Hani görüp de gökyüzünü, insanı, oltadan son anda kurtulanlar. Ne çare balıkçının parmakları hoyratça kavradı onu. Küçük balık anladı yolun sonunun geldiğini. Koca denizlere sığmazdı yüreği, oysa şimdi yüzerken küçücük yeşil leğende cansız uzanıvermiş dostlarına değiyordu minik yüreği. İnsanlar gelip geçtiler önünden.Bir kedi yalanarak baktı gözünün içine.Yavaşça karardı dünya, başı da dönüyordu. Son bir kez düşündü derin maviyi, beyaz mercanı, bir de yeşil yosunu. İşte tam o sırada eğilip aldım onu, yürüdüm deniz kenarına. Bir öpücük kondurdum başına. İki damla gözyaşından ibaret, sade bir törenle saldım denizin sularına. Bir an öylece bakakaldı, sonra sevinçle dibe daldı gitti, tüm kaderimi söküp atarak.Teşekkürü de ihmal etmemişti,birkaç değerli pulunu elime avuçlarıma bırakarak. Balıkçı ve kedi şaşkın baktılar yüzüme. Sorar gibiydiler, neden yaptın bunu diye...
" Bir gün" dedim!!!
"Bulursam kendimi yeşil leğendeki küçük balık kadar çaresiz, son ana kadar hep bir umudum olsun diye..."