlamanın yanı sıra, af dileme, dua ve pişmanlık sürecidir de...Roş Aşana, Yom Kipur, Sukkot ve onu noktalayan Simhat- Tora...Büyük Yahudi Bilge Moşe Ben Maymon`un ( Maimonides 1135- 1240) bir sözü vardır: “...Bu süreçte insanımız yarı masum, yarı günahkar (suçl
Derleyen: Niso TİZA
Her şeyi düzeltebilirmişiz gibi geliyor değil mi? Bütün küslükleri bir gün bitirebilir, bütün gönülleri şak diye alabilir, bütün ertelenmiş dostlukları bir gün Hadi deyip gerçekleştirebiliyoruz sanıyoruz değil mi?
Nasılsa daha zaman var... Nasılsa daha bir ömür yaşayacağız... Nasılsa dünya küçük... Nasılsa bir yerlerde karşılaşırız... Oluru varsa tesadüfler yaratır zaten öyle değil mi? Nedir ki acelemiz? Derken... Ölüm giriverir araya. Bütün planlar bozuluverir... Barışmadan, dost olamadan gidiverir o... Şöyle bir baka karsın... Neden daha önce gidemedim ona da şu gönlümü al da dost olalım artık demedim dersin. Birden fark edersin ki... Meğer o kadar zaman yokmuş. Sanki bir ömür daha yaşayacakmışız... Meğer yolun sonuna gelmişiz... Ertelemek... Ah ne feci bir şey. Bu gün değil yarın... Yarın değil öbür gün... bu ay değil öbür ay... Sonraki bayram... Belki seneye... Doğru değilmiş, yapmamak gerekmiş... Bu gün bir kez daha öğrendim ki, biriyle dost olmak istiyorsan hemen olmak gerekiyormuş... Acele etmek gerekiyormuş. Hiç vakit kaybetmemek gerekiyormuş...
Kalbini kıran özür dilemiyorsa dilemesin. Sen istiyorsan dostluğun devam etmesini, o zaman git ona... Konuş onunla... Zaman hızla akıp gidiyor... Bir geri sayım var... Kalan zamanı bizim görmediğimiz bir geri sayım... tık tık akıp gidiyor...
Çok fazla işimize kaptırıyoruz kendimizi... Çok fazla kendimize kaptırıyoruz kendimizi... Çok fazla endişemiz, korkumuz var. Çok fazla gururumuzun esiri oluyoruz. Çok fazla Aslalarımız, çok fazla Hiçlerimiz ve çok fazla Kattiyenlerimiz var. Çok fazla düşünce okumaya çalışıyoruz... Çok fazla tükürdüğümüzü yalayalım mı yalamıyalım mı hesabı yapıyoruz... Çok fazla vazgeçiyoruz... Çok fazla düşünce okumaya çalışıyor, çok fazla vazgeçiyoruz... Çok fazla düşünce okumaya çalışıyoruz... Çok fazla sinirleniyor, çok fazla kin bağlıyoruz. Çok çok çok fazla... Her şeyden çok fazlamız var... Safrayı o kadar basmışız ki gemi hiç hareket etmiyor artık... Gidemiyor... Duruyor öyle orta yerde maalesef... Doğru mu yalan mı bunların hepsi; kim biliyor ki... O yüzden... Acele etmeli... Ölüm var... Yakında veya uzakta. Ama var işte...
Yom Kipur kapıdayken acele etmeli!...